Perşembe 26 Haziran 2025 - 14:55
Rehber’e, Büyük Taklit Mercilerine ve Silahlı Kuvvetlere Özel Teşekkür

Havza / Ayetullah Arafi, İran milleti ve silahlı kuvvetlerin fedakârlığını takdir ederek halkın ülke savunmasındaki görkemli ve basiretli katılımını İslam İnkılabı tarihinin dönüm noktası olarak nitelendirdi ve milli birlik ile beraberliğin önemine vurgu yaptı.

İlim Havzaları Müdürü Ayetullah Ali Rıza Arafi, Havza Haber Ajansı ile yaptığı röportajda ülkenin çok hassas ve özel günlerden geçtiğini ve İslam İnkılabı’nın görkemli tarihindeki dönüm noktalarından birinde bulunduğumuzu belirtti. Şehitleri ve şehitlerin imamını rahmetle anarak, silahlı kuvvetler başta olmak üzere İslami vatanın savunmasında fedakârca çaba gösteren tüm kurumlara teşekkür etti. Savunmalarıyla şaşkınlık uyandıran kadın-erkek, genç-yaşlı tüm aziz halkımıza, kahraman ve fedakâr gençlere özel olarak teşekkür edilmesi gerektiğini vurguladı.

Milli Birlik ve Beraberliğe Övgü

Ayetullah Arafi sözlerine şöyle devam etti: “Bu günlerde yüce milletimizin yurt genelindeki sürekli, şuurlu ve organize olmuş görkemli varlığı İran ve İslam için bir iftihar vesilesidir. İran’ın kahraman kadınlarına, erkeklerine, gençlerine ve vatan savunucularına ayrı ayrı teşekkür etmek gerekir.”

Vatan ve İnkılap Savunucularına Teşekkür

İlim Havzaları Genel Müdürü Ayetullah Ali Rıza Arafi şöyle konuştu: “Ben, ilim havzaları camiası ve büyük kurumlar adına başta savunma ve füze atışlarında görev alan silahlı kuvvetler olmak üzere sahada aktif rol oynayan gönüllüler, emniyet güçleri, Devrim Muhafızları (Sepah), şerefli ordu ve tüm güvenlik, istihbarat ve askeri kurumlara gönülden teşekkür ediyorum. Elbette bu büyük ve görkemli destanı en güçlü şekilde sahiplenen halkımız oldu.”

İlim Havzası Camiasının Rehberle Yenilenen Bağlılığı

Ayetullah Arafi sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm bunlardan öte yüce ve aziz rehberimize şükran borçluyuz. Allah’a böyle bir nimet verdiği için şükrediyoruz. Bu rehber; hikmetli, basiretli, kararlı, sahada olan ve milletinin yanında duran bir önderdir. Bu vesileyle onun yüce makamına saygı ve bağlılığımızı sunuyor, ilim havzası camiası adına biatımızı tazeliyorum.”

Necef ve Kum’daki Büyük Din Âlimlerine Teşekkür

Ayetullah Arafi devamında şunları söyledi: “Necef ve Kum’daki yüce taklit mercilerine de özellikle teşekkür ediyorum. Bu süreçte verdikleri birlik mesajları ve yönlendirmeleriyle sahada etkili oldular. Aynı şekilde değerli âlimler, kıymetli hocalar, medrese mensupları ve üniversite hocalarına da takdirlerimi sunuyorum.”

İlim havzası, milletin hizmetkârı olarak her zaman halkın yanında yer almaktan gurur duymaktadır. Bu camia, dünyaya yeni bir bakış açısı sunmuş ve bu inkılapçı yaklaşımını merhum İmam Humeyni’nin (r.a) öğretilerinden almıştır. Hepimiz omuz omuza İran’ın bağımsızlığı, özgürlüğü, yüceliği ve ihtişamı için ayaktayız. İlim Havzası, tarih boyunca her dönemde İran’ın ilerlemesi için aktif rol oynamıştır.

Bu Yılki Muharrem: Şuur, Coşku ve Destanın Bütünleştiği Bir Dönem

İlim Havzaları Genel Müdürü Ayetullah Ali Rıza Arafi açıklamasının devamında bu yılki Aşura’nın önceki yıllardan farklı olarak şuur, coşku, bilinç ve destansı bir atmosfer taşıdığını vurgulayarak şunları söyledi:

“Bu özel fırsat, İslam İnkılabı’nın gerçek konumunu hem ruhani camiaya hem de İran halkına yeniden hatırlatmak için değerlendirilmelidir.”

