Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi'nin siyonist rejimin işlediği suçlar ve İnkılap Rehberi'ne karşı küstahça yapılan tehdit üzerine yayınladığı mesajın metnini aşağıda okuyabilirsiniz:
Bismillahirrahmanirrahim
“Fitne ortadan kalkıncaya kadar onlarla savaşın.” (İnfal Suresi 39)
Siyonist rejimin Aziz ülke İran'a yönelik günlerdir sürdürdüğü vahşi saldırıların, masum kadın ve çocukların kanının dökülmesinin ve şehit edilmesinin, medya ve altyapıya yönelik saldırıların ardından İran milleti ilahi yardım vaadiyle kararlı, birlik ve cesaretle Rehber’in arkasında samimi bir şekilde durmaktadır ve İsrail tehdidi ortadan kalkana kadar bütün bu zorluklara ve daha fazlasına katlanacaktır. Kur’an-ı Kerim’de de buyurulduğu gibi: “Eğer siz acı çekiyorsanız, onlar da sizin çektiğiniz gibi acı çekmektedir. Üstelik siz Allah'tan, onların beklemedikleri şeyleri umup bekliyorsunuz.” (Nisa Suresi 104) Allah’a karşı umudu kaybetmeyip O’ndan gelecek ilahi takdirin gerçekleşmesini beklemektedirler.
Ama bu batıl rejim ve onun aciz komutanları İslam ordusu ve askerlerinin şok edici gücü karşısında tüm zayıflıklarıyla Amerika’nın içi boş ve maddi vaatlerine güvenerek ve bazı avrupa ülkelerinden gelen desteklere inanarak -ki bölgedeki işbirlikçi devletler de işgalci İsrail rejiminin yarattığı bu durumdan kurtulmak istemektedir- aptallık üzerinden Aziz Rehberimizi tehdit etmişlerdir.
Burada birkaç önemli hususa dikkat etmek gerekir:
İlk olarak, İslam İnkılabı’nın Aziz Rehberinin varlığı sadece Şii inancının değil aynı zamanda İslam ümmetinin de koruyucusu olarak inancımızda hassas bir noktadır ve hiçbir salih ve özgür Müslüman bu tehdidi kabul etmez. Bu nedenle tüm Müslümanlar ve özgür insanlar tüm dünyada en kısa sürede ve her türlü imkanla bu tehdide karşı çıkmalı ve bu vesileyle dünya müslümanlarının bu tehdidin karşısındaki görüşünü göstermelidirler.
İkinci olarak, Silahlı Kuvvetler şimdiye kadar güçlü bir şekilde İsrail’e saldırmış ve onları zor duruma düşürmüştür ancak yenilikçi ve tuzağa düşüren bir yöntemle öyle bir şey yapmalıdır ki düşman böyle fikirleri ve tehditleri söylemeye cesaret edememelidir.
Üçüncü olarak, elbette bizim onlara karşı en önemli avantajımız -her konuda var olmuştur ve olacaktır- halkımızın ve askerlerimizin taşıdığı imandır: Bu nedenle bütün halkımız ve tüm müminler bu zor şartlarda halis ve içten bir şekilde Allah’a yönelmelidir. Bireysel ve toplu bir şekilde Allah’tan yardım istemek ve masum İmamlarımıza (a.s) tevessül konusunda tembellik yapılmamalıdır çünkü düşmanın kim olursa olsun:
“Allah'ın eli onların eli üzerindedir.” (Feth Suresi 10)
Vesselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu
Nasır Mekarim Şirazi
yorumunuz