Havza Haber Ajansı’nın haberine göre, Suudi Arabistan’ın MBC şirketi tarafından üretilen Muaviye dizisi, onlarca milyon doları aşan bütçesiyle bölgenin en pahalı televizyon yapımlarından biri olarak öne çıkıyor.
İki yıllık bir askıya alınmanın ardından yeniden yayına hazırlanan bu dizi, İslam tarihinin tartışmalı figürlerinden biri olan Muaviye bin Ebu Süfyan’ı açıkça olumlu ve çarpıtılmış bir şekilde sunma çabası taşıyor. Oysa güvenilir tarihî kaynaklar, Muaviye’yi Ehlibeyt’in (a.s) en büyük düşmanlarından biri olarak tanımlamakta; onun, dönemin halifesi ve İmam Ali’ye (a.s) karşı yürüttüğü savaşlardaki ihanetlerini, İmam Hasan (a.s) ile yaptığı barış anlaşmasını bozduğunu ve Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.a) sünnetinde birçok bidat ortaya çıkardığını kayıt altına almaktadır. Ancak dizi, bu tarihî gerçekleri göz ardı ederek onu zeki ve etkili bir lider olarak tasvir etmektedir.
Gizli Hedefler: Tarih Yazımı Yerine Tarih Kurgusu
Bu dizinin en önemli yönlerinden biri yalnızca bir eğlence projesi olmanın ötesinde, kamuoyunun düşüncelerini değiştirmeye yönelik bir misyon taşımasıdır. Devlet destekli MBC kanalı aracılığıyla Suudi Arabistan, bu yapımla İslam tarihine dair özel ve planlı bir anlatıyı yeni nesillere sunmayı amaçlamaktadır. Yüksek prodüksiyon maliyetleri, güçlü bir medya stratejisinin devrede olduğunu göstermekte ve bu strateji, Muaviye’yi olumlu bir figür olarak sunarak onun İslam tarihindeki olumsuz rollerini gölgede bırakmayı hedeflemektedir.
Kamuoyu Üzerindeki Etkisi: Arap Gençlerinin Zayıf Tarih Bilgisi Üzerinden Oynanan Bir Oyun
Bu tür yapımların en büyük tehditlerinden biri, özellikle bölgedeki genç nesil üzerinde yaratacağı kamuoyu etkisidir. Ne yazık ki, birçok Arap ülkesinde tarih eğitimi, resmi politikalar nedeniyle sınırlı tutulmakta ve tek taraflı anlatılar öne çıkarılmaktadır. Bu bilgi eksikliği, Muaviye gibi dizilerin yapımcılarına, tarihî gerçeği çarpıtarak belirli kesimlerin çıkarlarına hizmet eden alternatif anlatılar oluşturma fırsatı sunmaktadır.
Arap dünyasındaki eğitim sistemlerinde tarihî kaynakların zayıflığı ve resmi/hükümet yanlısı anlatılara odaklanılması, gençlerin bu tür yapımlardan etkilenme riskini artırmaktadır. Araştırma ve sorgulama alışkanlığı olmayan bireyler, Muaviye dizisi gibi yapımları tarihî bir gerçek olarak kabul edebilir ve İslam tarihine dair yanlış bir algı geliştirebilir. Eğer bu tür yapımlar tarih bilinci daha yüksek toplumlarda yayınlansaydı, akademik ve medya eleştirileriyle hızla çürütülebilirdi. Ancak tarih bilgisi yüzeysel olan bir bölgede, böylesi diziler bilinçaltına işleyerek tarihî gerçekleri kolayca çarpıtabilir.
Farsça Dublaj ve Olası Zorluklar
Göz ardı edilmemesi gereken bir diğer konu ise, yakın gelecekte bu dizinin Farsça dublajlı versiyonunun yayınlanma ihtimalidir. Arap dizilerinin, özellikle uydu kanalları ve dijital platformlar aracılığıyla Farsça konuşan izleyiciler arasında büyük bir etki alanına sahip olduğu düşünüldüğünde, Muaviye dizisinin de yakında İran ve diğer Farsça konuşulan ülkelerde izleyiciyle buluşması olasıdır.
Bu durum, özellikle İslam tarihi hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan izleyiciler için ciddi bir risk oluşturabilir. Çünkü tarih bilgisi zayıf olan bireyler, yalnızca bu tür yapımları izleyerek geçmişi öğrenmeye çalışabilir ve yanlış yönlendirilebilir. Bu nedenle, bu dizinin yayılmasıyla birlikte İslam tarihine dair doğru ve akademik temelli anlatımların da güçlendirilmesi büyük bir önem taşımaktadır.
Medya Zayıflığımız: Tarihin Çarpıtılmasına Açılan Bir Kapı
Buna karşın, Şii toplumu hâlâ Ehlibeyt’in (a.s) şanına uygun, tarihî gerçekleri savunabilecek güçlü medya eserleri üretememiştir. Tarihi Şii perspektifinden çarpıtanlara karşı, büyük bütçelerle desteklenen yapımlara alternatif olacak etkili bir görsel anlatım ortaya koyamamamız, ciddi bir boşluk yaratmaktadır. Muaviye gibi diziler, sinematik cazibesi ve güçlü anlatımıyla bu boşluğu doldurarak izleyiciyi etkileme imkânı bulmaktadır.
Sahte Anlatılarla Mücadele Zorunluluğu
Muaviye dizisi gibi yapımlar, sinema ve televizyonun kamuoyu yönlendirmedeki gücünü açıkça ortaya koymaktadır. Tarih bilincine sahip toplumlar olarak bizler bu tür çarpıtmalara kayıtsız kalırsak, kısa zamanda İslam tarihine dair sahte anlatıların gerçeklerin yerini alması kaçınılmaz hale gelecektir.
Zamanında ve Etkili Bir Yanıt Vermek
Bu dizi, yalnızca sanatsal ya da medya ürünü değil, aynı zamanda ideolojik bir projedir ve tarihi tahrif ederek belirli düşünceleri meşrulaştırma amacını taşımaktadır. Dolayısıyla, bu tür yapımlara karşı eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşmak ve uygun tepkiler vermek gerekmektedir. Eğer böylesi üretimlere karşı güçlü bir cevap geliştirmezsek, İslam tarihinin çarpıtılması zamanla sıradan bir olay haline gelecek ve gelecek nesiller gerçeği, yalnızca tarihi kendi çıkarları doğrultusunda yeniden yazanların anlatımından öğrenmek zorunda kalacaktır.
Seyyid Abbas Seyyidnejad
yorumunuz