Perşembe 13 Kasım 2025 - 21:46
Nehc-ül Belaga Çağdaş Dünyanın Küresel Zorluklarından İnsanın Kurtuluşu için Hayat Veren Bir Reçetedir

Havza / Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri, Nehc-ül Belaga’nın günümüz toplumu için hayat veren bir reçete olduğunu; kültürel, ahlaki, siyasi ve ekonomik meydan okumalar karşısında insanı kurtarabilecek bir yol sunduğunu söyledi. 

Havza Haber Ajansı'nın İsfahan’daki muhabirinin bildirdiğine göre, Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri Üstad Rıza Ramazani, Çarşamba akşamı Nehc-ül Belaga ve Alevî Yönetim merkezli “Kurtuluş Yolu” başlıklı dördüncü uluslararası kongrenin kapanış töreninde şöyle konuştu: "Nehc-ül Belaga günümüz toplumu için hayat veren bir reçetedir. Bu reçete kültürel, ahlaki, siyasi ve ekonomik meydan okumalar karşısında insanı kurtarabilecek bir yol sunuyor."

Alevî düşünce ve söyleminin günümüz dünyasında inşa edilmesi gerekliliğine dikkat çeken Üstad Ramazani şöyle dedi: "Emir-ül Müminin’in (a.s) düşünce ve yaşam tarzını tanımamız, onunla dostluk kurmamız ve yolunu izlememiz gerekmektedir. İmam Ali’den (a.s) bahsetmek zor, ancak onun yolunda yaşamak daha da zordur. Biz İslam Cumhuriyeti’nde büyük bir çaba başlattık ki Alevî yönetimini kültürel, siyasi ve ekonomik tüm boyutlarda gerçekleştirelim."

Üstad Ramazani, küresel krizlere dikkat çekerek şunları belirtti: "Günümüz toplumu, insan onuru, ekonomik adalet ve kültürel kimlik alanlarında derin meydan okumalarla karşı karşıyadır. Liberal sistemde barış, güçlerin sözünü kabul etmektir, adil bir barış değildir. Küresel servetin paylaşımı öyle haksız biçimde düzenlenmiştir ki, dünyanın servetinin %90’ı sadece nüfusun %10’unun elindedir. Bu sistemler insanı içsel olarak boşaltmış, yeni bir zihinsel kölelik ortaya çıkarmıştır."

Batı medeniyetinde ahlak ve onur kavramlarının suistimal edildiğine değinen Üstad Ramazani şöyle ekledi: "Bugün özgürlük ve onur gibi kavramlar daha çok geçmişteki cinayetlerle dolu bir tarihe tepki olarak ortaya çıkmıştır insanı yüceltmek için özgün bir yaklaşım değildir. Oysa İslam düşüncesinde ve Alevî yönetiminde, insanın onuru doğuştan gelen ilahi bir değerdir ve bu değer toplum düzeninde davranışsal biçimde tezahür etmelidir."

Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri, Alevî sistemin faziletin geliştirilmesine dayandığını ifade ederek şöyle dedi: "Emir-ül Müminin’in (a.s) yönetiminde amaç güçlenmek değil, faziletin, bilginin, aklın ve insanlığın geliştirilmesidir. İmam Ali (a.s), hak ve adaletin ölçüsüdür. Ziyaretnamelerde  kendisinden “mizân-ül âmâl” olarak bahsedilir. Bu Alevî sistemde adalet ve onurun, yönetimin değerlendirme kriteri olduğunu gösterir."

Üstad Ramazani, toplumun ahlaki yönetiminin gerekliliğine işaret ederek şöyle ekledi: "Bugün her zamankinden daha fazla dini akılcılığa, bireysel ve toplumsal düzeyde ahlaki terbiyeye geri dönmeye ihtiyacımız var. Nitekim merhum Kuleyni, Usûl-i Kâfî’nin girişinde yazdığı üzere, insan toplumunun olgunlaşmasının temeli akıldır. Akıl, insanın onurunun ve olgunluğunun temelidir."

Üstad Ramazani, konuşmasının başka bir bölümünde şöyle dedi: "Alevî bakışta, yönetimin amacı sadece maddi refahı sağlamak değildir; insanı ruhsal ve manevi huzura ulaştırmaktır. Bu huzur yalnızca ilahi kanunun gölgesinde elde edilir. Beşeri kanun ile ilahi kanun arasındaki fark şudur: İlahi kanun insana ebediyet ve kemale giden yolu gösterir."

Üstad Ramazani, sevgi ve velayetin İslamî yönetimin özünü oluşturduğunu vurgulayarak şöyle dedi: "Seküler veya liberal hiçbir sistemde yönetici ile halk arasında sevgiye yer yoktur. Oysa Alevî sistemde siyaset; ahlak, sevgi ve imanla iç içedir."

Dünya Ehlibeyt (a.s) Kurultayı Genel Sekreteri son olarak şunları vurguladı: "İslam Cumhuriyeti, İslamiyet, Cumhuriyet ve Rehberlik esaslarına dayanarak Nehc-ül Belaga’yı kendi yönetim anlayışının üst belgesi haline getirmelidir. Emir-ül Müminin (a.s), tarihte yönetim ile adaleti birleştiren tek liderdir. Bu model, bugün her zamankinden daha fazla insanlığın kurtuluş yoludur."

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha