Havza Haber Ajansı muhabirinin bildirdiğine göre Ayetullah Ali Rıza Arafi, 26 Temmuz 2025 Cumartesi akşamı Kum’daki Havzalar Yönetim Merkezi’nin toplantı salonunda düzenlenen “Ümenâü’r-Rusul: Direnişin Seyyidüşşühedası Şehit Seyyid Hasan Nasrullah’ın İlim ve Cihad Konumunun Anısına” düzenlenecek olan uluslararası ve akademik kongrenin makale çağrısı afişinin tanıtım töreninde yaptığı konuşmada, İslam ümmetinin aziz şehitlerini anarak şöyle dedi:
“İslam ümmetinin aziz şehitlerinin hatırasını saygıyla yâd ediyoruz. Onlar uluslararası Siyonizmle mücadelede canlarını feda ettiler. Özellikle de yüce şehit Seyyid Hasan Nasrallah, şehit olmuş ilim insanları ve komutanlar, aziz halk ve son olaylarda ve 12 günlük kutsal savunmada şehit olanların hepsini rahmetle anıyoruz.”
Ayetullah Arafi konuşmasının devamında Filistin halkının durumuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Konuşmama başlarken başta Gazze halkı olmak üzere Filistin halkıyla derin dayanışmamızı ilan ediyorum; özellikle de Gazze’de en zor şartlarda yaşam mücadelesi veren çocuklar, gençler ve tüm mazlumlarla... Allah’tan diliyoruz ki bu sıkıntı ve zorlukları onların omzundan kaldırsın ve İslam ümmeti ile İslami İran’ın düşmanlarının şerrini yine onların kendi başına çevirsin.”
İlim Havzaları Genel Müdürü daha sonra “Ümenâü’r-Rusul” kongresinin amaçlarını açıklayarak şöyle dedi:
“Ümenâü’r-Rusul, hedefi, büyük âlimlerin tanıtımı olan bir oluşumdur. Bu âlimler, İslami ilim havzalarında yetişmiş, İran ve bölge düşünce ve kültürüne etki etmiş, sosyal, siyasi ve kültürel süreçlerde etkin rol oynamış şahsiyetlerdir. Bu oluşum, bu şahsiyetleri hem İran’da hem de bölge halkına tanıtmak için çaba sarf ediyor. Özellikle de Kum ve Necef havzalarına özel bir bakışa sahip; bu iki havza İslam dünyasında etkili olan İslami, imanî ve Şiî düşüncenin tarihi merkezleridir. Bu kongreyle bu iki havzanın birbirine daha çok yakınlaşması hedefleniyor.”
Ayetullah Arafi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ümenâü’r-Rusul bu iki havzadan ilmi, kültürel ve sosyal açıdan öne çıkan büyük şahsiyetleri belirleyerek onların hayat çizgisini yeniden okumakta ve topluma tanıtmaktadır.”
Ayetullah Arafi daha sonra Kum ve Necef ilim havzalarının tarihsel ve etkili konumunu açıklayarak şöyle dedi:
“İlim havzaları arasında bu iki havza, tarih boyunca özel bir konum ve öne çıkan bir yere sahiptir. Son yüzyıllarda Kum ve Necef havzaları, bölgede büyük dönüşümlerin başlangıç noktası olmuştur. Meşrutiyet Hareketi’nden petrolün millileştirilmesi hareketine, İslam Devrimi’ne ve Irak’ta ve bölgede yaşanan önemli olaylara kadar pek çok sürecin kaynağı bu havzalardır.”
Ayetullah Arafi, bu iki ilim merkezinin etki alanına değinerek şunları söyledi:
“Üniversiteler ve ilim havzaları gibi ilmi merkezlerimizde kökü olan onlarca büyük toplumsal ve kültürel olay vardır, fakat Kum ve Necef havzaları bu olaylarda özel bir yere sahiptir. Bu havzalardan öyle büyük şahsiyetler çıkmıştır ki dünyanın dört bir yanında etkili olmuşlardır.”
İlim Havzaları Genel Müdürü, “Ümenâü’r-Rusul” projesinin ilim havzaları arasındaki bilimsel etkileşimi güçlendirme amacını vurgulayarak şöyle dedi:
“Bu oluşumun amacı, Kum ve Necef havzaları arasındaki kurumsal ilişkileri güçlendirmek ve genç nesil ile toplum için örnek alınabilecek şahsiyetleri tanıtmak adına yeni adımlar atmaktır.”
Bu doğrultuda yapılan çalışmalara değinen Ayetullah Arafi şu bilgileri verdi:
“Şimdiye kadar çeşitli programlar düzenlendi ve olumlu sonuçlar alındı. Kapsamlı eserler yayımlandı, Kum ve Necef’te bu çerçevede önemli toplantılar gerçekleştirildi.”
Ayetullah Arafi, Ümenâü’r-Rusul tarafından İslam ümmetinin önde gelen şahsiyetlerini anmak için yapılan yeni planlamaları da açıklayarak şunları söyledi:
“Politika kurulu tarafından son aylarda gündeme alınan ve arkadaşlarımızca takip edilen yeni bir adım çerçevesinde üç önemli şahsiyetin anılması planlanmaktadır. Bu isimlerin her biri kendi alanında özel bir konuma sahiptir.”
Ayetullah Arafi sözlerine şöyle devam etti:
“İlk anılacak şahsiyet, büyük direniş komutanı ve önde gelen siyasi ve devrimci bir sima olan şehit Allâme Seyyid Hasan Nasrallah’tır (rahmetullahi aleyh). Onun şahsiyetinin, ilmi konumunun ve siyasi-sosyal düşünce derinliğinin yeniden tanınması üzerine araştırmalar yürütülmektedir. Umuyoruz ki gelecek yıl Kum, Necef ve Lübnan’da bu büyük şahsiyetin anısına önemli toplantılar düzenlenecektir.”
Ayetullah Arafi, bu seçkin şahsiyetle olan yakın tanışıklığına işaret ederek şöyle dedi:
“Şehit Seyyid Hasan Nasrallah ile yakın bir ilişkim olmasından onur duydum; defalarca Beyrut’ta, bazen gece yarılarına kadar süren uzun oturumlarda kendisiyle bir araya geldim. Bu nedenle bu kongrenin önemini ortaya koyan bazı noktaları belirtmek isterim.”
Ayetullah Arafi, Şehit Seyyid Hasan Nasrallah’ın ilmi ve fikrî yönlerini açıklarken şunları kaydetti:
“Birincisi, Şehit Nasrallah hem Kum hem de Necef ilim havzalarında eğitim almış bir âlimdi. Necef’te tahsil gördü ve bir dönem de Kum’da bulundu. Bu iki önemli havzanın farklı ilmî ve kültürel ekollerinden istifade etti.”
İlim Havzaları Genel Müdürü sözlerini şöyle sürdürdü:
“İkincisi, o, merhum Şehit Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır es-Sadr’ın düşüncelerinden etkilenmişti ve bu çizgide, İmam Humeyni’nin (r.a), İslamî liderliğin ve İslam Devrimi’nin fikri etkisi altına girdi. Bu süreç onu hızla Lübnan’da, bölgede, İslam dünyasında ve dünya genelinde önde gelen fikir ve devrim liderlerinden biri konumuna taşıdı.”
Ayetullah Arafi devamında şöyle dedi:
“Onun şahsiyetinde öne çıkan yönlerden biri de çok üstün bir stratejik düşünceye sahip oluşuydu. Öyle ki bölgesel denklemleri değiştiren önemli simalardan biri olarak değerlendirilebilir. Ayrıca o zat, Ayetullah Hamaney’e derin bir hayranlık duymaktaydı ve onun terbiyesi altında birçok önemli şahsiyet yetişmiştir.”
Ayetullah Arafi, Şehit Seyyid Hasan Nasrallah’ın şahsiyetiyle ilgili konuşmasını özetleyerek şu vurguyu yaptı:
“Şehit Nasrallah aslında düşünsel, toplumsal, kültürel, devrimci ve siyasi bir ekoldür. Bu sempozyumun amacı da bu ekolün yeniden okunması, bu seçkin düşünce sisteminin unsurlarının ve öğretilerinin tanınmasıdır.”
İlim Havzaları Genel Müdürü, “Ümenâü’r-Rusul” kapsamında anılması planlanan diğer iki şahsiyeti de tanıtarak şöyle dedi:
“İkinci şahsiyet, merhum Ayetullah el-uzma Safi Gulpaygani’dir (rahmetullahi aleyh). Kendisi toplumsal, siyasi, devrimci, fıkhi, kelami ve mehdevi alanlarda öne çıkan büyük bir simadır. Merciyyet dünyasında çok yüksek ve etkili bir konuma sahipti. Fıkıh, kelam, hadis ve mehdeviyyet alanlarında geniş ve derin eserler bırakmıştır. Bu eserler günümüz dünyasının birçok fikrî ve dinî sorusuna cevap verecek niteliktedir.”
Ayetullah Arafi, bu eserlerin yeniden incelenmesinin ve yayımlanmasının planlandığını belirterek, “Umarız bu eserlerin bir kısmı başka dillere de çevrilir.” dedi.
Daha sonra üçüncü şahsiyeti açıklayarak şöyle devam etti:
“Üçüncü şahsiyet, merhum Ayetullah Şehristani’dir (rahmetullahi aleyh). Kendisi henüz yeterince tanınmayan nadir âlimlerdendir. Onun eserlerinin ve şahsiyetinin tanıtılması genç nesil, akademisyenler ve medrese talebeleri için oldukça etkili ve yol gösterici olacaktır.”
Ayetullah Arafi konuşmasını şu ifadelerle tamamladı:
“Tüm bu anma programlarında bizim için esas olan genç neslin kendi tarihî mirasıyla tanışması, ondan ilham alması ve bu ilhamla daha iyi bir geleceğe doğru yol bulmasıdır.”
yorumunuz