Havza Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Mecit Müntezirzade, 4 Kasım Küresel Emperyalizme Karşı Ulusal Mücadele Günü münasebetiyle Havza Haber Ajansı muhabirine verdiği röportajda şunları söyledi: "4 Kasım, Küresel Emperyalizme Karşı Ulusal Mücadele Günü'dür ve İran milletinin küresel emperyalizme karşı mücadelesinde bir dönüm noktası olarak kabul edilir."
Bu günün tarihi önemine değinen Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Müntezirzade, İslam İnkılabı mücadeleleri boyunca ve inkılabın zaferinden sonra daha görkemli bir inkılap ve üstün bir eylem gördüğümüze dikkat çekti ve bunun küresel emperyalizme karşı mücadele olduğunu belirterek şöyle dedi: "Eğer İslam İnkılabı'nı emperyalizmin uşaklarına karşı mücadele olarak düşünürsek, Casusluk Yuvası'nın fethi, bu uşağın efendisine karşı bir duruş ve mücadeledir."
İmam Cafer-i Sadık (a.s.) Askeri-Tebliği Alimler Tugayı Komutanı "Neden Casusluk Yuvası fethedildi?" sorusuna şu şekilde yanıt verdi: "Bazı ülkeler şöyle soruyor: 'ABD Elçiliği olan Casusluk Yuvası'nda rutin işlerinin bilgi toplamak ve bu bilgileri ABD'ye göndermek olduğu halde, neden orayı ele geçirdiniz?' Onlara verdiğimiz cevap şudur: 'İran'daki ABD Casusluk Yuvası sadece bir elçilik değildi; aynı zamanda ABD'nin İslam İnkılabı'na karşı yıkıcı operasyonlarının merkeziydi."

Bu merkezin faaliyetlerini açıklayan Hüccet-ül İslam Müntezirzade şunları söyledi: "ABD Casusluk Yuvası'nda önemli bilgilerin toplanmasının yanı sıra, inkılaba, hükümete ve hatta İran ülkesine, halkına ve yetkililerine karşı planlama, programlama ve operasyonlar yürütülüyordu. Bu nedenle oranın ele geçirilmesi ve fethi, İslam İnkılabı'nın gerçekleştirmesi gereken en zorunlu işlerden biriydi ve Allah'ın lütfuyla bu yapıldı."
Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Müntezirzade, İmam Humeyni'nin (r.a.) bu büyük olayla ilgili benzetmesine değinerek şöyle dedi: "İmam (r.a.) bu eylemi ilk inkılaptan daha üstün gördü ve bunu ilk inkılaptan daha üstün ve daha büyük olan ikinci inkılap olarak adlandırdı. Bu yüzden bunu bir onur kaynağı olarak görüyoruz."
Bu tarihi eylemin benzersiz özelliğine işaret eden Hüccet-ül İslam Müntezirzade şunları söyledi: "Daha önemli olan nokta, dünya genelinde kimsenin kendi ülkesindeki ABD çıkarlarına karşı harekete geçmeye cesaret edememesidir. Ancak İslam İnkılabı ve İslam İnkılabı'nın yüzü, sahip olduğu cesaret, cüret ve inkılapçı ruhla bunu başardı ve Amerikalıların yüzüne sert bir tokat vurdu."
İmam Cafer-i Sadık (a.s.) Askeri-Tebliği Alimler Tugayı Komutanı, bu eylemin sonuçlarına değinerek şunları ekledi: "Bu casuslar 444 gün İran İslam Cumhuriyeti'nin elinde olduğu süre boyunca ABD, onların serbest bırakılması için çok çaba gösterdi. Komplolar, tehditler, rüşvetler ve hatta Tebes ve Noje'deki darbelerle rehineleri kurtarmaya kalkıştılar. Bu durum meselenin çok ama çok önemli olduğunu gösteriyor. ABD'nin onuru burada sorgulandı, ABD'nin gücü ve heybeti kamuoyunun zihninde kırıldı."
Bu olayın başarısına vurgu yapan Hüccet-ül İslam Müntezirzade şunları söyledi: "İran İslam Cumhuriyeti, küresel tahakküm sistemine ve dünyayı yiyip bitiren ABD'ye karşı duran güçlü bir devlet, güçlü bir inkılap olarak ortaya çıktı ve bu bir gurur kaynağıdır. Bu yol hala devam ediyor. Biz her yıl bunu Küresel Emperyalizme Karşı Ulusal Mücadele Günü olarak görüyoruz ve halkımız sahadadır ve yumruklarını ABD'ye doğrultmakta, onu dünyanın her yerindeki fesat kaynağı olarak görmektedir."
Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Müntezirzade, Casusluk Yuvası'nın ele geçirilmesinde aktif rol oynayan ancak bugün ABD Elçiliği'nin ele geçirilmesinin bir hata olduğunu çünkü bunun ABD'yi bize düşman ettiğini söyleyen bazı kişilerin sorusuna şöyle yanıt verdi: "Ne yazık ki, o dönemde Casusluk Yuvası'nın ele geçirilmesinde aktif olan bazı kişiler şimdi 'Bunu yapmamalıydık çünkü bu, ABD'yi bize düşman etti.' diyorlar. Yani ABD'nin İran milletiyle düşmanlığının o zamandan başladığını söylüyorlar. Bu tutum değişikliğinin analizinde, bu durumun bu kişilerin düşman karşısında bilişsel savaş nedeniyle korkuya kapıldıklarını gösterdiği söylenebilir. Düşman çok çaba harcadı. Düşmanın yaptığı şeylerden biri de karma savaş ve bilişsel savaştır. Bu savaş o kadar tekrarlandı ki bu kişilerin düşünce ve zihinlerinde etkili oldu ve onların eski inançlarını geçersiz görmelerine ve yeni bir yaklaşım benimsemelerine neden oldu. Bu, düşman karşısında korkuya kapılmaktır."
İmam Cafer-i Sadık (a.s.) Askeri-Tebliği Alimler Tugayı Komutanı bu kişiler hakkındaki son değerlendirmesinde şunları ekledi: "Elbette bu kişilerin sayısı çok azdır ve biz inkılabın doğru yolunu bu kişiler yüzünden terk etmeyeceğiz. Bizim için ölçüt ve kriter, kişilerin mevcut durumlarıdır. İnkılabın başındaki gibi inkılapçı düşünce ve cihatçı ruhla istikrarını koruyanlar ölçüttür. Düşmanın çabası ve düşmandan korktuğu için renk değiştirenler, inkılabın ve İslam'ın ölçütü değildir."
Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Müntezirzade, son olarak İnkılap Rehberi'nin tutumlarına işaret ederek şunları belirtti: "Bizim ölçütümüz, ABD ve küresel emperyalizme karşı dimdik duran ve hiçbir şekilde korkuya kapılmayan Başkomutan Rehber'in güçlü tutumlarıdır. Kahraman ve her zaman sahnede olan, şehit yetiştiren İslami İran halkından, Küresel Emperyalizme Karşı Ulusal Mücadele Günü'nde kesinlikle sahada olmalarını ve güçlerini bir kez daha küresel emperyalizme göstermelerini talep ediyorum."
yorumunuz