Çarşamba 12 Kasım 2025 - 17:55
Çağdaş Dünyanın İhtiyaçlarına Cevap Vermek Üzere 400’den Fazla Dinî Branş ve Uzmanlık Dalı Tasarlandı

Havza / İlim Havzaları Genel Müdürü şunları açıkladı: “İlim havzalarının bilgi ağacı (bilim dalları şeması) 16 ana bilgi alanını kapsamakta olup çağdaş dünyanın ihtiyaçlarına ve İslam İnkılâbı ile İslâmî sistemin söylemine cevap verebilmek amacıyla 400’den fazla alan ve eğilimden oluşmaktadır. Bu yapı hazırlanmış ve onaylanmıştır.”

Havza Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre, İlim Havzaları Genel Müdürü Ayetullah Ali Rıza Ârafî Kum’daki Fâtımî İlim Havzası’nda hocalar ve talebelerle bir araya geldi. Fâtımîyye günleri münasebetiyle taziyelerini sunarak bu ilim havzasının seçkin konumuna vurgu yapan Ayetullah Ârafî şöyle dedi: “Hz. Fâtıma (s.a) çok yüce bir velayet makamına sahiptir. Gerçekte Hz. Fâtıma (s.a) insanlık tarihinin tek kadınıdır ki ilmin ve velayetin tüm mertebelerine sahip olmuş ve gayb âlemi, melekler âlemi ve kutsiyet âlemiyle doğrudan irtibat kurmuştur.”

Hz. Fâtımatü’z-Zehrâ’nın (s.a) ilim ve mârifetteki yüce makamı

Ayetullah Ârafî sözlerine şöyle devam etti: “Hz. Zehrâ (s.a), dinin ve şeriatin bütün hakikatlerine vakıftı ve onun hayatında dünya hayatı ile ahiret hayatı arasında bir ayrım yoktu. Birçok durumda Hz. Zehrâ (s.a), zahiri imamet ile batıni hükûmeti aynı anda imamlar (a.s) için bir araya getirmiştir. Kendisi hakkında kullanılan “Ümmü’l-Eimme” (İmamların Annesi) tabiri sadece on bir masum imamın annesi olmasını değil, aynı zamanda tevhidî bir role ve ilahî marifetlerde aracılık makamına sahip olmasını da ifade eder.”

Ayetullah Ârafî, Hz. Fâtımatü’z-Zehrâ’nın (s.a) ilim ve mârifetteki yüce konumuna işaret ederek şunları vurguladı: “Hz. Fâtımatü’z-Zehrâ (s.a), gayb âleminden bazı ilahî bilgileri almıştı; bu bilgiler ilahi bir emanet olarak Ehl-i Beyt İmamlarına (a.s) verilmiş ve şu anda bu emanet Hz. Bâkiyyetullah’ın (a.f) elindedir. Hz. Sıddîka Tâhire (s.a), gayb âlemi ile imamlar (a.s) arasında manevî bir vasıta konumundadır ve bu makamın hakikatini idrak etmek son derece güçtür.”

İmamet ve Din Hakikatinin Savunucusu

İlim Havzaları Genel Müdürü Ayetullah Ârafî, konuşmasının devamında Hz. Zehrâ’nın (s.a) toplumsal rolüne değinerek şöyle dedi: “Hz. Fâtıma (s.a) Resûlullah’ın (s.a.a) vefatından sonra, imamet ve dinin hakikatini savunmada hayati bir rol üstlendi. O, ilahî değerlerin korunması ve unutulmaması için bütün gayretini ortaya koyan öncü bir mücadeleciydi. Tarihin belirleyici bir döneminde imamet ve hakiki dinin sancağını taşıyan bir öncü olarak öne çıktı.”

Çağdaş Dünyanın İhtiyaçlarına Cevap Vermek Üzere 400’den Fazla Dinî Branş ve Uzmanlık Dalı Tasarlandı

Fedek Hutbesi: Hakikati Söylemenin ve İlahi Değerleri Savunmanın Sembolü

Uzmanlar Meclisi üyesi Ayetullah Ârafî, konuşmasının devamında Hz. Zehrâ’nın (s.a) Fedek Hutbesi’ne değinerek şöyle dedi: “Hz. Fâtımatü’z-Zehrâ’nın (s.a) manevi yüceliğini ve derin ilmî idrakini gösteren en önemli belgelerden biri, Mescid-i Nebevî’de okuduğu Fedek Hutbesi’dir.

Bu hutbe sadece ilmî açıdan değil toplumsal açıdan da Peygamber’in (s.a.a) vefatından sonra toplumda yaşanan derin dönüşümleri ortaya koymaktadır.

Anayasa Koruma Konseyi’nin fakih üyesi olan Ayetullah Ârafî sözlerine şöyle devam etti: “Peygamber Efendimiz’in (s.a.a) vefatının ardından Medine toplumu kimliğini yitirdi ve toplumsal yapıda köklü değişiklikler meydana geldi. Hz. Zehrâ (s.a), Fedek Hutbesi’nde keskin bir bakış ve etkileyici bir üslupla Medine toplumunun kimlik krizini ve Resûlullah’ın (s.a.a) kurduğu sağlam temellerin nasıl sarsıldığını açıkça dile getirdi.”

Din Hakikatinin Savunuculuğunda Öncü

Ayetullah Ârafî vurgulayarak şöyle dedi: “Peygamber’in (s.a.a) vefatından sonra İslam toplumunda yaşanan olaylar, İslam toplumunun sosyal ve kimlik temellerini sarsan büyük bir fitneydi. Hz. Zehrâ (s.a), din hakikatinin öncü savunucusu olarak bu sarsıntılara karşı dimdik durdu ve tarihte hakikat uğruna direnişin simgesi haline geldi.”

İlim Havzalarının Temel Görevleri

Ayetullah Ârafî konuşmasının devamında İlim Havzalarının dört ana misyonuna işaret etti:

              1.           Büyük müderrislerin (hocaların) yetiştirilmesi

              2.           Araştırmacıların ve yenilikçilerin (müctehid ve mütefekkirlerin) yetiştirilmesi

              3.           Tebliğcilerin ve şeriatın açıklayıcılarının yetiştirilmesi

              4.           Havza içi ve dışı için yöneticilerin yetiştirilmesi

Üst Düzey ve Stratejik Belgelerin Hazırlanması

İlim Havzaları Genel Müdürü, son yıllarda stratejik planlama ilkelerine dayanarak hazırlanan üst düzey ve yol gösterici belgelerden de söz etti ve şöyle dedi: “Ülke genelindeki tüm medrese yöneticileriyle yapılan toplantılarda bu belgelerin esaslarını ve ilkelerini açıklamış bulunmaktayım. Şu anda da önümüzdeki beş yıllık dönem için yeni projeler hazırlamaktayız.”

Ayetullah Ârafî ekledi: “Bu belgeler ve projeler yalnızca ilim havzalarının gelişimi için değil ülke genelinde ilim ve dinin ilerlemesi açısından da büyük önem taşımaktadır. Talebelerin bu belgelerle tanışmaları, onları eleştirel ve yapıcı bir şekilde incelemeleri gerekir.”

Dinî Tebliğ Programlarının Gelişimi

İlim Havzaları Yüksek Konseyi Üyesi olan Ayetullah Ârafî, havzanın tebliğ ve kültürel faaliyetlerinin güçlendiğini belirterek şöyle dedi: “‘Emîn Projesi’ kapsamında görev yapan mübelliğ sayısı, önceki yıllarda 2–3 bin kişi iken, bugün 20 bin kadın ve erkek din görevlisine ulaşmıştır. Ayrıca ‘Hicret Projesi’ de son dönemde kayda değer bir gelişme göstermiştir.”

Rol Üstlenecek Şahsiyetlerin Yetiştirilmesinin Gerekliliği

İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi Ayetullah Ârafî, konuşmasının bir bölümünde Kum’daki Fâtımî Medresesi’nin hocalarına ve yöneticilerine hitaben şöyle dedi: “Bizim sizden beklentimiz genel eğitimin yanında gelecekte havza, toplum ve İslam İnkılâbı için etkin rol oynayabilecek şahsiyetler yetiştirmenizdir. Bu konuda kendinizi sorumlu hissetmeli, ortak çabayla ve planlı bir şekilde bu önemli görevi yerine getirmelisiniz.”

Ayetullah Ârafî sözlerine şöyle devam etti: “Beklentimiz odur ki Fâtımî Medresesi şu anki seçkin konumunu korusun ve hatta daha da ileriye gitsin.Bizim hedefimiz, on yıl sonra biri geldiğinde, ‘Bu medreseden beş fakih, beş Kur’an müfessiri, beş başarılı tebliğci ve beş seçkin yönetici İslamî sistem için yetişti’ diyebilmesidir.”

