Havza Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre, İmam Zaman'ın (a.f) imametinin başlaması münasebetiyle Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi, konuşmalarından birinde "İmam Zaman'ın (a.f) İmam Ali'den (a.s) Rivayet Edilen Zuhur Alametleri" konusuna değinmiştir. Bu konu, siz değerli okuyuculara sunulmaktadır.
Bismillahirrahmânirrahîm
Emirül Müminin Ali (a.s) bir hutbesinde şöyle buyurdu: "Ben aranızda olduğum sürece istediğinizi sorun; çünkü tüm sorularınızın cevabı yanımdadır."
O sırada topluluktan bir kişi kalkıp şöyle sordu: "Ey Emirül Müminin! Deccal ne zaman çıkacak? Zuhurdan önceki olaylar ne zaman gerçekleşecek?"
Başka bir deyişle, o kişi Hz. Mehdi'nin (a.f) zuhurunun zamanını öğrenmek istiyordu.
İmam Ali (a.s) bu soruya herkes için bir ders niteliğinde olan şu cümleyle cevap verdi: "Ben, yani kendisine soru sorulan kişi, bu soruyu soran senden, Mehdi'nin kıyamının zamanı hakkında daha bilgili değilim."
Bu söz, hiç kimsenin zuhurun kesin zamanını belirleyemeyeceği anlamına gelir. Sonra İmam şöyle buyurdu: "Ancak zuhurun alametleri vardır ve ben sana o alametleri anlatacağım."
Bu hadisi şerifte, Emirül Müminin Ali (a.s) zuhurdan önceki dönem için yaklaşık elli alamet belirtmiştir. Şöyle buyurdu: "İlk alamet, insanların namaza karşı ilgisizleşmesi ve namazın öneminin unutulmasıdır. İkinci alamet ise insanların emanetlere ihanet etmesidir."
Bu emanet, maddi bir emanet olabileceği gibi, Allah'ın ana-babalara emanet ettiği çocuklar da olabilir. Eğer bir kişi uydu gibi bir araç edinir ve evde ahlaksız programlar yayınlar, çocukları bunlardan etkilenirse, bu ilahi emanete ihanet değil midir?
Allah'ın dini, Allah'ın emanetidir; eğer amellerimizle zayi edilirse, bu hadisin kapsamına girer.
"Üçüncü alamet insanların yalanı helal saymasıdır."
Bazılarına "Yalan söylemeyin." denildiğinde "Yalan söylemeden iş yapmak mümkün mü?" diye cevap verirler. İşte bu tam da o alamettir.
"Dördüncü alamet ise, faizin insanlar arasında yaygınlaşmasıdır."
Şer'î akitler bir kenara bırakılır, yerine göstermelik işlemler ve sahte faturalar yaygınlaşır.
"Diğer bir alamet ise, rüşvetin insanlar arasında yaygınlaşması ve binalarını ve yapılarını sağlam yapmalarıdır."
Yani binalarını depreme dayanıklı ve güzel inşa ederler; ancak din ve imanlarının temeli zayıf ve temelsiz olur.
"Dinlerini dünyaya satarlar."
Yani manevi değerleri, maddi zevkler ve çıkarlar karşılığında kaybederler.
"Cahiller makam sahibi olur."
Akıl ve tedbir sahibi olmayan aptal ve cahil kimseler, hassas makam ve mevkilere gelirler ve toplumun kaderini ellerine alırlar.
"Diğer bir alamet ise, akrabalık bağlarının koparılmasıdır."
Yaşlı ve hasta ana-babalar bakıma muhtaç hale gelir, ancak çocuklar "Bakacak gücümüz yok." derler. Onları huzurevlerine bırakırlar ve çeşitli bahanelerle bu sorumluluktan kaçınırlar.
"Diğer bir alamet, heva ve heveslere tabi olmaktır."
Bu durum, ahlaksız toplantılarda ve günah dolu düğünlerde, kötü örnek teşkil eden filmlerde, uyuşturucu bağımlılığında ve diğer heva düşkünlüğü belirtilerinde kendini gösterir.
"Kan akıtmak kolaylaşır."
İnsan canı değersizleşir. Cahil veya kandırılmış kişiler kolayca kışkırtılır, kendilerini patlatır ve kadın, çocuk ve İmam Hüseyin (a.s) ziyaretçilerinin canlarını alıp elli veya yüz kişi bir anda kurban edilir.
Sapkın Vahabi gruplar, çağdaş dünyada bu tür cinayetlerin açık bir örneğidir. Tarihte hiçbir zaman insan kanı bu kadar değersiz olmamıştır.
Bu alametlerin bir kısmını zikrettikten sonra, Emirül Müminin Ali (a.s) şöyle buyurdu: "Bu alametler ortaya çıktığında, insanlar daha da çok dua etmeli ve Allah'tan Hz. Mehdi'nin (a.s) zuhurunun hızlandırılmasını istemelidir."
Ses kaydını dinlemek ve indirmek için buraya tıklayınız.
yorumunuz