Havza Haber Ajansı'nın Tahran'dan bildirdiğine göre İran Uzmanlar Meclisi üyesi Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Hüseyin Redai, İran İslam İnkılabı'nın zaferinden bu yana İran milletinin özellikle Amerika'nın zalimce ambargoları altında olduğunu belirterek, halkın her koşulda düşmanlara karşı durduğunu ve yeni zalimce ambargolar ile ekonomik ve siyasi baskıların İran milletinin iradesi üzerinde hiçbir etkisi olmadığını vurguladı.
Uzmanlar Meclisi üyesi, düşmanın ekonomik ve siyasi baskılarla İran milletini temel ve inkılapçı duruşlarından geri adım attırmaya çalıştığını, ancak bu tür eylemlerin şüphesiz halkın iradesini ve motivasyonunu artırdığını söyledi.
Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Redai İran milletinin düşmanı tanıma konusunda tam bir bilgiye sahip olduğunu ve Amerika'nın kötü niyetini iyi bildiğini belirterek şöyle dedi: "İran milleti, Amerikalılara güvenmemesi gerektiğini çok iyi biliyor. Amerika'nın İran milletiyle olan düşmanlığı, bugünün ve yarının meselesi değil. İnkılabın ilk yılından itibaren Amerika üzerimize yaptırımlar, siyasi ve ekonomik baskılar uyguladı."
İran Milleti Çeşitli Sahnelerde İnkılapçı Değerleri Korumuştur
Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Redai devamında şöyle dedi: "İran milleti çeşitli sahnelerde inkılapçı değerleri koruma ve destekleme konusunda kararlılığını gösterdi. Cuma namazı öncesi ve sonrası yapılan yürüyüşlerdeki geniş katılım bu gerçeği ortaya koyuyor. İran milleti, İmam Hüseyin (a.s) yolundadır ve büyük güçlerden korku duymamaktadır."
Sözlerine devam eden Hüccet-ül İslam Redai İran milletinin mazlumlara daimi desteğini vurguladı ve şöyle ekledi: "Yeni yaptırımların uygulanması İran milletinin direniş ve fedakarlık ruhunu etkilemeyecektir. Amerikalılar ve Avrupalılar şunu bilmelidirler ki onların kadın ve çocukları öldürme ve direniş cephesinin önde gelen şahsiyetlerine suikast düzenleme eylemleri sadece halkın sebat ve fedakarlık ruhunu güçlendirmiştir."
Siyonist Rejimle Mücadele Amacıyla İslam Ümmetinin Birliğinin Güçlendirilmesi
Uzmanlar Meclisi üyesi Siyonist rejimle mücadele amacıyla İslam ümmetinin birliğinin gerekliliğini vurgulayarak şöyle dedi: "İslam ümmetinin güçlenmek, birleşmek ve bütünleşmekten başka yolu yoktur; aksi takdirde Siyonistler yeniden kendilerine Müslümanlara yönelik saldırıları, suikastları ve katliamları artırma izni vereceklerdir."
Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Redai, sözlerinin devamında Siyonist rejimin son iki yıldaki cinayetleri sonrasında Siyonistlere karşı küresel nefretin artması konusuna değinerek şöyle ekledi: "Bugün özgürlük ve adalet arayanlarının elinde, çocuk katili gaspçıları sert ve şiddetli bir şekilde cezalandırarak soykırımın ve Filistin halkının insani haklarının ihlalinin devam etmesini engellemek için iyi bir fırsat bulunmaktadır."
Hüccet-ül İslam Redai şöyle belirtti: "İslam ümmeti tamamen uyanık, dikkatli ve dirençli olmalı ve Amerikalıların Siyonist rejimin cinayetlerini normal gösterme planlarına karşı durmalıdır. İslam Cumhuriyeti sistemi Filistin'de istikrar ve kalıcı barışın tesisini savunmaktadır, ancak herkesi Amerikalıların komplolarına karşı uyanık ve bilinçli olmaya davet etmektedir."
İslam İnkılabı Siyonist Rejimle Mücadelenin Ön Saflarında
Uzmanlar Meclisi üyesi şunları söyledi: "İslam İnkılabı Siyonist rejimle mücadelenin ve Filistin milletini savunmanın ön saflarındadır. Bu nedenle bu rejim Amerika'nın yeşil ışığıyla direnişçi İran milletine doğrudan saldırdı. Halk, Rehber'in emrine uyarak ülkeyi ve İslam Cumhuriyeti sistemini ciddiyetle savundu ve düşmanın herhangi bir stratejik hatası durumunda bu kez düşmanları daha büyük bir güç ve şiddetle cezalandıracaklardır."
Hüccet-ül İslam Redai bugün, İslam Cumhuriyeti sisteminin düşmanlara karşı gücünü ve üstünlüğünü korumak için birlik ve dayanışma içinde olunması gerektiğini belirterek şunları ekledi: "Her türlü ayrılık ve derin anlaşmazlık düşmanların yararınadır ve bu nedenle düşmanın ayrılık çıkarma planının gerçekleşmesini engellemek için uyanık ve basiretli olmak gerekir."
Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Redai şunları söyledi: "İran milleti, farklı sınıflardan, kesimlerden, tercihlerden ve dini inançlardan olmalarına rağmen, Velayet-i Fakih ekseninde birleşerek dayanışma içinde 12 günlük kutsal savunmada düşmanlara karşı durdular ve bugün de Yüce Rehber'in kutsal birlik tavsiyesi doğrultusunda birbirleriyle dayanışma ve birlik içindedirler."
yorumunuz