Cuma 31 Ekim 2025 - 12:36
Aile İlişkileri | Ergenlik Döneminde Çocuklarla Etkili İletişim Yöntemleri

Havza / Ergenlik döneminde gençler hassas ve saldırgan hale gelir ve bazen de içe kapanırlar. Ebeveynler "eğitimsel hoşgörü", hesaplı ödüller, saygılı diyalog, gençlerin mantıklı isteklerine öncelik verme gibi yöntemlerle gerilimleri azaltabilir ve güvenli ve yapıcı bir iletişim kurabilirler.

Havza Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre Aile Danışmanı Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Seyyid Ali Rıza Teraşiyun "saldırgan ergen davranışlarının yönetimi" konusundaki soruları yanıtladı. Bu yanıtlar siz okuyuculara sunulmaktadır.

Ergenlik dönemi zor bir süreçtir. Ebeveynler bu aşamada çocuklarıyla nasıl etkili ve yapıcı bir şekilde iletişim kurabilirler?

Eğer değerli aileler için basit bir ifade kullanmak istersem, ergenlik döneminin "kül altında yatan ateş" gibi olduğunu söyleyebilirim. Bu aşamada çocuğun tolerans eşiği düşer, ruh halleri daha hassas hale gelir ve gergin davranışlar daha fazla ortaya çıkar. Bu dönemde gençlerde saldırganlık eğilimi artar ve bazen evden uzaklaşma isteği gözlemlenir.

Elbette evden uzaklaşmak yalnızca evden kaçmak anlamına gelmez; bazen ebeveynlerden uzaklaşmak, kendi odalarında yalnız kalmak ve uzun süre telefonla vakit geçirmek anlamına gelir. Böyle durumlarda, ergenle karşılaşmanın ilk kuralı "hoşgörü"dür. Ancak hoşgörü, serbest bırakma ve kayıtsızlık anlamına gelmez. Burada "eğitimsel hoşgörü" kastedilmektedir.

Eğitimsel hoşgörü, belirli koşullara uygun ve hesaplı ödüller vermek demektir. Örneğin, gençten bir isteğimiz olduğunda bu isteği sevgi ve iltifatla ifade edersek, genellikle daha fazla işbirliği gösterir. Ancak sadece istekte bulunursak, muhtemelen direnç gösterecek ve hatta açıkça karşı çıkacaktır. Bu nedenle böyle durumlarda "eğitimsel hoşgörü"den faydalanmalıyız.

Örneğin genç, futbol maçını izlemek istiyor. Aynı zamanda eve ekmek lazım. Eğer onu tam maçın başlama anında ekmek almaya gönderirsek, muhtemelen direnç gösterecektir. Ancak ona şöyle dersek: "Oğlum, futbol maçını izle, bitince lütfen ekmek almaya git." hem onun isteği dikkate alınmış olur hem de bizim işimiz yapılır. İşte bu, gerginlikleri azaltan ve gencin daha rahat işbirliği yapmasını sağlayan "eğitimsel hoşgörü"dür.

Bir diğer önemli nokta ise asla gence yukarıdan bakmamaktır. Bu tür bir zorlayıcı ve baskıcı tutum duygusal mesafeyi artırır. Bunun yerine, gencin yanında bir arkadaş ve destekçi olarak yer almalıyız. Yüz yüze iletişim ve saygılı diyalog, gerilimleri azaltmak ve karşılıklı iletişimi güçlendirmek için zemin hazırlar.

Son olarak ergenle karşılaştığımızda ona öncelik vermek önemlidir. Öncelik vermekten kasıt, her isteğinin koşulsuz yerine getirilmesi değil; ebeveynin ve çocuğun istekleri arasında seçim yapma durumunda bazen önceliği ona vermek gerektiğidir.

Örneğin baba televizyonda haberleri izlemek isterken genç, futbol maçını izlemek istiyor. Böyle bir durumda baba önceliği çocuğa verirse aslında ona bir ayrıcalık tanımış olur. Bu davranışın sonucu olarak genç daha sonra ebeveynlerinin sözlerine daha açık olacak ve daha yapıcı bir etkileşim oluşacaktır.

Tabii ki ebeveynlerin bu durumlarda konuyu netleştirmeleri gerekmektedir. Yani baba sakin bir şekilde şöyle diyebilir: "Oğlum, ben de bugünkü haberleri izlemek isterdim ama senin futbol maçını izlemek istediğini bildiğim için önceliği sana vermek istiyorum." Bu bilgilendirme oldukça önemlidir çünkü genç, ebeveynin bilinçli olarak geri adım attığını ve kendisinin değerli olduğunu anlar. Bu basit ama kritik nokta, gerilimlerin azaltılmasında ve karşılıklı güven ile saygının güçlendirilmesinde önemli bir rol oynar.

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha