Kur'an Psikolojik Baskıyı Azaltmak için "Beklenti Ayarlaması" Çözümü Sunuyor

Havza Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre Kur'an ve Hadis Araştırma Enstitüsü Ahlak ve Psikoloji Araştırma Bölümü Başkanı Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Abbas Pesendide, Cuma günü Hz. Abd-ül Azim Hasani (a.s) türbesinde düzenlenen "İslami Yaşam Tarzı" seminerinde, psikolojik baskılar ile insanın beklenti düzeyi arasındaki ilişkiyi açıklayarak, Kur'an ve Ehlibeyt (a.s) rivayetlerinin stresleri yönetmek ve zihinsel acıları azaltmak için kesin ve pratik çözümler sunduğunu vurguladı.

Allah'ın insanların sorunları ve  kapasiteleri arasında bir denge kurduğunu belirten Hüccet-ül İslam Pesendide şöyle dedi: "Yüce Allah hiç kimseyi sorunlarla başa çıkma yeteneği olmadan sınamaz. Peygamber Efendimiz (s.a.a) veya Ehlibeyt'in (a.s) imtihanları bizim imtihanlarımızdan farklıdır. Her birey için de karşılaşacağı zorluklar kapasitesine uygun olarak tasarlanmıştır."

Kur'an ve Hadis Araştırma Enstitüsü Ahlak ve Psikoloji Araştırma Bölümü Başkanı, insanların asıl probleminin sorunlar değil, onlara gereğinden fazla önem vermek olduğunu belirterek şöyle dedi: "İnsanlar, maddi nesnelerin aksine sorunların ağırlığını kendileri belirler ve bu da psikolojik aşırı yüklenmelere yol açar. Bu durum standartların dışına çıkan fiziksel aşırı yüklenmeye benzer."

Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Pesendide şöyle dedi: "Psikolojik baskının artmasında önemli bir faktör yanlış bir ölçüm noktası belirlemektir. Mevcut durumu sorun öncesi koşullarla veya komşu ve akrabalar gibi başkalarıyla kıyaslamak stresin ağırlığını artırır."

Kur'an ve Hadis Araştırma Enstitüsü Ahlak ve Psikoloji Araştırma Bölümü Başkanı şöyle ekledi: "Rivayetlerde arzular acı ve susuzluğu artıran tatlı bir seraba benzetilmiştir."
Hüccet-ül İslam Pesendide şöyle ekledi: "Yaşamımızın gerçek durumu ile arzular arasındaki mesafe ne kadar fazla olursa, psikolojik baskı o kadar şiddetli olur. Bu konu modern psikoloji araştırmalarında henüz açıkça dile getirilmedi ancak Emirül Müminin Ali'nin (a.s) sözlerinde şu şekilde belirtilmiştir: 'Kim çok arzu ederse, sıkıntısı da çok olur.'"

Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Pesendide, danışmanlık ve eğitim seminerlerindeki deneyimlerine atıfta bulunarak insanların arzularını azaltmanın veya beklentileri ayarlamanın yaşamı kötüleştireceği yönündeki yaygın bir zihinsel hatasını dile getirdi ve yüksek beklentinin insanın ruh halini bozduğunu, yaşam kalitesini etkilemediğini ifade etti.

Kur'an ve Hadis Araştırma Enstitüsü Ahlak ve Psikoloji Araştırma Bölümü Başkanı şöyle dedi: "Eşimiz hasta olduğu durumda ondan sağlıklı olduğu zamandaki beklentileri taşımamız gerçekçi olmayan bir beklentidir ve bu sadece sinirlerimizi bozar. Bu durum hiçbir soruna yardımcı olmaz."

Hüccet-ül İslam Pesendide, Kur'an'ın "gerçekçilik" ve "beklenti ayarlaması" yöntemini benimsediğini ifade ederek şöyle dedi: "Yüce Allah, Peygamber Efendimiz (s.a.a) için bile beklentileri ayarladı. Örneğin Hz. Nuh (a.s) hikâyesinde 'Kavminden sadece inananlar iman edecek bu kadarından fazlası iman etmeyecek.' ifadesi kendini boşuna yorma anlamına geliyor."

Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Pesendide şöyle ekledi: "Başka bir ayette Peygamber'e (s.a.a) hitaben düşmanların ya onun hayatında ya da onun ardından yenileceğini ama onun görevinin yalnızca tebliğ olduğu belirtiliyor; bu da beklentiyi ayarlamak demektir."

Kur'an ve Hadis Araştırma Enstitüsü Ahlak ve Psikoloji Araştırma Bölümü Başkanı, Kur'an'ın peygamberlerin psikolojik baskılarını azaltmak için onların beklentilerini gerçekçi hale getirdiğini, bu yöntemin bizim yaşamımız için de huzurun altın anahtarı olduğunu vurguladı.

Hüccet-ül İslam Pesendide konuşmasının sonunda şöyle dedi: "'Doğal ağırlıkta stres' ve 'aşırı ağırlıkta stres' arasında bir seçim yapmalıyız. Streslerimizin uygun ve katlanılabilir olması ya da ağır ve rahatsız edici olması beklentilerimizin nasıl belirlendiğine bağlıdır. İslam, arzularınız olmasın demiyor arzularınız gerçekçi olsun diyor."