İllim Havzaları için Genel Hedefler

İlim Havzaları Genel Müdürü olan Ayetullah Ârafî sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bizim nihai hedefimiz, ilim havzalarında İslamî ve dinî ilimlerde derin bilgiye sahip büyük şahsiyetlerin yetişmesidir. İlim Havzalarından; büyük müderrisler, etkili araştırmacılar, seçkin tebliğciler ve toplum ile İslam İnkılâbı için liyakatli yöneticiler çıkmalıdır.”

Çağdaş Dünyanın İhtiyaçlarına Cevap Vermek Üzere 400’den Fazla Dinî Branş ve Uzmanlık Dalı Tasarlandı

Talebelerin Kendilerine Özel Programları Olmalı

Ayetullah Ârafî konuşmasının devamında bireysel planlamanın önemine vurgu yaparak şöyle dedi: “Her talebe, tüm öğrenciler için hazırlanıp duyurulan genel programların yanı sıra, kendisine özel bir kişisel plan da oluşturmalıdır. Bu plan, genel beklentilerin ve resmî değerlendirmelerin ötesine geçmeli; her birey, kendi varlığının mimarı olduğunu bilmeli ve yüce hedeflere ulaşmak için sürekli gayret göstermelidir. Talebeler kendilerine özgü bir yol haritası belirlemeli ve ilim ile yöneticilikte yüksek zirvelere ulaşmayı hedeflemelidir.”

Yalnızca Yetenekli Olmak Yeterli Değil

İlim Havzaları Genel Müdürü Ayetullah Ârafî sözlerine şöyle devam etti: “Sadece zeki ve yetenekli olmak yeterli değildir. İlim ve yöneticiliğin yüksek doruklarına ulaşmak için azim, irade ve sürekli gayret şarttır. Bu yolda kişi, sıradan sınırların ötesine geçmeli, her dönem kendini ölçüp değerlendirmeli ve daha büyük ilerlemeler kaydetmelidir.”

Ayetullah Ârafî ekledi: “Gelecekte bizim, ilimde, yönetimde ve tebliğde en üst seviyelerde yer alacak şahsiyetlere ihtiyacımız olacak. Bu sorumluluk sizdedir; ilmiyle amel eden, aktif ve üretken bireyler olarak havzanın ve İslam toplumunun daha aydınlık bir geleceği için çaba göstermelisiniz.”

Yetenekli Olmanın Riskleri ve Gurura Kapılma Tehlikesi

İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi Ayetullah Ârafî, yetenekliliğin getirdiği tehlikelere dikkat çekerek şöyle dedi: “Bazı yetenekli kişilerde görülen en büyük sorunlardan biri kendi kabiliyetlerine güvenip gurura kapılmalarıdır. Bu kişiler, gayret etmeden başarıya ulaşabileceklerini sanıyorlar. Oysa bu yaklaşım özellikle zeki insanlar için ciddi bir tehlike taşır.”

Ayetullah Ârafî şöyle devam etti: “Ben talebelik dönemimde birçok arkadaş tanıdım; kimileri çok yetenekliydi ama azim ve çalışkanlık göstermedikleri için büyük başarılara ulaşamadılar.

Buna karşılık, orta seviyede yeteneğe sahip olanlar, sürekli gayret ve azimle önemli konumlara yükseldiler.”

Sürekli Çaba, Başarının Temel Unsurudur

Ayetullah Ârafî şöyle devam etti: “Yetenek tek başına yeterli değildir. Öne çıkan mevkilere ulaşmak için içsel kapasite ve Allah vergisi yetenek, sürekli çalışma ve gayret ile desteklenmelidir. Ayrıca kişisel bir ilerleme ve gelişim planı oluşturmak gerekir. Azim ve uzun vadeli vizyon hem bireysel hem de toplumsal geleceğin şekillenmesinde hayati bir rol oynar.”

İlim Havzaları Yüksek Konseyi’nin fakih üyesi Ayetullah Ârafî ekledi: “Psikolojide ‘öz-imge’ (self-concept) diye bir kavram vardır; bu, her bireyin kendi geleceğine dair tasvirini ifade eder. Siz bu tasviri büyük ve yüce hâle getirmelisiniz, aşırı mükemmeliyetçilik tuzağına düşmemelisiniz. Kendi yetenekleriniz konusunda korku ve şüpheyi bir kenara bırakın ve vizyonunuzu genişletin. Bu uzun vadeli bakış açısı, bireyi bilinçsiz şekilde daha fazla çalışma ve gayret göstermeye yönlendirir.”

Havzanın Dehalarından: Şehit Sadr

Ayetullah Ârafî daha sonra Şehit Seyyid Muhammed Bakır Sadr’ın tecrübelerini hatırlattı: “Şehit Sadr, İslam’ın çağdaş âlimlerinden ve havzanın dehalarından biridir. O sadece ilmî açıdan üstün değildi; aynı zamanda çaba ve azim bakımından da örnek bir şahsiyetti.

Eşi hatıralarında şöyle yazar: Şehit Sadr, geceleri geç saatlere kadar okuma ve yazma ile meşgul olurdu. Yazmak için rulo hâlindeki kağıtları kullanır ve onlarca saat aralıksız çalışırdı. İşte bu şekilde, bu yoğun çaba ve gayret ile o, bu yüksek ilmî mevkiye ulaşabilmiştir.”

Ayetullah Ârafî sözlerini şöyle tamamladı: “Gerçek şu ki derin ilmî ve analitik seviyelere ulaşmak için ara vermeden çalışmak ve her fırsatı değerlendirmek gerekir.”

Çağdaş Dünyanın İhtiyaçlarına Cevap Vermek Üzere 400’den Fazla Dinî Branş ve Uzmanlık Dalı Tasarlandı

Güçlü Bir Vizyon Çizmenin Gerekliliği

İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi Ayetullah Ârafî, yüksek bir vizyona ve güçlü bir öz-imgeye sahip olmanın önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Önemli noktalardan biri şudur ki talebeler geleceklerine dair net ve olumlu bir tasavvura sahip olmalı ve kendi yeteneklerine inanmalıdır. Bu güçlü öz-imge, talebelerin eğitim ve ilmî-dinî hizmet sürecinde yollarını daha aydınlık hâle getirebilir.”

Kişisel Planlama Zorunluluğu

Ayetullah Ârafî, ayrıca kişisel bir plan yapmanın gerekliliğine vurgu yaparak şöyle dedi: “Talebeler, yalnızca genel ve alışılmış programlarla yetinmemeli, kendilerine özgü bir özel plan hazırlamalıdır. Bu plan, bireysel kapasite ve yeteneklerini etkin şekilde kullanacak biçimde tasarlanmalıdır. Sadece genel programlarla sınırlı kalınmamalıdır.”

Başarıya Giden İki Temel Unsur: Çaba ve Araştırma

Ayetullah Ârafî, ‘yetenek tek başına yeterli değildir’ vurgusunu yaparak şunları ekledi: “Başarıya ulaşmak için sadece yetenek değil aynı zamanda çaba ve ilmî-araştırma ilkelerine riayet etmek de gereklidir. Özellikle çeşitli konularla karşılaşırken araştırmacı ve sorgulayıcı bir bakış açısı büyük önem taşır.”

İlim Havzaları Genel Müdürü sözlerini şöyle tamamladı: “Talebelerin konulara araştırmacı bir perspektifle yaklaşmaları ve derinlemesine incelemeleri, onları her zaman doğru yolda tutar ve başkalarının eleştirilerinden veya görüşlerinden korkmamalarını sağlar.”

Çağdaş Dünyanın İhtiyaçlarına Cevap Vermek Üzere 400’den Fazla Dinî Branş ve Uzmanlık Dalı TasarlandıÇağdaş Dünyanın İhtiyaçlarına Cevap Vermek Üzere 400’den Fazla Dinî Branş ve Uzmanlık Dalı TasarlandıÇağdaş Dünyanın İhtiyaçlarına Cevap Vermek Üzere 400’den Fazla Dinî Branş ve Uzmanlık Dalı TasarlandıÇağdaş Dünyanın İhtiyaçlarına Cevap Vermek Üzere 400’den Fazla Dinî Branş ve Uzmanlık Dalı TasarlandıÇağdaş Dünyanın İhtiyaçlarına Cevap Vermek Üzere 400’den Fazla Dinî Branş ve Uzmanlık Dalı TasarlandıÇağdaş Dünyanın İhtiyaçlarına Cevap Vermek Üzere 400’den Fazla Dinî Branş ve Uzmanlık Dalı TasarlandıÇağdaş Dünyanın İhtiyaçlarına Cevap Vermek Üzere 400’den Fazla Dinî Branş ve Uzmanlık Dalı Tasarlandı

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha