Havza Haber Ajansı’nın aktardığına göre İslam İnkılabı Rehberi, babasının Allâme Tabatabaî ile yaptığı görüşmelere dair bir hatırasını anlatırken bu büyük âlimin inkılapçı mücadeleye ilişkin farklı bakış açısına dikkat çekti. Rehber-i Muazzam, Allâme’nin mücadelelerin etkisiz kalacağına dair umutsuzluğunun İslami yönetim fikrine karşı olduğu anlamına gelmediğini vurguladı. Ayrıca Allâme Tabatabaî’nin birçok öğrencisinin İslam İnkılabı’nın öncü kadroları arasında yer aldığını hatırlattı.
İslam İnkılabı Rehberi şöyle aktardı:
Babamı her iki seferinde de Kum’a götürdüğümüzde, Allâme Tabatabaî gelip babamı ziyaret etti. Hatırladığım kadarıyla biz de onun evine ziyarette bulunmuştuk.
O görüşmelerden birinde, Allâme Tabatabaî Meşhed’de babamın evine geldiğinde kendisine şöyle demiştim: ‘Biz inkılap ve mücadeleyle ilgili öğrendiğimiz birçok şeyi sizden, el-Mîzân tefsirinden öğrendik. Neden siz bu alanda doğrudan bir rol üstlenmiyorsunuz?’
Allâme’nin cevabı özetle şuydu: ‘Artık faydası yok.’
Şöyle diyordu: ‘Geçmişte –yani biz âlimler– büyük bir ihmalde bulunduk, bu durum da o ihmallerin sonucudur. Ama şimdi yapılacak bir şey yok. Evet, bir dönem mücadele hem farzdı hem de etkili olabilirdi. Biz âlimler de o dönemde ciddi etki yaratabilirdik. Ancak Meşrutiyet döneminde ve modernitenin ilk giriş aşamasında –Allâme’nin ifadesiyle– büyük bir günah işlendi. O dönemde bu iş gerektiği gibi takip edilmedi. Ama artık zaman geçti, şimdi bir faydası kalmadı.’
Allâme Tabatabaî gibi feraset sahibi bir âlimin –ki onun feraset ve basiretinden hiç kimsenin şüphesi yoktur ve onu toplumsal meselelerden habersiz biri olarak da göremeyiz– toplumun gerçeklerini bu şekilde değerlendirmesi, mücadelenin faydasız olduğuna inanmasındandı. Yoksa dini takva ve sadakat açısından mücadele edenlerden daha eksik biri değildi. Hatta bizden kat kat fazla takvaya ve dini bağlılığa sahipti.
Ben kesin olarak inanıyorum ki eğer böyle bir günün geleceğini ihtimal dahilinde görselerdi, mücadeleye dâhil olurlardı. Allâme Tabatabaî umutsuzdu, karşıt değildi.
İlginçtir ki onun öğrencilerinin çoğu İslam İnkılabı’nın etkili isimleri arasında yer aldı. Gerek Uzmanlar Meclisi’nde gerekse Anayasa’yı hazırlayan kurulda, merhum Allâme Tabatabaî’nin birçok öğrencisi görev aldı. Aynı şekilde İslam İnkılabı’nın önde gelen şehitlerinden çoğu da onun öğrencisiydi: Şehit Mutahharî, Şehit Beheştî, Şehit Kuddusi, Şehit Şeyh Ali Heyderî Nehavendî ve bu gibi öncü isimler.
Hiç kimse Allâme Tabatabaî gibi birinin İslamî yönetim modeline veya İslam Cumhuriyeti’ne karşı olduğunu düşünemez. Böyle bir şey imkânsızdır. Merhum Ayetullah Milânî de aynı şekildeydi; o da ileri görüşlüydü ama o da umutsuzdu.
Bu inkılâbın başarıya ulaşmasında etkili olan en temel unsurlardan biri İmam Humeynî’nin halka duyduğu güven ve umuttu. İmam, bu işin mutlaka başarıya ulaşacağına inanıyordu. Ama onlar (Allâme Tabatabaî ve Ayetullah Milânî) böyle bir umuda sahip değillerdi.
Kaynak:
“Rehber’in Hatıraları” – Ayetullah el-Uzma Hamaney’in babasının hayatına dair anıları, Neşr-i İnkılâb-ı İslâmî, s. 69–71
yorumunuz