Havza Haber Ajansı muhabirinin bildirdiğine göre İlim Havzaları Müdürü ve İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi Ayetullah Ali Rıza Ârafi İlim Havzaları Araştırma Yardımcıları'nın 13. Toplantısı'nın ikinci gününde konuşma yaptı.
Ayetullah Ârafi, Havza Yönetim Merkezi'nin Emin Salonu'nda düzenlenen toplantıda bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenleri özellikle de İlim Havzaları Araştırma Yardımcısı Hüccet-ül İslam Abbasi'nin çabalarını takdir ederek şöyle dedi: "Kuran-ı Kerim'in aydınlatıcı ayetlerine baktığımızda Yüce Allah'a ne kadar muhtaç olduğumuzu çok iyi anlıyoruz ve ondan bizi hidayet ve saadet yolunda rehberlik etmesini ve zenginleştirmesini istemeliyiz."
İlim Havzaları Müdürü, varlık dünyasında ve yaratılış aleminde gerçek bir yoksulluk bulunduğunu belirterek şöyle dedi: "Bu tanıdığımız ikincil yoksulluklardan farklıdır. Önemli olan varlığın özünün diğer dünyaya bağlı olduğunu ve bu fani dünyada derin bir yoksulluk içinde olduğumuzu bilmektir. Elbette ki varlıkların özünde mevcut olan kemaller de yoksulluktur. İlahi ilk lütuf, varlık alemine itibar, onur ve değer kazandırmıştır."
Yüce Allah’a Kulluk Etmek, Mutluluk Yolunda İlerlemenin Tek Yoludur
Ayetullah Ârafi devamında şunları söyledi: "Din insanın bu konuya olan bağımlılığını ve fakirliğe düşmesini hatırlatmak için gelmiştir. Yalnızca yüce Allah’a kulluk etmek fakirliği gidermenin ve mutluluk yolunda ilerlemenin tek yoludur. Aslında insanın kemali bu fakirliği idrak etmesindedir. Bu nedenle Peygamber Efendimiz’in (s.a.a.) 'Fakirlik benim iftiharımdır.' şeklindeki nurani sözünü anlıyoruz."
İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi bu fakirliği anlamanın kendisinin de dereceleri olduğunu belirterek şunları ifade etti: "Bu fakirlik ve bağlılık genel olarak bir duyguya dönüşür. Eğer biri bu fakirliği duygularla ve akılla birlikte gerekli şekilde idrak ederse en yüksek sezgiye ulaşır. Bu bağlamda bir kişinin varlık kapasitesi arttıkça Allah katında daha alçakgönüllü ve tevazu sahibi olması gibi."
İlim Havzaları Müdürü çalışmalarının ruhunun bu fakirlik ve bağlılığı hissetmek olduğunu vurgulayarak şunları ekledi: "Eğer bu idraka ulaşabilirsek, kulluk yolunda adım atmış oluruz. Görevimiz de bu fakirlik ve bağlılığı başkalarına göstermek ve bu konuda hakkını vermektir."

Havzanın İki Ana Varoluş Felsefesi
Ayetullah Ârafi havzanın varoluş felsefesinin temelini iki ana göreve odaklanmak olarak belirledi:
1. Personel / Güç Yetiştirme: Yeterli ve yetenekli bir güç yetiştirilmesi için eğitim, araştırma ve tezhibin (manevi temizlik) birbirine bağlanması ve bu temel üzerine çeşitli ihtiyaçlara cevap verilmesi gerekmektedir.
2. Fikir Üretimi: Havzanın, fikir üretmesi yeni ve özgün düşüncelerin ortaya konulması ve fikirlerin ve yeni yaklaşımların geliştirilmesine özen göstermesi gerekmektedir.
İlim Havzaları Müdürü şunları ekledi: "Şüphesiz araştırma bu iki meselenin her ikisinde de kilit bir rol oynamaktadır. Eğitim ise havzanın bu iki temel görevinin temel taşı sayılır. Bu, tüm nitelikler ve ihtiyaçlar doğrultusunda hem personel yetiştirmek hem de fikir üretmek anlamına gelir."
Araştırma Yardımcılarının Yazılı Olmayan ve İkincil Misyonu
Ayetullah Ârafi, ilim havzaları araştırma yardımcılarına seslenerek şunları söyledi: "Sizler, araştırma yardımcısı olarak, tehzib yardımcısı gibi iki önemli göreve sahipsiniz:
1. Doğrudan ve Birincil Görev: Bu görev araştırma merkezinin yönetimi, araştırma evlerinin kurulması, yılın kitabı ve Allame Hilli Festivali gibi araştırma faaliyetlerinin desteklenmesini içerir. Bu misyon çok önemlidir.
2. Yazılı Olmayan ve İkincil Görev: Bununla birlikte sizin bir de görev tanımınızda belki çok belirgin olmayan ancak ilk misyondan daha önemli ve daha zor ve yazılı olmayan ikincil bir misyonunuz var."
Ayetullah Ârafi şöyle devam etti: "Haric derslerinde (yüksek seviye dersler) ve diğer alanlarda para, döviz, yapay zeka, yeni teknolojiler ve yeni tıbbi konular gibi meseleler hakkında konular sunulması, sizin için uygun bir çalışma ortamı sağlamaktadır. Böylece öğrencilerin ve fazılların araştırma yaklaşımlarını bu temelde ve ülkenin ve İslami sistemin ihtiyaçlarına yönelik olarak daha ciddi bir şekilde takip edebiliriz. Ek felsefe (felsefe-i muzaf) ve sistemler alanında da iyi çalışmalar planlanmaktadır. Bunlar da havzanın araştırma çalışmalarının diğer kapasitelerindendir."
İlim Havzaları Müdürü, tüm öğrencilere ve fazıllara dikkat etmenin yanı sıra havza seçkinlerine önem verilmesi gerektiğine değinerek şunları ifade etti: "İlk adımda seçkinleri tespit etmeli ve onların kapasitesinden faydalanmalıyız, özellikle de dönüşüm programları için gerekli motivasyona ve hassasiyete sahip olan seçkinlerden faydalanmak gerekir."
Ayetullah Ârafi şu önemli noktanın da altını çizdi: "Seçkinleri tespit etmek onlara rehberlik etmek ve onları desteklemek araştırma yardımcılarının görevleri arasındadır ve bu konuda ciddiyetle planlama yapmalısınız."
İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi şunları ekledi: "Bu misyon aslında okulların, eyaletlerin ve merkezlerin tüm sistemlerinde araştırma yaklaşımını kurumsallaştırma çabasıdır. Yani her üç katmanda da ciddi bir şekilde ilgi gösterilmesi gerekir. Başka bir deyişle eğitimi araştırma odaklı hale getirmeye yönelmek gerekir."
İlim Havzaları Müdürü şunları belirtti: "Siz araştırma yardımcılarının sanatı, diğer bölümler ve yardımcılar ile etkileşim ve sinerji içinde bu doğrultuda çaba göstermeniz ve araştırmaya dayalı bir eğitim görene kadar takipçi çabanızdan geri kalmamanızdır."
Ayetullah Ârafi şöyle ekledi: "Elbette, Allah'ın lütfuyla hem eğitim hem de araştırma yardımcıları bu iki alanda başarılı deneyimlere sahiptirler. Umuyoruz ki, artan etkileşim ve işbirliği ile ilim havzalarının eğitim ve araştırma alanlarında daha iyi bir dönüşüm sürecine şahit oluruz. Önemli olan havzada eğitim ve araştırmanın birleşme halkalarını ve birleştirici kombinasyonunu görmemizdir."
İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi ayrıca şunları söyledi: "Araştırma genellikle diğer alanlara göre daha az ilgi görür ancak ne kadar önemli ve kilit bir mesele olduğunu biliyoruz."
Tebliğ Ancak Araştırma Desteği Olduğunda Etkili ve Başarılı Olur
Ayetullah Ârafi konuşmasının bir diğer bölümünde Rehber'in "Öncü ve Üstün Havza" beyannamesindeki taleplerine ve rehberliğine değinerek şunları ifade etti: "Tebliğ çalışmalarında da bilimsel ve araştırma faaliyetlerinin önemini ve gerekliliğini görüyoruz. Tebliğ ancak arkasında ciddi bir araştırma desteği olduğunda etkili ve başarılı olabilir."
İlim Havzaları Müdürü tebliğin olağanüstü önemine rağmen araştırma rolü olmadan hedefine ulaşamayacağını vurgulayarak şöyle ekledi: "Araştırma alanlarında yetkin personel yetiştirmenin yanı sıra günümüz dünyasında fikir üretmenin ve bunu geliştirmenin önemini de göz ardı etmemeliyiz."
Ayetullah Ârafi bu bağlamda bilişsel bilimlere ve yapay zeka dahil olmak üzere yeni teknolojilere dikkat çekmenin önemine de değinerek şöyle dedi: "Son on yıldaki gelişmelerden önce yeni teknolojiler araştırma ve incelemenin hizmetinde bir araçtı. Ancak günümüzde teknolojiler artık bilişsel bilimlere dönüşmüş durumdadır ve mevcut dünyada her geçen gün etkisi artmaktadır. Aslında burada doğru bir şekilde tanımamız ve bilişsel alanlarda ondan faydalanmamız gereken bir üretici ile karşı karşıyayız."

Yeni Teknolojiler ve Yapay Zeka Alanında Havzanın Büyük Çalışmaları
İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi şunları ekledi: "Elbette Allah'ın lütfuyla, yeni teknolojiler ve yapay zeka alanında özellikle de altyapı sağlanması konusunda havzada son dönemde büyük ve önemli faaliyetler gerçekleştirilmiştir. Bunlarla ilgili daha fazla bilgi gelecekte sunulacaktır."
Ayetullah Ârafi ayrıca şunları söyledi: "Gelecekteki gelişmelere bakıldığında, bizi bekleyen çok büyük fırsatlar var ve bunları hakkıyla kullanmalıyız. Yapay zeka, İslami ve insani bilimin üretimi ve yayılması yolunda hem zorluklar hem de fırsatlar yaratıyor ve bunları göz ardı edemeyiz."
İçtihat Yaklaşımının Önemini Göz Ardı Etmemeliyiz
İlim Havzaları Müdürü şunları ifade etti: "İslami ve insani bilimler alanında yaptığımız araştırmalar doğal olarak farklı seviyelerde ve katmanlarda gerçekleştirilmektedir. Ancak İslami bilimlerle ilgili olarak dinle ve dini öğretilerle bağlantılı olan konuların derinlemesine anlaşılmasına ve içtihada ihtiyacımız var. Doğal olarak bir şeyi dine atfetmek bir hüccet gerektirir. Elbette her araştırmacının mutlaka müçtehit olmasını istemiyoruz ancak bu alanda içtihadî yaklaşımın önemini göz ardı etmemeliyiz ki, elimizdeki büyük mirastan ve kendi yüce mirasımıza dayanmaktan faydalanalım."
İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi şunları ekledi: "Önemli bir diğer nokta çağdaş fıkıh gibi kapasitelerden yararlanmanın gerekliliğidir. Allah'ın lütfuyla bu alanda havza da iyi hareketler başlamış ve devam edecektir."
yorumunuz