Cumartesi 16 Ağustos 2025 - 13:18
Yapay Zeka ve Onun Kültürel ve Dini Yapılar Üzerindeki Etkileri

Havza / Uzmanlar Meclisi üyesi vurguladı: “Toplumun algısal sınırlarını düşmanın yumuşak saldırılarına karşı korumak, büyük ölçüde ilmî ve kültürel merkezler özellikle de ilim havzalarının sorumluluğundadır. Nitekim, Yüce Rehber’in ‘İzzet Şehitleri Erbaini’ mesajının altıncı maddesinde de ilim havzalarının toplumda basiret kazandırma, maneviyatı artırma ve sosyal huzuru tesis etmedeki rolü vurgulanmıştır.”

Havza Haber Ajansı muhabirinin aktardığına göre, yapay zekânın geleceği ve bu alandaki adımlar ile çözüm yolları hakkında Uluslararası Al Mustafa Üniversitesi Rektörü ve Uzmanlar Meclisi üyesi Hüccetü’l-İslâm ve’l-Müslimîn Ali Abbasi ile bir söyleşi gerçekleştirildi.

Aşağıda bu söyleşinin tam metnini okuyabilirsiniz:

-Yapay zeka konusunda İslam düşüncesi perspektifinden geleceğe bakışınız nedir ve bunun toplumsal ve dinî yapılar üzerindeki muhtemel etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yapay zeka ve onun toplumsal ve dinî yapılara etkileri konusunda geleceğe bakış çok boyutlu bir meseledir. Bu konuyu analiz edebilmek için birkaç temel noktaya dikkat etmek gerekir:

İlk olarak, İslamî insan anlayışına bakmak gerekir. İslam düşüncesinde insan; ruh, akıl ve özgür iradeye sahip bir varlıktır. Buna karşılık yapay zeka insan aklının bir yansıması olarak görülmektedir ve bu durum insanın varlık içerisindeki konumunu sorgulamaya açabilir. Burada şu soruya cevap verilmelidir: Yapay zeka bağımsız bir varlık olarak kabul edilebilir mi, edilemez mi?

Bir diğer mesele ise ahlak ve sorumluluk konusudur. İslam’da ahlaki sorumluluk ve karar verme yetkisi insana aittir. Dolayısıyla yapay zekanın geliştirilmesi sürecinde İslam ahlakının temel ilkeleri – insan onuruna saygı, adalet, doğruluk ve sorumluluk bilinci – mutlaka gözetilmelidir.

Yapay zeka aynı zamanda toplumsal yapıları da dönüştürebilir; iş piyasasından sosyal ilişkilere, eğitim sisteminden hatta dinî davranışlara kadar birçok alanı etkileyebilir. Bu dönüşümler toplumun hazırlığını, eğitilmesini ve dikkatli bir uyum sürecini gerekli kılar.

Önemli risklerden biri teknolojiye eşitsiz erişimden doğacak sınıfsal uçurumun artmasıdır; hem ulusal düzeyde hem de uluslararası arenada. Eğer yalnızca seçkin gruplar ya da bazı ülkeler bu teknolojiden ayrıcalıklı biçimde yararlanırsa toplumsal ve uluslararası düzeyde eşitsizlikler ve gerilimler kaçınılmaz olacaktır.

En büyük kaygılardan biri ise dinin yorumlanmasının yapay zeka araçlarıyla etkilenme ihtimalidir. Dinî metinlerin analizinde bu teknolojiden faydalanmak eğer dikkat ve ilmî bir çerçeve olmadan yapılırsa anlamların tahrifine yol açabilir.

Öte yandan yeni fıkhî meselelerin ortaya çıkması da söz konusudur: Yapay zekanın hukuki sorumlulukları, otomatik karar verme, mahremiyet ve dijital güvenlik gibi konular yeni içtihat ve hızlı bir teorik üretim gerektirir.

Elbette yapay zeka dinî alanın sorumlularına fırsatlar da sunmaktadır; örneğin yaşam kalitesini iyileştirmek, dinî eğitime erişimi kolaylaştırmak ve sosyal hizmetlerde verimliliği artırmak gibi.

Sonuç olarak İslam düşüncesi açısından yapay zekâya yönelik geleceğe bakış teknolojiden en iyi şekilde yararlanırken aynı zamanda ahlaki ve insani ilkeleri korumayı hedefleyen kapsamlı ve dengeli bir inceleme gerektirir.

-Yapay zeka alanında hangi adımlar atılmalı?

Yapay zekadan İslamî normlar çerçevesinde amaçlı bir şekilde yararlanmak ve olası sorunları azaltmak için şu adımlar önerilebilir:

              1.           Disiplinlerarası eğitim ve araştırmaların geliştirilmesi: İnsani bilimler, felsefe, din ve yapay zekayı bir araya getiren programların tasarlanması. (Bu araştırma ve eğitimler, yapay zekanın insani ve dinî kavramlar üzerindeki etkilerini daha iyi anlamaya yardımcı olabilir.)

              2.           Ahlakî algoritmaların geliştirilmesi: İslam ahlakı ilkelerine dayalı algoritmalar tasarlanarak yapay zekanın karar verme süreçlerinde kullanılması.

              3.           Toplumun eğitilmesi ve güçlendirilmesi: Halkın bu teknolojinin fırsat ve tehditleriyle tanışması için eğitim kurslarının düzenlenmesi. (Bu eğitimler sadece yapay zeka araçlarını kullanmayı değil aynı zamanda ahlakî ve toplumsal boyutları da kapsamalıdır.)

              4.           Din alimleri için uzmanlaşmış eğitim: Alimler ve din araştırmacıları için bu teknolojinin fıkhî ve ahlakî boyutlarını tanımaya yönelik özel kursların hazırlanması.

              5.           Politika ve düzenlemelerin oluşturulması: Yapay zekanın sorumlu kullanımına yönelik hukukî ve ahlakî çerçevelerin geliştirilmesi; böylece insanın dinî ve yasal hakları ile insan onurunun korunması.

              6.           Düzenli denetim ve değerlendirme: Sağlık, eğitim ve güvenlik gibi hassas alanlarda yapay zeka kullanımını denetleyecek uzman kurumların oluşturulması.

7.           Bilimsel ve dinî iş birliği platformlarının oluşturulması: Üniversiteler ile havzaların ortak çalışarak bilgi ve tecrübe paylaşımı yapmaları ve bu sayede teknolojinin sağlıklı gelişimine katkıda bulunmaları.

8.           Teknolojide ahlak kültürünün yaygınlaştırılması: Yapay zeka geliştiricilerinin, tasarım ve kullanım süreçlerinde insani ilkelere riayet etmeye teşvik edilmesi.

9.          Uluslararası diyalogların düzenlenmesi: Yapay zekanın küresel düzeydeki zorlukları hakkında görüş alışverişi için bilimsel-dinî oturumlar düzenlenmesi.

10.        Genel çerçeve: Yapay zekanın dengeli ve akıllıca geliştirilmesi; devlet, meclis, yargı, üniversiteler, sanayi ve ilim havzaları gibi farklı kurumların iş birliği ve sinerjisiyle mümkün olacaktır. Nihai hedef, teknolojiyi geliştirirken ahlakî ve insani ilkeleri de muhafaza eden ve toplumu yücelmeye yönelten bir ekosistem inşa etmektir.

Al Mustafa Üniversitesi’nin yapay zeka alanındaki altyapı çalışmaları nelerdir?

Al Mustafa Üniversitesi öğrencilerini, hocalarını ve akademik muhataplarını yapay zeka ile tanıştırmak, bu teknolojinin fırsat ve tehditleri hakkında farkındalık oluşturmak için çeşitli planlamalar yapmıştır. Amaç, Al Mustafa topluluğunun ilmî ve araştırma faaliyetlerinde yapay zekadan faydalanabilecek bir yetkinlik kazanmasıdır.

-Yapay zeka konusunda Yüce Rehber’in dikkat çektiği altyapısal katmanlar nelerdir?

Yüce Rehber, çeşitli konuşmalarında bu teknolojinin gelişimi için altyapı ve gerekli zeminlere dikkat edilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Bu katmanlardan bazıları şunlardır:

              •            Bilişim teknolojileri altyapısının geliştirilmesi

              •            Uzman insan gücünün yetiştirilmesi

              •            Temel, yenilikçi ve uygulamalı araştırmaların desteklenmesi

              •            Ulusal düzeyde politika, kural ve düzenlemelerin hazırlanması

Rehber’e göre İran sadece yapay zekânın kullanıcısı olmamalı aynı zamanda üretici ve geliştirici bir ülke haline gelmelidir. Aksi takdirde yabancılara olan teknolojik bağımlılık hem çıkarlarımızı hem de kültürel kimliğimizi tehdit edecektir. Bu nedenle yapay zekâ tasarımı meselesine derinlemesine giriş yapılması gerektiğini, bunun da askerî, ekonomik, hukukî ve tıbbî tüm alanları kapsaması gerektiğini özellikle vurgulamaktadır.

-Dünya tecrübesi ve İran’ın yapay zeka düzenlemelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dünya tecrübesi göstermektedir ki yapay zeka alanında başarılı bir düzenleme için kapsamlı ve çok boyutlu bir yaklaşım gereklidir. Bu da şu unsurları içermektedir:

              •            Yasaların hazırlanması

              •            Etik ilkelerin belirlenmesi

              •            Sürekli gözetim ve denetim mekanizmalarının kurulması

Bu tür adımlar sürdürülebilir ve ahlakî bir yapay zeka ekosisteminin oluşmasına yardımcı olur ve bu teknolojiden en iyi şekilde faydalanmayı sağlar. Ancak dikkat edilmelidir ki Batılı ülkeler genellikle bu alanda yasal düzenlemeleri kendi çıkarlarını temin etmek ve teknolojik hâkimiyetlerini sürdürmek amacıyla yapmaktadır. Dolayısıyla İran bu alana bağımsız bir bakışla ve kendi yerel kültürüne dayanarak girmeli ve bu konuya özel bir önem göstermelidir.

-Üniversite seçkinleri ve bilimsel-teknik aktörlerin ülkenin yapay zeka alanındaki ilerlemesindeki rolü nedir?

Üniversite elitleri, araştırmacılar ve teknoloji uzmanları, yapay zekanın geliştirilmesinde hayati ve belirleyici bir role sahiptir. Onlar, ülkenin yapay zeka sahasındaki ilerlemesinin asıl itici gücüdür ve kültürel, sosyal ve ekonomik gelişime ciddi katkılar sunabilirler.

Görevleri şunlardır:

              •            Yerel ve özgün teknolojilerin geliştirilmesi

              •            Uzman insan kaynağının eğitilmesi

              •            Bilim, sanayi ve piyasa arasında etkileşimin sağlanması

              •            Politika ve stratejilerin hazırlanması

              •            Bilimsel ve ahlaki kültürün yaygınlaştırılması

              •            Toplumun bilinçlendirilmesi

              •            Bilimsel ağların ve iş birliklerinin oluşturulması

-Uluslararası alanda siber diplomasinin geliştirilmesi için gereklilikler, stratejiler ve hukuki boyutları nelerdir?

Uluslararası alanda siber diplomasinin geliştirilmesi, ülkeler arasında bilişim ve iletişim teknolojileri ile siber güvenlik alanlarında ilişkilerin ve iş birliğinin kurulması ve güçlendirilmesi anlamına gelir. Bu diplomasi özellikle günümüzde dijital teknolojiler ve internetin günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası hâline gelmesi nedeniyle büyük önem taşımaktadır.

Bu diplomasinin geliştirilmesi için dikkate alınması gereken çeşitli gereklilikler ve stratejiler vardır; ayrıca bunların hukuki temelleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Öne çıkan başlıca konular şunlardır:

              •            Bilişim teknolojileri altyapısının geliştirilmesi

              •            Uluslararası iş birliklerinin güçlendirilmesi

              •            Ulusal politikalar ve stratejilerin oluşturulması

Bu uluslararası söylemde en önemli nokta ülkelerin bağımsızlığının korunması ve yerel, millî kültürler ile halkın dini inançlarına müdahale edilmemesinin vurgulanmasıdır. Ancak Batılı ülkeler tarafından yapılan politika ve düzenlemelerde bu değerlerin hedef alınma riski bulunmaktadır.

-Sizce modern teknolojilerin özellikle yapay zekanın Siyonist rejimin saldırısı ve 12 Günlük Mukaddes Savunma dönemindeki rolü neydi?

Son savaş deneyimleri göstermektedir ki düşman bilgi toplama ve analiz, keşif, operasyonların icrası ve lojistik destek gibi farklı alanlarda modern bilgi teknolojileri ve yapay zekadan yararlanmıştır. Elbette ülkemizin güvenlik birimleri ve askerî kurumları bu konuyu titizlikle incelemiş ve incelemeye devam edecektir.

Bu teknolojilerden kaynaklanan güvenlik ve askerî tehditlerin tespiti ve bu tehditleri önlemek için çözümler geliştirilmesi, ayrıca bu alanlarda yazılım ve donanım kapasitesinin geliştirilmesi ve yükseltilmesi en önemli gereklilikler arasında yer almaktadır.

-Yapay zeka meselesi ve özellikle 12 Günlük Savaş sonrası dönemde talebeler ile ilim havzalarının rolü hakkında görüşünüz nedir?

Modern savaşların önemli bir bölümü algı savaşlarıdır. Toplumun algısal sınırlarını düşmanın yumuşak saldırılarına karşı korumak, büyük ölçüde ilmî ve kültürel merkezler özellikle de ilim havzalarının sorumluluğundadır. Nitekim, Yüce Rehber’in “İzzet Şehitleri Erbain’i” mesajının altıncı maddesinde de ilim havzalarının toplumda basiret kazandırma, maneviyatı artırma ve sosyal huzuru tesis etmedeki rolü vurgulanmıştır.

Bu dönemde, ilim havzaları talebelerinin medya becerilerini geliştirmeleri ve modern teknolojilerden faydalanmaları, ulusal bütünlüğü güçlendirmek ve dini kimliği korumak için ön koşul olarak değerlendirilmektedir.

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha