Cumartesi 19 Temmuz 2025 - 22:31
Batı, İkili Yapı Oluşturma Planında ‘İran Milleti’ Gibi Sağlam ve Güçlü Bir Kayaya Çarptı

Havza / İlim Havzaları Müdürü şöyle dedi: “Batı, Doğu’da ve İslam dünyasında ya hiçbir güç olmamasını ya da eğer bir güç varsa tamamen kendisine bağımlı olmasını hedeflemektedir.”

Havza Haber Ajansı muhabirinin aktardığına göre Ayetullah Ali Rıza Arafi, “Son Gelişmeler, Dayatılan Savaş ve 12 Günlük Kutsal Savunma” konulu ülke genelindeki Havza Müdürleri Toplantısı’nda – ki bu toplantı Yüksek Konsey üyeleri, havza müdür yardımcıları, eyalet yöneticileri ve medrese müdürlerinin katılımıyla düzenlenmiştir – yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Yeni durum, olağanüstü zorluklar ve karmaşıklıklarla dolu tarihi bir dönemeçtir. Biz bu olağanüstü zorluk ve karmaşıklıklara şahit olduk ve bu süreç devam edecektir.”

Bu bağlamda Ayetullah Arafi, 14 maddeyle bu karmaşıklıklara değindi ve şöyle dedi:

“Bütün istikbar cephesi daha önce görülmemiş bir şekilde, doğrudan ve açık biçimde en gelişmiş silahları, ileri teknolojileri ve yapay zekâyı kullanarak sahaya inmiştir. İçerideki ağ kurma faaliyetleri ve bunların birbirine bağlanması benzeri görülmemiş biçimde gerçekleştirilmiştir. Dışarıdaki karşı devrimci güçler, geçmiş dönemlerden farklı olarak organize edilmiştir ve yeni modeller tasarlanıp uygulanmaya konmuştur.”

Ayetullah Arafi sözlerine şöyle devam etti: “Kara saldırısı için sınırlar hazırlanmıştı. Algı savaşı ve anlatı savaşında yoğun bir propaganda dalgası başlatıldı. Direniş ekseni cephesinde yüzeysel bir zayıflık görüntüsü hâkim kılındı. Ülkelerin albenili hale getirilmesi ve çeşitli vaatlerle kandırılması sağlandı. Farklı fay hatları etkinleştirildi. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra hazırlanmış olan 40-50, hatta 80 yıllık büyük planlar ve haritalar yeniden gündeme getirildi ve hayata geçirilmeye çalışıldı.”

Direniş Ekseni Yeni Bir Can Kazanacak

Ayetullah Arafi, Batı’nın Doğu’da ve İslam dünyasında izlediği stratejinin “ikili yapı” oluşturmak olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“İstihbarat, güvenlik, askerî ve silah sistemlerinin ipleri bölgedeki bazı Müslüman ülkelerde Amerika’nın elindedir. Amerika isterse hepsini bir gecede alaşağı edebilir. Batı’nın hedefi şudur: Ya hiçbir gücün kalmadığı bir “yanmış toprak” stratejisi ya da varsa bile tam anlamıyla bağımlı ve teslim olmuş bir güç. Bu plan çerçevesinde son 2-3 yılda adım adım ilerlediler. Ancak sonunda güçlü ve sarsılmaz bir kayaya çarptılar. O kaya; İran milleti, İslam İnkılabı ve aziz Rehberliktir. İnşâllah Yemen, Irak ve Direniş Ekseni yeniden dirilecek ve yeni bir ruh kazanacaktır.”

Kalpleri Sağlamlaştırmak, Zihinleri Yönlendirmek ve İradeleri Kararlı Kılmak, Alimlerin Görevidir

Ayetullah Arafi kalplerin sağlamlaştırılması, zihinlerin doğru yönlendirilmesi ve iradelerin kararlılıkla güçlendirilmesini alimlerin asli görevi olarak tanımladı ve şöyle devam etti:

“Eğer toplumun zihni doğru bir analiz yeteneğine sahip olursa, kalbi imanla dolu olursa ve yüreği irade ve direnişle dolup taşarsa yapılmış tüm hazırlıklar – atom silahı bile olsa – bizi geri püskürtemez. Ve ilim havzası bu direniş ve istikrarın temel sütunlarını muhafaza etmelidir.”

Ayetullah Arafi bu temel sütunları şöyle sıraladı:

 1. İlim, bilgi ve marifet

 2. Gayb âlemine iman ve inanç

 3. Doğru sosyal ve siyasi bilinç

 4. Toplumda sağlam ve kararlı bir irade

İlim Havzaları Müdürü halkın ve gençliğin içinde, ülke içinde ve dışında oluşan yeni fırsatlara değinerek şöyle dedi:

“İslam ümmetinin bütünleşmesi, inkılap düşüncesinin ve İslam İnkılabı söyleminin parlaması, İslam ve Ehl-i Beyt (a.s) öğretilerinin yayılması büyük fırsatlardır ve bunları sağlamlaştırmamız gerekir. Önümüzdeki tehlikeler karşısındaki yolumuz çetin bir yoldur; bu yol, bölge ve insanlık tarihi açısından medeniyet kurucu bir dönüm noktasıdır. Bu söylem ayakta kalırsa hedefi Hz. Mehdi’nin (a.f) zuhuruna doğru uzanır. Birçok düşmanın hevesi kursağında kalacaktır.”