İslam İnkılabı’nın Parlayan Cevheri

İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi olan Ayetullah Arafi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İslam İnkılabı’nın birer tezahürü olarak savunma savaşı (İran-Irak Savaşı), bilimsel ilerlemeler ve direniş ekseninin kurulması gibi başarılar önemlidir. Ancak inkılabın özü, bunların ötesinde parlayan ve yüce bir cevherdir.”

Ayetullah Arafi, İslam İnkılabı’nın kaynağının saf dini düşünce olduğunu belirterek ekledi:

“Bu düşünce; kitap, sünnet ve İslami akıl yürütmeden doğmuştur. Merhum İmam Humeyni (r.a), bu gidişata kendi yorumu ve anlayışıyla çağımızda eşsiz bir parlaklık kazandırmıştır.”

İslam İnkılabı: Küresel Sömürü Sistemine Bir İtiraz

Ayetullah Ali Rıza Arafi, İslam İnkılabı’nı İkinci Dünya Savaşı sonrası dünyaya hâkim olan küresel sömürü düzenine karşı bir itiraz olarak niteleyerek şöyle dedi:

“İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yeni zalim güçler, uluslararası kurumlar ve küresel yapılar üzerinde hâkimiyet kurdu. İslam İnkılabı ise bu adaletsiz yapıya karşı direnişin sembolü oldu. Bu itiraz, insanlığın temiz vicdanında kök salmıştır. Dünyadaki özgür insanlar çok iyi bilirler ki BM Güvenlik Konseyi’ndeki adaletsiz veto hakkından tutun da işlenen büyük cinayetlere kadar her şey dünyadaki güç dengesinin çarpık yapısından kaynaklanmaktadır.”

Uluslararası Sistemde Kurumsallaşmış Zulüm

İlim Havzaları Genel Müdürü, sömürü düzeninin savaş sonrası dünyaya getirdiği sonuçlara da değinerek şunları söyledi:

“Bu düzenin sonucu tüm dünyaya yayılan kurumsallaşmış bir zulüm olmuştur. Köksüz ama küstah ve emperyalist Amerika ile diğer sömürgeci güçler, son 80 yılda yüzün üzerinde savaş çıkarmış ve onlarca ülkeyi işgal etmiştir. Afrika’dan Asya’ya kadar kaynakların ve madenlerin yağmalanması, sürekli savaş kışkırtıcılığı, işgaller ve yangın yerine çevrilen coğrafyalar bu sömürü sisteminin temel özelliklerindendir. Onların suç dosyaları o kadar kabarmıştır ki artık tek tek saymak mümkün değildir.”

Siyonist Rejim: Küresel Sömürü Sisteminin Sembolü

İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi Ayetullah Ali Rıza Arafi, Siyonist rejimin doğasına işaret ederek şöyle dedi:

“Küresel sömürü düzeninin en bariz sembollerinden biri kuruluşu temelden zulme dayanan gaspçı bir varlıktır. Bu rejimin işlediği suçlar o kadar çoktur ki artık sayılabilecek gibi değildir.”

İslam İnkılabı’nın İki Temel Katmanı

Ayetullah Arafi, İslam İnkılabı’nın boyutlarını iki ana katmana ayırarak şöyle açıkladı:

“Birinci katman, dünya üzerindeki sömürü sistemine yönelik güçlü bir itirazdır. İkinci katman ise maneviyat, adalet ve küresel dayanışma temeline dayalı yepyeni bir anlayışın sunulmasıdır. Bu yeni anlayış dünyadaki güç yapısının zulümden arındırılarak maneviyat, adalet, kalkınma, zulmün reddi ve insanlığın ortak gelişimi üzerine kurulması gerektiğini savunmaktadır.”

İlim Havzaları Genel Müdürü Ayetullah Arafi, İslam İnkılabı’nın sahip olduğu düşünsel derinliğe de dikkat çekerek şöyle dedi:

“İslam İnkılabı öyle bir fikrî donanıma sahiptir ki nerede sunulsa ona ilgi gösterenler bulunur. Bu inkılap, düşüncede ve mantıkta ön plandadır; çünkü bu düşünce tarzı dünyada çok sayıda gönüllü alıcıya sahiptir.”

Yüce, aziz ve değerli rehberimize teşekkür etmeli ve Allah’a böyle bir nimet bahşettiği için şükretmeli ve hamd etmeliyiz. O, hikmet sahibi, basiretli, zeki, kararlı, azimli ve her daim sahada bulunan bir rehberdir. Bu vesileyle onun yüce makamına saygı ve hürmetimi arz ediyor, ilim havzası camiası adına bağlılığımızı ve biatımızı bir kez daha ifade ediyorum.

Akıllı Savunma Tutumu

Ayetullah Arafi, İslam İnkılabı’nın savunma yaklaşımına dikkat çekerek şunları vurguladı:

“Pratikte İslam İnkılabı hiçbir zaman saldırgan ve öncü bir güç olmamıştır. Ancak her zaman, tamamen soğukkanlı, kendine güvenen ve disiplinli bir savunucu olmuştur ve inşallah olmaya devam edecektir.”

İnkılabın İkilemi: Sömürüyü Reddetmek ve Medeniyet İnşası

İlim Havzası Yüksek Konseyi üyesi Ayetullah Arafi, İslam İnkılabı’nı aynı zamanda “küresel sömürü sistemini reddeden” ve “yeni medeniyet inşa eden” bir model olarak tanımladı ve şöyle dedi:

“Bu inkılap hem düşünce alanında öncü ve aktif bir hareket, hem de fiili alanda güçlü ve kararlı bir savunucudur.”

İlim Havzası Camiasının İnkılapçı Düşüncedeki Tarihî Rolü

Ayetullah Arafi, ilim havzalarının tarihî misyonuna işaret ederek şöyle dedi:

“İlim Havzaları, milletin hizmetkârı olmaktan gurur duyan, her zaman halkın yanında yer almış ve dünyaya yeni bir bakış açısı sunmuştur. Bu inkılapçı anlayış, İnkılap rehberlerinin öğretilerinden beslenmektedir. Hepimiz İran İslam Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı, özgürlüğü, yüceliği ve ihtişamı için omuz omuza durmaktayız. İlim Havzaları tarih boyunca İran’ın ilerlemesi için aktif rol almıştır. Bu anlayış; üniversitelerde, okullarda ve özellikle de Muharrem matem törenlerinde, Aşura’nın kanlı sancaklarıyla başlayıp Erbain’e kadar süren heyecanlı buluşmalarda güçlendirilip kalıcı hâle getirilmelidir.”

İlim Havzaları ve Din Adamlarının İnkılapçı Düşünceyi Yaymadaki Görevi

Ayetullah Arafi, ilim havzaları ve dini müntesiplerin sorumluluğuna dikkat çekerek şöyle söyledi:

“Bu düşünce sürekli olarak yeniden okunmalı ve vurgulanmalıdır. Din adamları, cuma ve cemaat imamları, dini topluluklar ve kültürel kurumlar; bu yüce anlayışı toplumda yerleştirmek ve genç nesilleri bu düşünceyle tanıştırmakla yükümlüdürler.”

İslam İnkılabı’nın Dört Tarihi Adımı

Ayetullah Arafi, İslam İnkılabı’nı üç ana aşamaya ayırdı:

              1.         Haziran 1963 Ayaklanması: İmam Humeyni (r.a) liderliğinde başlayan İslami hareketin ilk kıvılcımı toplumda uyanışa sebep oldu.

              2.           Şubat 1979 Devrimi: İslam düzenin kurulmasıyla hareketin idealleri devlet yapısında somutlaştı.

              3.           Kutsal Savunma 1980-1988: Sekiz yıl süren fedakâr direniş, inkılabın kimliğini küresel emperyalizme karşı perçinledi.

Ayetullah Arafi, bugünün gençlerinin bu tarihî safhaları doğru anlaması ve şehitlerden ilham alarak inkılabın dördüncü adımı olan İslami medeniyet inşasını gerçekleştirmesi gerektiğini vurguladı.

Kutsal Savunma: Uluslararası Sistemde Eşi Benzeri Olmayan Bir Olay

Ayetullah Arafi, Kutsal Savunmayı şöyle tanımladı:

“Bu savaş tam anlamıyla orantısız bir mücadeleydi. Irak Baas rejimi ve işbirlikçileri onlarca ülkenin en gelişmiş silahlarıyla İran’ı parçalamaya, nizâmı yıkmaya ve İslam İnkılabı’nı yok etmeye çalıştı. Ancak, yaklaşık 200 bin şehit — bunların 5 bini civarı din adamı — sayesinde İran’ın gücü dünyada pekişti. İran’a yönelik saldırı hevesi söndü ve hiçbir ülke düşmanların oyuncağı olmaya cesaret edemedi.”

Onlar boş konuşuyor; “Teslim olmalıyız” diyorlar. İslam İnkılabı’na, İlim Havzasına, gönüllü güçlere, cesur gençlere ve özgür İran milletine asla teslim olmak yoktur. “Zillet Bizden Uzaktır” ruhu bu topraklarda daima hüküm sürmüştür.

İnkılabın Dördüncü Safhası: 2025 Büyük Dirilişi

İlim Havzaları Genel Müdürü Ayetullah Arafi, son olayları tarihî bir dönüm noktası olarak nitelendirerek şunları söyledi:

“Siyonist ve Amerikalı düşmanın son 12 gündeki akılsız hamlesi, inkılabın önceki tüm safhalarından daha belirgin ve etkili yeni bir evreyi başlatmıştır. Bu büyük diriliş, rejimin gücünü ve milletin şuurlu duruşunu dünyaya bir kez daha kanıtlamıştır. Bu süreçte tüm perde aralanmış, Amerika doğrudan sahaya girmiş ve gaspçı İsrail, emperyalist güçlerin bir askeri üssü olarak tüm paydaşlarıyla açıkça ortaya çıkmıştır.”

İran’ın Gücü Dünyanın Gözleri Önünde

Ayetullah Arafi sözlerini şöyle sürdürdü:

“Büyük komutanlar kaybettik, ülkemize zararlar verildi; ancak ilk kez ilahi bir söyleme sahip manevi bir gücün, küresel sömürü sistemine karşı tek başına durabileceği ispatlandı. Kutsal Savunma’da elde ettiğimiz güç bugün zirveye ulaşmış ve bölgedeki dengeleri değiştirebilecek kapasiteye erişmiştir. Umarız bölgedeki korkak ya da anlayışsız yönetimler bu olaydan gereken dersi alırlar.”

Dünyadaki Mazlumların Sevinci

“Zillet Bizden Uzaktır” Ruhunun Parlaması

Ayetullah Arafi şunları belirtti:

“Bugün tüm mazlumların, Müslümanların ve İslam ümmetinin kalpleri büyük İran milletinin cesaretinden, yiğitliğinden, direncinden ve sabrından sevinçle doludur. Düşmanlar boş laflar ediyor; ‘Teslim olmalıyız’ diyorlar. Ancak İslam İnkılabı’na, İlim Havzasına, gönüllü güçlere, cesur gençlere ve özgür İran milletine asla teslim olmak söz konusu değildir. ‘Zillet Bizden Uzaktır’ ruhu bu topraklarda her zaman parlamıştır. Yeni bir zafer güneşi doğmuştur; bu parlak doğuş, yüce şehitlerimize, ailelerine ve tüm büyüklerimize kutlu olsun.”

Aşura: İnsan Yetiştiren Üniversite

Ayetullah Arafi, Aşura’yı ‘ilahi sırların hazinesi ve hayat derslerinin zengin kaynağı’ olarak tanımlayarak ekledi:

“Kerbela destanında bireysel, toplumsal ve evrensel yaşam için çıkarılması gereken onlarca büyük ders saklıdır. Din adamları ve vaizler; camiler, dini topluluklar ve gönüllü birliklerle birlikte, bu derin bilgileri doğru dil ve sağlam mantıkla özellikle gençler, işçiler ve öğrenciler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerine ulaştırmakla yükümlüdürler.”

İlim Havzası, milletin hizmetkârı olarak her zaman halkın yanında yer almaktan gurur duymaktadır ve dünyaya yeni bir bakış açısı sunmuştur. Bu inkılapçı anlayış, İnkılap rehberlerinin öğretilerinden beslenmektedir.

Milletin Gücü ve Yüceliğinin Kaynağı

Ayetullah Arafi şöyle vurguladı:

“Aşura’nın derin bilgi ve bilinç katmanları milletimize güç, büyüklük ve kararlılık kazandırmaktadır. Bu önemli hadisenin farklı boyutlarını araştırmak ve doğru şekilde sunmak Muharrem ve Sefer aylarındaki en temel görevimizdir. Umuyoruz ki yeni kültürel hareketler, yaygınlaştırma faaliyetleri ve samimi İslam İnkılabı söylemi devam ettirilir ve güçlendirilir.”

İlim Havzaları Mensuplarına Tavsiye

İlim Havzaları Genel Müdürü, talebeler ve din adamlarına şöyle seslendi:

“Bizler ilmimizi, bilgimizi ve düşüncemizi çağın ihtiyaçlarına göre derinleştirmeli; tüm bu bilimsel birikim ve yüce değerleri özellikle gençlerimiz olmak üzere halkımızın hizmetine sunmalıyız. Görevimiz; din, ahlak, maneviyat, cesaret, fedakârlık ve birlik ruhunu halka sunarak onlara hizmet etmektir. Alçakgönüllülük ve halkla iç içe olmak din adamlarının en önemli sorumluluklarındandır.”

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha