Havza Haber Ajansı'nda yapılan habere göre Aile ve Evlilik Danışmanı Hüccet-ül İslam Rıza Yusufzade, bir toplantısında "Ebeveynlerin çocukların özel alanı üzerindeki denetimi" konusunu ele aldı.
• Soru: 12 yaşındaki çocuğum odasında saatlerce telefonla vakit geçiriyor ve içeri girmemize izin vermiyor. Onun özel alanı ile ebeveyn denetimi arasında nasıl uygun bir denge kurabilirim?
• Cevap
Öncelikle dikkate alınması gereken temel bir nokta var: "Çocukların özel alanı" kavramının yanlış anlaşılmasına kapılmak, ciddi eğitimsel zararlar doğurabilir.
Bazı danışmanlar veya kültürel akımlar, ebeveynlerin denetleyici ve eğitici rolünü üstlenmelerini engelleyen bir özel alan anlayışını teşvik ediyor ve bu durum çocukları ciddi zararlara yönlendirebilir.
Dini açıdan da Kur'an-ı Kerim, çocukların ebeveynlerinin odasına girmeden önce üç durumda izin almaları gerektiğini açıkça belirtmektedir; ancak ebeveynlerin çocuklarıyla ilgili böyle bir kural belirtilmemiştir.
Bu durum, ebeveynlerin çocuklar üzerinde özel bir denetim ve sorumluluk konumunda olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla ebeveynlerin bir odayı tamamen çocuğa devretmesi ve ardından odaya girmek için izin almak zorunda kalması, aslında eğitimsel bir ihmal olup zarara yol açabilir.
Danışmanlık deneyimleri, çocuklara odanın veya iletişim araçlarının mutlak mülkiyet şeklinde verilmesinin bazen çok tehlikeli sonuçları olabileceğini göstermiştir.
Örneğin bir genç, ebeveynlerinden habersiz gizli bağlantılar kurabilir veya ailenin asla bilmeyeceği davranışlar sergileyebilir.
Bu süreç toplumsal düzeyde de endişe verici sonuçlar doğurmuştur. Örneğin bazı gelişmiş ülkelerde böyle kayıtsız eğitim politikalarının sonucu aile yapısında ciddi krizlere yol açmıştır.
Peki çözüm nedir?
1. Odalar için belirli bir kullanım amacı tanımlamak: Odanın belirli bir işlevi olmalıdır. Örneğin uyku veya kıyafet değiştirme gibi.
Bu, odanın tamamen çocuğa "devredilmesi" anlamına gelmez. Ebeveynler odanın içindeki faaliyetler üzerinde denetim sahibi olmalıdır. Çocuk odada saatlerce kalıp kapıyı ailesine kapatamaz.
2. Çocuğun araçlar ve alanlar üzerindeki mutlak mülkiyetinden kaçınmak: Potansiyel olarak çocuğa zarar verebilecek her türlü mülkiyet ona verilmemelidir. Bu; telefon, bilgisayar ve hatta oda için geçerlidir.
Örneğin televizyon ailenin olduğu gibi bilgisayar veya tablet de ailevi bir kullanım amacına sahip olmalıdır. Çocuk kullanımının görünür olması için oturma odasında veya ortak bir alanda bulunması daha iyidir.
3. Çocuk için "halvet" oluşturmaktan kaçınmak: Ebeveynlerin katılımı ve denetimi olmadan çocuklara kapalı ve kişisel alanlar tahsis etmek, gizli ve zararlı davranışların oluşmasına yol açabilir.
Çocuk henüz sağlıklı davranış sınırlarını tek başına yönetebilecek bir aşamada değildir; bu nedenle ebeveynlerin rehberliğine ve desteğine ihtiyaç duymaktadır.
4. Bağımsızlık kavramını aşamalı olarak yönetmek: Çocuğun bağımsızlığı yönlendirilmiş ve aşamalı olarak gelişmelidir; tamamen serbest bırakılarak değil. Eğer çocuk her alanda başından itibaren serbest bırakılacaksa ebeveynlerin eğitim verecek bir yeri kalmaz.
Bu nedenle ebeveynler çocuklarının saygısını ve onurunu korurken yanlış özel alan anlayışlarına kapılmamaya dikkat etmelidirler. Bilinçli ve yönetilen bir denetim çocuğun sağlıklı gelişimiyle çelişmez. Bu yönetim ebeveynlerin eğitim görevlerinin ayrılmaz bir parçasıdır.
yorumunuz