Salı 16 Aralık 2025 - 12:05
ABD’nin Düşmanlığının Temelinde “Hakiki İslam’ın İkame Edilmesi” Korkusu Yatıyor / Gazze: Batı Medeniyetinin Utanç Tablosu

Havza / Kum Havzası Öğretim Üyeleri Topluluğu Başkan Yardımcısı Ayetullah Kâbi, Amerika Birleşik Devletleri, Siyonist rejim ve Batı’nın İran İslam Cumhuriyeti’ne yönelik düşmanlığının esas nedeninin, Muhammedî (s.a.a.) saf İslam’ın ikame edilmesinden duyulan derin korku olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “Düşmanları asıl korkuya sevk eden şey nükleer bir İran değildir; onları asıl dehşete düşüren, medeniyet kurucu İslam’ın hayata geçirilmesi ve yönetişim ile toplumsal alanda dinî hâkimiyetin gerçekleşmesidir.”

Havza Haber Ajansı muhabirinin aktardığına göre Kum Havzası Öğretim Üyeleri Topluluğu Başkan Yardımcısı Ayetullah Abbas Kâbi, Kum’da Havza ve İslam İnkılabı Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde düzenlenen “İslam’ın İkamesi” adlı kitabın tanıtım programında yaptığı konuşmada, Muhammedî (s.a.a.) saf İslam’ın  medeniyet kurucu kapasitesine vurgu yaparak, Amerika Birleşik Devletleri, Siyonist rejim ve Batı’nın düşmanlığının temel nedeninin “dinin ikame edilmesinden ve İslam’ın yönetişim ve toplumsal hayatta hayata geçirilmesinden duyulan korku” olduğunu belirtti.

İslam İnkılabı şehitlerinin, Kutsal Savunma (İran-Irak Savaşı) şehitlerinin, Harem savunucusu şehitlerinin, güvenlik, sağlık, hizmet, direniş ve İslamî İran’ın izzet ve kudret şehitlerinin aziz hatırasını yâd eden Ayetullah Ka‘bî; özellikle Şehit Seyyid Hasan Nasrallah, Şehit Seyyid Haşim Safiyyüddin ve direniş cephesinin şehit komutanları gibi büyük şehitleri anarak şunları vurguladı:

“Bu şehitler, İslam’ın ikame edilmesinin meyvesi ve ilahî hâkimiyetin gerçekleştirilmesi yolundaki cihadın somut timsalleridir.”

Kum Havzası Öğretim Üyeleri Topluluğu Başkan Yardımcısı ayrıca, “İslam’ın İkamesi” kitabının yazarı ile Havza ve İslam İnkılabı Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin yetkililerine -özellikle Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Muhsinî’ye- bu eserin ilmî çalışmaları ve derlenip düzenlenmesi yönündeki emeklerinden dolayı teşekkür ederek, söz konusu merkezi İslam İnkılabı’nın bereketlerinden biri olarak nitelendirdi.

ABD’nin Düşmanlığının Temelinde “Hakiki İslam’ın İkame Edilmesi” Korkusu Yatıyor / Gazze: Batı Medeniyetinin Utanç Tablosu

Batı’nın dinin ikame edilmesinden duyduğu korku

Ayetullah Kâbi, “Fakat kendilerini çağırdığın bu (din), Allah'a ortak koşanlara ağır geldi.” ayetine atıfla şu hususun altını çizdi:

“İslam düşmanları, yalnızca nükleer bir İran’dan ya da bilim ve teknolojiye sahip bir İran’dan korkmuyorlar; onları asıl dehşete düşüren şey, Muhammedî (s.a.a.) saf İslam’ın ve Ehl-i Beyt (a.s.) öğretilerinin ikame edilmesidir. Batı, bağımlı ve aşağılanmış güçlü bir İran ile sorun yaşamaz; ancak bağımsız, ilham veren ve medeniyet kurucu bir İran’dan korkar.”

Ayetullah Kâbi sözlerini şöyle sürdürdü: “İslam İnkılabı’nın düşmanları, DEAŞ ve tekfirci akımlar gibi projelerin başarısızlığa uğramasının ardından, yeni projelere yöneldiler. Bunlar arasında; üniversiteler eğitim kurumları kurarak ve İslam dünyasında ağlar oluşturarak ‘liberal İslam’, ‘liberal Şiilik’ ve ‘Amerikan İslamı’ inşa etme girişimleri yer almaktadır. Bu projelerin amacı, İslam’ı medeniyet kurucu ve devrimci içeriğinden arındırmaktır.”

Gazze: Batı medeniyetinin utanç tablosu

Ayetullah Kâbi, Siyonist rejimin Gazze’de işlediği suçlara değinerek şöyle dedi: “Bugün Gazze’de yaşananlar, imandan koparılmış bilimin ürünüdür. Bilimi imandan ayıran bir medeniyet, Moğol ve Nazizm’den bile daha vahşi suçlara sürüklenir. Gazze, Batı medeniyetinin utanç ve rezalet sergisi olarak ele alınmalı, incelenmeli ve açıklanmalıdır.”