Ayetullah Arafi ardından şöyle ekledi:

İstikrar, dayanıklılık, direniş, uyanıklık, birlik ve beraberlik, İslam İnkılabı’nın temelleri ve teorileri üzerinde durmak ve bunları açıklığa kavuşturmak, istikbara karşı direnmek, teslimiyet ve gevşekliğe düşmemek, hakikatin doğru biçimde açıklanması ve aktarılması, marifet ve iman temellerinin güçlendirilmesi, halkla ve gençlerle daha güçlü bir bağ kurmak ve onları daha aktif bir şekilde cezbetmek, önümüzdeki yol haritasıdır.

Ayetullah Arafi, bu toplantının mesajını Hz. Veliyyü’l-Asr’a (a.f), İmam Rıza’ya (a), İmam Humeynî’ye (r.a), Yüce Rehbere, büyük taklit mercilerine, aziz şehitlere ve yüce İran milletine yeniden biat ve ahit yenileme, sahada hazır olunduğunu ilan etme olarak tanımladı ve şöyle dedi:

“Bu iradeler ve bu sahadaki mevcudiyet, geleceği güvence altına alacak ve sorunları ortadan kaldıracaktır.”

Ayrıca Havzalar Yüksek Konseyi üyesi olarak yöneticilikle ilgili bazı noktalara da değindi ve şunları söyledi:

“Başarılı bir yönetici temel ilmî ve becerisel şartların ötesinde hem dış hem iç çevreyi, mevcut durumu ve ihtiyaçları tanıma gücüne, zekâya ve misyona yönelik bir bakış açısına sahip olmalıdır ki çevreyi doğru ve hızlı bir şekilde analiz ederek hedeflere uygun değişimleri hayata geçirebilsin.”

Ayetullah Arafi ardından başarılı bir yöneticinin ikinci özelliği olan ‘maddî ve insanî kaynakları hedefler doğrultusunda uyumlu biçimde organize edebilme gücü’ olarak vurguladı.

Üçüncü unsuru ise şu şekilde açıkladı: “Motivasyon, duygu ve heyecan oluşturma yeteneği.

Gelişim; duygu, heyecan, canlılık ve motivasyon gerektirir. Bir yönetici, düşünsel ve içeriksel konuların yanı sıra, medresede bulunduğunda ve talebe ile hocalarla sohbet ettiğinde ya da diğer ortamlarda, bu kabiliyete sahip olmalı; varlığı heyecan verici, harekete geçirici ve coşku kaynağı olmalıdır.”

İlim Havzaları Müdürü, başarılı bir yöneticinin dördüncü ve beşinci özelliğini şöyle açıkladı:

“Sağlam bir mantık, teori ve düşünce sistemine sahip olmak ile güçlü bir kadro kurma, ekip ve grup oluşturma yeteneği. Bu özellikler, işleri ilerletmede büyük rol oynar.”

Altıncı özellik olarak ise ‘tüm görev alanlarına karikatürize etmeden dengeli ve kapsamlı bir yaklaşım’ olduğunu belirtti. Yani bir yönetici, medresede destek, eğitim, araştırma, tebliğ, ahlakî gelişim ve uluslararası ilişkileri birlikte ve dengeli biçimde ele alabilmeli; bütünlüğü koruyarak öncelikleri gözetebilmelidir.

Yöneticilerin birinci görevi, ‘âlim insan’ yetiştirmektir. Bu görevin doğal uzantısı, kapsayıcılık, denge ve öncelik bilincine sahip olmaktır.

Ayetullah Arafi ayrıca şu maddeleri de başarılı yöneticinin diğer unsurları arasında saydı:

 • Zihinsel disiplin ve davranışsal düzen

 • Yüksek baskı toleransı ve sorunları ıslah etme gücü

 • Görevleri doğru şekilde paylaştırabilme ve büyük-küçük işleri birlikte yürütebilme yeteneği

 • Havza ve alimlerin krizlerini tanıyıp çözüm üretebilme kabiliyeti

Yapay zekâya hâkimiyetle, hedefler ve İslamî ilimler doğrultusunda ilerlemeliyiz

Ayetullah Arafi, yapay zekânın hem fırsatlar hem de tehlikeler barındırdığını ve insanlığın geleceğini derinden etkileyen büyük bir dönüşüm olduğunu belirterek şunları söyledi:

“İslamî ilimlerde yapay zekâ uygulamaları konusunda bazı girişimlere başladık ve bu çalışmalar ilerlemektedir. Biz, yapay zekâya hâkim olarak onu kendi hedeflerimizin, İslamî ilimlerin ve eğitim-tebliğ alanındaki çeşitli faaliyetlerimizin hizmetine sunmak zorundayız.”

Son olarak yaklaşan Erbain merasimine değinen Arafi şöyle dedi:

“Havzanın Tebliğ ve Uluslararası İlişkiler Birimi, bu yılki büyük Erbain yürüyüşünü şekillendirme, ahlaklı ve nitelikli âlimler yetiştirme ve havzanın öncü ve örnek mesajını dünyaya ulaştırma görevini üstlenmiştir.”

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha