Havza Haber Ajansı'nın çeviri grubunun bildirdiğine göre "Filistin Barış Anlaşması; İhlaller ve İslam Ümmetinin Sorumluluğu" başlıklı bu toplantı, Pakistan'ın "Sesizlerin Sesi" Hareketi'nin girişimiyle İslamabad'da düzenlendi. Bu toplantıya Şii ve Sünni alimler, sosyal aktivistler, siyasi ve kültürel aydınlar, kadınlar ve gençlerden oluşan bir grup katıldı ve katılımcılar Filistin davasına olan güçlü desteklerini ifade ettiler. Bu toplantının amacı, Filistin meselesiyle ilgili son anlaşmanın farklı boyutlarını incelemek, bunun İslam dünyası üzerindeki etkilerini analiz etmek ve İslam ümmetinin Gazze'deki gelişmelere karşı sorumluluklarını açıklamaktı.
"İbrahim Anlaşması"na Karşı Uyarı ve İslam Ümmetinin Dikkatli Olması Gerekliliği
Pakistan Harem Ehli Cemaati Başkanı Müftü Gülzar Naimi, konuşmasında İbrahim Anlaşması'nı İslam ümmeti için "tehlikeli bir tuzak" olarak tanımladı. Müftü Naimi bazı Müslüman hükümetlerin ya bilinçli olarak ya da dış baskılar altında bu anlaşmayı kabul etme yoluna girdiğini, bunun Filistin davası ve İslam dünyasının menfaatleri açısından zararlı olacağını belirtti.
Müftü Naimi ilahi peygamberlerin Allah ile sağlam bir anlaşma yaptığını hatırlatarak şöyle dedi: "Bugün maalesef bazı İslam hükümetleri, Amerika'nın politikalarını takip ederek, ilahi ahit ile çelişen yeni anlaşmalar imzalıyorlar."
Direnişi Destekleme ve İhanet Edenleri Kınama
Müftü Naimi, Gazze halkının yaşadığı derin acılara dikkat çekerek "Gazze halkı topraklarına geri döndü, ancak ihanet edenleri asla affetmeyecekler." dedi. Binlerce Filistinlinin yaralandığını hatırlatan Müftü Naimi, tüm İslam ülkelerini yaralıların tedavisi ve ailelerine destek sağlamak için acilen harekete geçmeye çağırdı ve direnişi desteklemenin tüm Müslümanların dini ve insani bir görevi olduğunu vurguladı.
Bu Anlaşma Geçici Bir Ateşkestir
Programın devamında, Müslümanların Birliği Konseyi Genel Sekreteri Dr. Nasır Abbas Şirazi de son anlaşmanın "barış anlaşması" olmadığını, yalnızca geçici bir ateşkes olduğunu vurguladı. Yaklaşık %60'lık bir oranın, direniş korkusuyla işgal altındaki toprakları terk ettiğini belirten Dr. Şirazi "Hizbullah ve Hamas korkusu, İsrail toplumunu felç etti ve biz kesinlikle nihai zaferin Gazze'nin direnişçi halkına ait olacağına inanıyoruz." dedi.
Soykırımın Doğasının Açığa Çıkarılması ve Batı'nın Çifte Standartları
Dr. Şirazi, Birleşmiş Milletler raporlarına atıfta bulunarak Gazze'deki olayları "açık bir soykırım" olarak tanımladı ve bu trajedinin Batılı güçlerin desteğiyle yaşandığını belirtti. Avrupa ve Amerika'nın bilinçli halklarının da bugün kendi hükümetlerinin ikiyüzlülüğüne karşı ayaklandıklarını şu sözlerle ifade etti: "Çünkü insan hakları iddiaları ile cinayetleri destekleme arasındaki çelişkiyi artık gizlemek mümkün değildir."
Mescid-i Aksa'nın Korunması için İslam Dünyasının Vahdetinin Gerekliliği
Toplantının diğer bir bölümünde, Sünni vaiz Müftü Tayyip Şah Tirmizi, kutsal değerlere sahip çıkmak için İslam birliğinin gerekliliğini vurguladı ve "Bazı ülkeler Haremeyn-i Şerif'in korunması için birleştiği gibi, İslam dünyası da Mescid-i Aksa'nın korunması ve Filistin'e destek konusunda tek ses olmalıdır." dedi.
Müftü Tirmizi ayrıca "Gazze tarihi direnişiyle Siyonist rejimin askeri gücünü yerle bir etti. Biz direnişin yanında duran tüm ülkelere teşekkür ediyoruz." şeklinde konuştu.
Katılımcılar, Filistin halkına olan desteklerini sürdürme vurgusu yaparak, İslamî hükümetlerden Siyonist rejimin saldırılarına karşı net ve kararlı tutum sergilemelerini, Filistin'in meşru direnişini desteklemelerini ve Kudüs'ün tam özgürlüğü için kararlı duruş sergilemelerini talep ettiler.

yorumunuz