Pazar 2 Kasım 2025 - 23:40
Havza Haber Ajansı'ndan "Kara Kodlar" Belgeseli

Havza / "Kara Kodlar" belgeseli, on yıllar boyunca Amerika'nın diplomasi yüzünün arkasında gizli kalmış karmaşık şifreler, belgeler ve anlatılara sembolik bir atıfta bulunuyor ve genel izleyici belki de bu konuya pek dikkat etmiyordu.

Havza Haber Ajansı'na göre geçen yıl bu günlerde Umut Naimi ve Mesut Meliki Meşhur'un yapımcılığını üstlendiği ve Mecit Restigari'nin yönettiği "Kara Kodlar" belgeseli İran Devlet Televizyonu Birinci Kanalı'nda yayımlandı. Bu belgesel, 4 Kasım 1979'da Casusluk Yuvası'nın (ABD'nin Tahran'da Büyükelçiliği) işgalinin ilk gününden itibaren Amerika'nın medya ve kültürel faaliyetlerine dair ilgi çekici bir anlatı sunuyor.

Bu belgeselde "Medya, Carter'a nasıl yardım etti? Amerika halkı, İmam Humeyni'nin izinden giden öğrencilerin neden öfkeli olduğunu ve neden Casusluk Yuvası'nı işgal ettiklerini anladı mı? Amerika, casuslarını nasıl ulusal kahramanlar haline getirdi?" gibi sorulara yanıtlar aranıyor.



Casusluk Yuvası'nın İşgaline Yeni Bir Bakış Açısı


Bu belgeselin yapımcıları, Amerikan kaynaklarında yıllarca süren araştırmalarla izleyiciye Casusluk Yuvası'nın işgali konusuna yeni bir bakış açısı sunuyor ve bu bağlamda anlatılar savaşında önemli bir yer tutuyor.

Diğer önemli bir nokta ise günümüz dünyasında toplumsal hafızanın artık yalnızca zihinlerde sınırlı olmadığı bunun yerine bu hafızadan doğan sanatsal bir ifade ve tarihi gerçeğin yeniden canlandırılmasıdır. Bu nedenle, arşivsel belgeselde izleyici yalnızca film yapımcısının analizinin dinleyeni değil aynı zamanda özellikle tarihi belgeler açısından sunduğu gerçek belgelerin tanığı olduğunu anlamalıyız. Bu da "Kara Kodlar" gibi eserleri çekici ve özel kılan unsurlardan biridir.

Çekici Arşivlerle Anlatı Üzerine Vurgu

Öte yandan belgesel yapımcılarına göre arşiv her zaman tarafsız değildir; aksine anlatıların çatışma alanıdır. Belgeselci, bir zamanlar sıradan insanların erişemediği görüntüleri ve belgeleri bir araya getirerek yeni anlamlar üretebilir ve gizli kalmış anlatıları açığa çıkarabilir.

Bu bağlamda 67 dakikalık "Kara Kodlar" belgeselinin kısmen unutulmuş belgeleri ve görüntüleri geri kazandırmanın yanı sıra, bir tür ulusal hafızayı yeniden inşa etmeye yönelik bir çaba içinde olduğunu söylemek gerekir.

Yönetmen bu belgeselde arşiv görüntüleri, gerçek belgeler ve Batı'nın medya anlatılarından yararlanarak, İslam İnkılabı'ndan sonraki en önemli olaylardan biri olan 4 Kasım 1979'da ABD Büyükelçiliği'nin işgali üzerine yeniden bir okuma yapıyor.

"Kara Kodlar" Ne Anlama Geliyor!?

Ayrıca "Kara Kodlar" başlığının on yıllar boyunca Amerika'nın diplomasi yüzünün arkasında gizli kalmış karmaşık şifreler, belgeler ve anlatılara sembolik bir atıfta bulunduğunu unutmamak gerekir. Genel izleyici belki de bu konuya pek dikkat etmiyordur.

Söz konusu belgesel ayrıca olayın siyasi ve medya boyutlarını inceleyerek, egemen sistemin nasıl anlatıyı mühendislik yoluyla şekillendirip medyayı kontrol ederek kamuoyunun gerçekliği algısını oluşturduğunu gösteriyor. Bu nedenle bu belgeseli tarih ile medya ve belge ile yorum arasında yeni köprü kuran bir eser olarak tanımlamak mümkündür.

Uluslararası Arşivlerin Doğru ve Yerinde Kullanımı

Bu belgeselin diğer güçlü yönlerinden biri de uluslararası arşivlerin doğru ve yerinde kullanılmasıdır. Bu arşivler İran izleyicisinin erişiminde daha az olan kaynaklardır. Ayrıca "Kara Kodlar" Casusluk Yuvası'nın işgali konusuna yeni bir açıdan yaklaşarak izleyici için önemli bir cazibe unsuru oluşturuyor.

Bazı uzmanların ifade ettiği gibi anlatıyı kontrol etmek demek anlamı kontrol etmek demektir. Her tarihi olayda, özellikle de siyasi ve uluslararası ağırlığı olanlarda (örneğin 4 Kasım 1979'da Casusluk Yuvası'nın işgali) iki alanın aynı anda oluştuğunu söylemek gerekir. Biri gerçek olayın gerçekleştiği alan yani somut dünyada olan bitenler; diğeri ise medyada ve halkın zihninde yeniden temsil edilen anlatıdır.

Bu bağlamda, anlatıya sahip olan kişi gerçeği şekillendirir. Bu nedenle "Kara Kodlar" belgeseli tarihi ve medya alanındaki anlatının önemine vurgu yapmaktadır. Bu konu günümüz medyasında oldukça önemli ve anahtardır ve bu nedenle bu belgesel de bu tartışmaya girerek sosyal ve kültürel bir işlevi hedeflemektedir.

Gerçekleri Karanlıkta Gizleyen Kodlar


Yönetmen bu belgeselde ayrıca Casusluk Yuvası'nın işgali sonrasında Amerika hükümeti ve medyalarının nasıl haber yönetimi, görüntü seçimi ve kelimelerin tonunu ayarlayarak olayın özel bir anlatısını sunduğunu gösteriyor. Bu anlatıda İranlı öğrenciler "terörist" olarak tanıtıldılar.

ABD Büyükelçiliği "casusluk merkezi" olarak değil "ihlal edilmiş diplomatik alan" olarak tanımlandı ve bu nedenle tüm olay, 444 gün süren rehine krizi bağlamında Batı dünyasının kamuoyuna bir duygusal drama olarak anlatılmaktadır.

Yukarıda belirtilen açıklamalara dayanarak, gerçek belgelerin özellikle de Büyükelçilikten yayınlanan belgelerin büyük ölçüde casusluk faaliyetlerinin bulunduğunu ortaya koymasına rağmen Batılıların ve Amerikalıların yalan söylemek istedikleri  anlaşılmaktadır. Aslında bu gerçek olay ve medya anlatımı arasındaki çelişki filmin "Kara Kodlar" başlığıyla işaret ettiği şeydir; yani gerçeği karanlıkta gizleyen kodlar.

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha