İslami Şura Meclisi Eğitim, Araştırma ve Teknoloji Komisyonu üyesi Seyyid Muhsin Musavizade Havza Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, yapay zekâ konusunun son derece önemli olduğunu vurguladı ve bu konunun Eğitim Komisyonu’nda birçok oturumda detaylı şekilde ele alındığını belirtti.
Musavizade, bu oturumlara Cumhurbaşkanı’nın Bilim ve Teknoloji İşlerinden Sorumlu Yardımcısı, Bilim, Araştırma ve Teknoloji Bakanı, Milli Eğitim Bakanı ve bu kurumların yardımcılarının katıldığını dile getirerek İran’ın durumunun Körfez bölgesindeki bazı Arap ülkeleriyle kıyaslandığını söyledi.
Komisyon üyesi şu değerlendirmede bulundu:
“İran’ın yapay zekâ alanındaki yatırım seviyesi bu ülkelerle kıyaslandığında çok daha düşük. Oysa İranlı gençler, bölgenin en yüksek zekâ ve yetenek seviyesine sahip bireyleri arasında yer almakta. Tüm ambargo, yoksunluk ve kısıtlamalara rağmen İranlı araştırmacılar bu alanda oldukça iyi çalışmalar yapıyorlar. Ancak çevremizdeki ülkeler örneğin Birleşik Arap Emirlikleri bu alanda uygun altyapılar oluşturup, bizim yetenekli gençlerimizi kendilerine çekmeye çalışıyor. Eğer biz gerekli adımları zamanında atmazsak bölgedeki yapay zekâ hâkimiyeti BAE ve diğer ülkelere geçebilir.”
Musavizade ayrıca şunları vurguladı:
“İran zengin bir ülkedir ve yapay zekâ alanındaki mevcut durumu iyileştirmek için yeterli kaynak ve bütçeye sahiptir. Bu alanda ciddi yatırımlar yapılması kaçınılmazdır.”
Seyyid Muhsin Musavizade, İran İslam İnkılabı Rehberi’nin şu sözünü hatırlattı:
“İran, yapay zekâ alanında bölgede birinci olmalıdır.”
Musavizade bu doğrultuda, “Biz bu alanda hem bilimsel hem de yetenek bakımından gerekli şartlara sahibiz. Ancak bugün açıkça söylemeliyim ki yapay zekâ konusunda bütçelendirme ve gerekli altyapıların sağlanması açısından bölge ülkelerine kıyasla geri durumdayız.” dedi.
Ahvaz, Bavi, Hamidiye ve Karun milletvekili olarak da görev yapan Musavizade, şu uyarıda bulundu:
“Dünya şu anda bir bilimsel sıçrama sürecine giriyor ve bu sıçramanın en önemli alanlarından biri de yapay zekâdır. Eğer bu alanda geri kalırsak sonradan bunu telafi etmek çok zor olacaktır.”
Musavizade sözlerine şöyle devam etti:
“Biz hükümetten acilen harekete geçmesini, yapay zekânın gelişimi için gerekli bütçeyi temin etmesini ve uygun koşulları sağlamasını talep ediyoruz. Gençlerimiz bu sayede hem gelişebilir hem de ülke içinde tutulabilir. Cumhurbaşkanının da bilimsel ve akademik bir kişiliğe sahip olması dolayısıyla bu konuya olumlu yaklaştığını ve ilgili birimlerine bu konuda uyarılarda bulunduğunu biliyoruz.”
İran, Yapay Zekânın Bazı Alanlarında Öncü Olmalıdır
Musavizade, milletvekili olarak kendilerinin de bu konuyu sıkı şekilde takip ettiklerini belirterek, “Yapay zekâ konusunda öğrencilere bütçe ve imkân sağlanmasında bir saatlik bile gecikme zarar vericidir. Bu yüzden dünyada yaşanan bilimsel sıçramaya biz de ayak uydurmalı ve hatta bazı alanlarda öncülük etmeliyiz.” dedi.
Öğrencilere yönelik eğitimle ilgili de şunları söyledi:
“İlk aşamada, Meclis Eğitim Komisyonu ve Yüksek Kültürel Devrim Konseyi çerçevesinde, öğrencilerin yapay zekâ eğitimi konusundaki yetenekleri detaylı şekilde değerlendirilmeli ardından da yapay zekânın farklı katmanları için uygun eğitim yaşları belirlenmelidir.”
İslami Şura Meclisi Eğitim, Araştırma ve Teknoloji Komisyonu üyesi şöyle dedi:
“Spor ve bilim dalları gibi farklı alanlarda yetenek keşfi yapıldığı gibi yapay zekâ alanında da öğrenciler ve üniversite gençliği içindeki gizli yeteneklerin ortaya çıkarılması ve geliştirilmesi, ayrıca bu kişilere gerekli imkânların sağlanması gerekiyor. Böylece ülkemiz bu alanda hızlı bir gelişme ve sıçrama yaşayabilir.”
Meclis üyesi ayrıca şu ifadelerde bulundu:
“Yapay zekâ alanında faaliyet gösteren kuruluşlar örneğin Yapay Zekâ Kurulu ve İslami İlim Havzalarının Akıllı Teknolojiler Yönlendirme Kurulu Meclis üyelerine bilgi akışı sağlamalı, yasadaki boşlukları ya da yeni kanun veya karar tasarılarına olan ihtiyaçları bizlere bildirmelidir.”
Komisyon üyesi şunları ekledi:
“Meclis üyeleri, bu alandaki uzmanlarla birlikte hareket ederek ülkemizin nanoteknoloji ve diğer alanlarda olduğu gibi yapay zekâda da bölgenin lideri olması için çalışacaklar. Bizim rakibimiz bölge ülkeleri değil dünya çapında en gelişmiş ülkeler olmalıdır.”
İslami Şura Meclisi Eğitim, Araştırma ve Teknoloji Komisyonu üyesi ayrıca şunları ifade etti:
“Uygulanan ambargolar nedeniyle bu alandaki bazı teknolojilere erişimimiz kısıtlandı. Ancak bu kısıtlamalar içimizdeki yeteneklere dayanarak birçok alanda daha çok çaba göstermemize neden oldu. Öyle ki bazı alanlarda ulaştığımız ilerleme, o alanın dünyadaki önde gelen bilim insanlarını ve sanayi sahiplerini şaşırtacak seviyeye ulaştı.”
Musavizade devam etti:
“Bir örnek olarak füze sanayimizi gösterebiliriz. Burada İran füze teknolojisinin babası olarak anılan ve aynı zamanda Kutsal Savunma döneminde savaşan şehit Süleyman Hasan Tehrani Mogaddam’ı rahmetle anmak gerekir. O, yaptırımların olduğu dönemde kendi çabası, yeteneği ve yanında getirdiği ekip ile ülkemizi öyle bir noktaya taşıdı ki bugün İran dünya sahnesinde söz sahibi olabiliyor.”
Yeni teknolojiler alanında İlim Havzalarının rolü ve faaliyetleri hakkında şunları söyledi:
“İlim Havzaları, Şiiliğin öncüsü ve ön yüzüdür. Faaliyetleri zaman ve mekâna bağlı değildir, tüm çağlar ve dönemler için geçerlidir. İlim Havzalarındaki tüm gelişmeler dikkatle takip edilir ve dünya ilerledikçe, şeriat ve Kuran prensipleri ışığında güncel fetvalar verilir.”
Söz konusu milletvekili ayrıca şunları vurguladı:
“İlim Havzaları dinamik ve ilerici bir kurumdur. Geçmişte duraklamamış, sürekli olarak yeni bilimler, ortaya çıkan teknolojiler ve çağdaş alanlarda –örneğin yapay zekâ gibi– gelişmeler kaydetmiştir.”
Musavizade şöyle ifade etti:
“İlim Havzaları, çağdaş bilimlerle eş zamanlı ilerlemektedir. Talebeler ve saygıdeğer âlimler bu gelişmelere uyum sağlayarak ilgili bilimleri öğrenmiş, bu konulara ilişkin şer’i hükümleri çıkarıp açıklamışlardır. Üniversiteler ve bilim-teknoloji alanları gibi diğer bilim merkezleriyle birlikte sahada yer almakta ve aktif rol oynayabilmektedirler.”
İslami Şura Meclisi Eğitim, Araştırma ve Teknoloji Komisyonu üyesi ayrıca şunları ekledi:
“Bu dinamizm ve ilerleme, Şiilik ekolünün bir özelliğidir; zaman ve mekâna bağlı değildir. Tıpkı İmam Sadık’ın (a.s) söylediği gibi, Kur’an tüm zamanlara hitap etmektedir. Değerli kaynaklara sahip olan âlimlerimiz günümüzün meselelerinde hüküm verip yorum yapabilir ve böylece ilerleme sağlayabilirler.”
yorumunuz