Konuşmasının devamında Ayetullah Kâbi “ikame edilmiş İslam”ı, ilim ile iman, akılcılık ile maneviyat, adalet ile ilerleme, kudret ile ilahî rahmeti bir araya getiren bir model olarak nitelendirdi ve şunları ekledi:

“Rehber-i Muazzam’ın ifadesiyle, asgari düzeyde bir İslam yeterli değildir; İslam kültürel, toplumsal, siyasal, ekonomik ve yönetişim alanları dâhil olmak üzere tüm sistemlerde hayata geçirilmelidir.”

ABD’nin Düşmanlığının Temelinde “Hakiki İslam’ın İkame Edilmesi” Korkusu Yatıyor / Gazze: Batı Medeniyetinin Utanç Tablosu

İkame Edilmiş İslam’ın Göstergeleri

Kum Havzası Öğretim Üyeleri Topluluğu Başkan Yardımcısı, “ikame edilmiş İslam”ın göstergelerini şu şekilde açıkladı:

              1.           Tevhid ve kulluk temel eksendir; bu tevhid, teorik düzeyin ötesine geçerek ilahî hâkimiyetin kabulüne ve Allah’tan başkasının egemenliğinin tüm alanlarda reddine yol açmalıdır.

              2.           Toplumsal adalet, dinin ikame edilmesinin ikinci göstergesidir. Adalet, Kur’an perspektifinde yalnızca bir toplumsal sözleşme değil; ilahî, çok katmanlı bir hakikattir ve dinî bir yönetim olmadan gerçekleşmez.

              3.           Dinî yönetişim ve şeriatın tüm boyutlarıyla uygulanması, hayat-ı tayyibenin şekil bulmasının şartıdır.

              4.           Emr-i bi’l-ma‘ruf ve nehy-i ani’l-münker, dinin ikame edilmesinin uygulama güvencesi ve yönetişimin halk temelli hâle gelmesinin ana unsurudur.

              5.           Cihat ve direniş, dinin ikame edilmesinin ayrılmaz gerekleri arasında yer alır.

Dinî yönetim olmaksızın adalet anlayışının eleştirisi

Ayetullah Kâbi, adaletin uygulanmasını dinî yönetime ihtiyaç duymayan yaklaşımları eleştirerek şunları söyledi: “Kur’an mantığında adalet, örnekleri değişken olsa da sabit ve ilahî bir kavramdır. Seküler yönetimler nihayetinde eksik bir maddî adalet sağlayabilirken, kapsamlı dünyevî ve uhrevî adalet, dinin ikame edilmesi olmadan mümkün değildir.”

İran İslam Cumhuriyeti’nde dinin ikame edilmesinin zorlukları ve fırsatları

Ayetullah Kâbi, örtük sekülerizm, idari ve ekonomik yolsuzluk, medyatik yumuşak savaş, bazı kurumların idealleri kavramadaki zayıflığı ve dinden sapmış yorumların çoğalmasını, İslam Cumhuriyeti döneminde dinin ikame edilmesinin ciddi zorlukları arasında saydı.

Buna karşılık Ayetullah Kâbi; halk desteği ve dinî iman, ilmî ve kültürel kapasite, direniş cephesinin oluşumu, bağlı ve sorumlu genç kuşağın varlığı ile Yeni İslam Medeniyeti için insan kaynağı yetiştirme imkânını, bu yolun en önemli fırsatları olarak değerlendirdi.

Geleceğin Stratejisi: Medeniyet Cihadı

Kum Havzası Öğretim Üyeleri Topluluğu Başkan Yardımcısı, medeniyet cihadının gerekliliğine vurgu yaparak şunları söyledi: “Dinin ikame edilmesi, cihat olmaksızın mümkün değildir. Medeniyet cihadı; tehditleri fırsata dönüştürmek ve Rehber-i Muazzam’ın düşünce sistemini tüm alanlarda hayata geçirmek demektir. Bu süreçte velâyet-i fakih, medeniyet düzeyinde birliğin ve bütünlüğün ekseni, İran İslam Cumhuriyeti ise İslam’ın medeniyet cihadının ana üssüdür.”

Ayetullah Kâbi sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya geleceği, Yeni İslam Medeniyeti, akıllı yönetişim, küresel adalet ve yeni ittifak modellerine doğru ilerlemektedir. İslam dünyası, cihat ve direniş ruhunu koruyarak bu süreçte etkin bir rol üstlenmelidir.”

Ayetullah Kâbi konuşmasının sonunda, “İslam’ın İkamesi” kitabını bu söylemi açıklayan değerli bir eser olarak nitelendirdi ve inkılapçı yeni nesil için eserin yeniden okunması ve uygulamaya dönük özetlerinin hazırlanması gerekliliğinin altını çizdi.

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha