Havza Haber Ajansı Çeviri Grubu’nun aktardığına göre Necef-i Eşref Cuma İmamı Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimîn Seyyid Sadruddin Kabançî, Necef-i Eşref’teki Hüseyniyye-i Azam Fâtımiye’de kıldırdığı Cuma hutbesinde şu açıklamalarda bulundu: “Irak İçişleri Bakanlığı, Tuzhurmatu’da bir grup subayın ABD bayrağının üzerine bastıkları gerekçesiyle görevden alındıklarını duyurdu.
Hüccetü’l-İslam Kabançi ardından şöyle dedi:
“Biz diyoruz ki bu subaylar sadece şahsî görüşlerini ortaya koymuşlardır. İçişleri Bakanlığı bu davranışta bir sakınca görüyorsa bile onlara bu şekilde sert davranılması doğru değildir.”
Necef Cuma İmamı sözlerine şöyle devam etti:
“Bu nedenle İçişleri Bakanlığı’ndan bu kararı yeniden gözden geçirmesini istiyoruz. Bu subayların görevlerine tam bağlılıklarından dolayı kendilerini takdir ediyoruz. Bu konu dışında onlara yönelik herhangi bir olumsuz görüşümüz yoktur ve bu tamamen teknik bir meseledir.”
Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimîn Kabançi Erbil meselesiyle ilgili olarak da şunları söyledi:
“Erbil’de Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile bazı aşiret grupları arasında ağır silahlı çatışmalar yaşanıyor. Bu olaydan uzak değiliz ve gelişmelerden kopuk da değiliz. Bu nedenle Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden iç ve dış politikasını yeniden gözden geçirmesini talep ediyoruz.”
Hutbenin başka bir bölümünde ise Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimîn Kabançî şu önemli uyarıda bulundu:
“Üst düzey kaynaklardan gelen bazı işaretler ve sızdırılan bilgiler, İsrail’e ait bir planın varlığına işaret ediyor. Bu planın temel hedefi, Koordinasyon Çerçevesi’ndeki tüm liderleri ortadan kaldırmak ve ardından ulusal kurtuluş hükümeti ilan etmektir.”
Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimîn Kabançî sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu söylediklerimiz hayal ürünü değil. Aksine elimizde bu yönde göstergeler mevcut ve İran’ın yaşadıkları da gözümüzün önündedir. İsrail’in İran’da yaptığı gibi önce komutanları ortadan kaldırmak ve ardından ortaya çıkan siyasî ve idarî boşluğu başka yollarla doldurmak gibi bir tecrübeye sahibiz.”
Necef-i Eşref Cuma İmamı Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimîn Seyyid Sadruddin Kabançî şu vurguda bulundu:
“Biz inanıyoruz ki tüm bu tecrübeler başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu konuda bir örnek de İran’daki gelişmelerdir: Komutanlar ortadan kaldırıldıktan sonra bu ülkede sert tepkiler başladı, dengeler değişti ve füzeler İsrail’e doğru fırlatıldı. İsrailliler bu durumu dikkate almalı. Biz Allah’a inanıyoruz ve zafer ancak O’nun katındandır. Halkımız Hüseyin’e (a.s) aşıktır ve Allah bizi asla yalnız bırakmayacaktır.”
Cuma hutbesinin dinî bölümünde Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimîn Kabançî, “Meşlûl Duası” olarak bilinen büyük dualardan birine değinerek, bu duanın Hz. Emirü’l-Mü’minîn Ali (a.s) tarafından aktarıldığını ve gencin günaha düştükten sonra babasının bedduasıyla felç olduğunu, fakat babasının rızasını aldıktan sonra İmam Ali’nin bu duayı ona öğrettiğini anlattı. Hüccetü’l-İslam Kabançî, insanın karşılaştığı krizleri aşmasında bu duaya bağlı kalmasının önemini vurguladı.
Aşura ve yumuşak savaşla mücadele konusunda da Hüccetü’l-İslam Kabançî, İmam Muhammed Bâkır’ın (a.s) şu hadisini nakletti:
“Şiîlerimize Hüseyin’i (a.s) ziyaret etmelerini emredin; çünkü onun ziyareti rızkı artırır, ömrü uzatır ve belaları def eder.”
Hüccetü’l-İslam Seyyid Sadruddin Kabançî, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Hüseynî şeâir (matem ve anma ritüelleri), şeytanın toplarını etkisiz hale getiren şeydir.”
Resmî istatistiklere göre bu yıl Tuveyric matem yürüyüşüne ve Aşura gününe 12 milyon kişi katıldı. Bu da gösteriyor ki bu şeâire bağlı olan bir halkla kimse baş edemez. İşte bu toplumsal bağlılık ve maneviyatla yumuşak savaşı nasıl kazandığımızı anlatmak istediğim şeydir.”
yorumunuz