Havza Haber Ajansı Türkçe Çeviri Grubu'nun haberine göre Bağcılar’da bulunan Kevser Ehlibeyt Mescidi, Hz. Fatımatü’z-Zehra’nın (s.a.) şehadet yıldönümü vesilesiyle düzenlenen anma programına ev sahipliği yaptı. Programa İstanbul’un farklı ilçelerinden gelen çok sayıdaki Ehlibeyt dostu katıldı.
Cennet kadınlarının efendisi Hz. Fatıma’nın (s.a.a) şehadetinin anıldığı program cemaat namazının ardından tilavet edilen Kur’ân-ı Kerim ile başladı.

Anma programının ilk bölümünde EHLADER Genel Başkanı Kadir Akaras bir konuşma gerçekleştirdi. Akaras, Hz. Fatıma’nın (s.a.) İslam tarihindeki merkezi konumuna, fedakârlığına ve zulme karşı duruşuna vurgu yaparak günümüz Müslümanlarının da bu duruştan ilham alması gerektiğini belirtti.
Akaras: “Tarih Doğru Okunmadan Gelecek İnşa Edilemez”
Programda konuşan EHLADER Genel Başkanı Kadir Akaras, Hz. Fatıma’nın şehadeti başta olmak üzere İslam tarihindeki kritik dönüm noktalarına değindi. Akaras, Ehlibeyt’in karşılaştığı zorlukların yalnızca tarihsel birer olay olmadığını, bugün de ümmetin birliği açısından önemli mesajlar taşıdığını söyledi.
İslam dünyasında vahdetin Ehlibeyt dostlarının kırmızı çizgisi olduğunun altını çizen Akaras, “Hakikatleri dile getirmekten vazgeçmeden ümmetin bütünlüğünü korumak zorundayız. Aksi takdirde ne geçmişi anlayabilir ne de geleceği kurabiliriz.” ifadelerini kullandı.


“Peygamberimiz Üç Büyük Değişim Gerçekleştirdi”
Konuşmasında Hz. Peygamber’in (s.a.a) 23 yıllık risalet sürecindeki toplumsal dönüşümlere dikkat çeken Akaras, İslam’ın kuruluş döneminde üç temel devrimin yaşandığını belirtti.
Buna göre;
• Özgür inanç ortamının kurulması,
• Ekonomik adaletin tesis edilmesi,
• Merhamet eksenli bir toplum düzeninin oluşturulması,
İslam toplumunun temel taşlarını oluşturuyordu.
Akaras, Hicretin 9. ve 10. yıllarında yaşanan gelişmelerin ümmet içindeki gizli kırılmaları ortaya çıkardığını, Tebük Seferi’nde yaşanan itaatsizliklerin bunun en açık göstergelerinden biri olduğunu aktardı. Peygamber Efendimizin (s.a.a.) emrine rağmen sefere katılmayanlar ve dönüşte girişilen suikast teşebbüsünün, toplumdaki derin rahatsızlıkların habercisi olduğunu ifade etti.
“Hz. Fatıma’nın Şehadeti Ümmetin Birliği için Ödenmiş Bir Bedeldir”
Konuşmasının önemli bölümünde Hz. Fatıma’nın (s.a.) yaşadığı baskılar ve şehadet süreci üzerinde duran Akaras, Peygamber’in (s.a.a.) vefatından sonra Hz. Ali (a.s.) ve Hz. Fatıma’nın (s.a.) evine yapılan baskının tarihî bir olgu olduğunu belirtti ve şöyle ekledi: “Ali gibi bir kahramanın neden kılıç çekmediğini soruyorlar. O, kılıcını Müslümanlara doğrultmayacaktı. Bu bir iç savaşa dönüşür, İslam daha doğduğu anda yok olurdu. Hz. Fatıma velayet uğruna can vermiştir.”
Gadir-i Hum’un Mesajı: İmam Ali’nin Önceliği
Akaras, Veda Haccı ve Gadir-i Hum hutbesine değinerek, Peygamberimizin (s.a.a.) o günkü sözlerinin İmam Ali’nin (a.s.) ümmetin başına geçmeye ehil kişi olduğunu açıkça gösterdiğini söyledi ve “3. ve 4. halifelerin bile daha sonra, neden İmam Ali’nin tercih edilmediğini halka açıklamak zorunda kalması bunun en büyük delilidir.” diyerek tarihteki çelişkilere işaret etti.

Konuşmanın ardından Ehlibeyt Âlimi Mustafa Sarıhan tarafından okunan mersiye, salondaki hüzün atmosferini daha da derinleştirdi. Hz. Fatıma’nın (s.a.) hayatından kesitler içeren mersiye esnasında birçok katılımcı gözyaşı döktü.
Programın devamında Ehlibeyt Âlimi Alican Görel, sinezen bölümüyle sahne aldı. Görel’in okuduğu ağıtlar ve mersiyeler katılımcıların Hz. Zehra’nın (s.a.) musibetini kalpten hissetmesine vesile oldu.

Gecenin sonunda etkinliğe katılanlara ihsan yemeği ikram edildi.
Kevser Ehlibeyt Mescidi tarafından düzenlenen program manevi atmosferi, yoğun katılımı ve Ehlibeyt muhabbetini yansıtan içeriğiyle katılımcılar tarafından büyük takdir topladı.
yorumunuz