Havza Haber Ajansı muhabirinin bildirdiğine göre İmam Humeynî (r.a.) Enstitüsü Öğretim Üyesi Hüccetü’l-İslâm Seyyid Muhammed Rızâ Musevî Neseb, İmam Humeynî (r.a.) Enstitüsü’nde düzenlenen “Allâme Misbah Yezdî’nin Görüşlerine Vurgu ile Akrabalar Arası İlişkilerde İhsan İlkesi ve Saygı Kaidesinin Ahlâkî İncelenmesi” başlıklı tanıtım oturumunda şunları söyledi:
“Allâme Misbah, ihsan konusuna dair çok fazla ve son derece derin açıklamalarda bulunmuşlardır ve İsrâ sûresi 23. âyeti temel alarak, tevhidin yanında anne-babaya ihsanın, Allah’a itaat ve kulluk etme ilkesine denk bir konumda bulunduğunu ifade etmektedirler.”
Hüccetü’l-İslâm Musevî Neseb sözlerinin devamında insanın Allah’a şükretmesinin, anne-babaya şükretmeden gerçekleşmeyeceğini belirterek şöyle ekledi: “Eğer bir kimse anne-babası karşısında saygı ve takdir sahibi değilse, onda Allah’a gerçek anlamda şükretmenin eğitimsel zemini oluşmaz. İsrâ Suresi 23. âyeti, bu hakikatin somut bir tezahürüdür ve İslâm’ın ahlâk sisteminde temel bir ilke olarak kabul edilen belirgin bir terbiyesel boyut taşımaktadır.”
İmam Humeynî (r.a.) Enstitüsü Öğretim Üyesi ayrıca akrabalık ilişkilerindeki ahlâkî zorluklara işaret ederek şöyle dedi: “Modern yaşamın karmaşıklığı, bireyciliğin artışı ve ahlâkî görevler ile ailevi gerçeklikler arasındaki çelişkiler, ahlâkî tezâhumların (çatışmaların) ortaya çıkmasına neden olmakta ve bu durum, açık ve net ahlâkî çerçevelere duyulan ihtiyacı artırmaktadır.”
Hüccetü’l-İslâm Musevî Neseb, çeşitli ahlâkî çatışma türlerini sıralayarak şu değerlendirmede bulundu: “Günah karşısında saygı göstermek, samimi niyetin yerine yüzeysel saygı ile yetinmek ve aşırı beklentiler karşısındaki saygı talepleri, bu önemli çatışma türlerinin başlıcalarıdır. Bu durumlar, İslâmî öğretilere dayalı çözüm ve yol haritaları sunulmasının zaruretini kat kat artırmaktadır.”

Hüccetü’l-İslâm Musevî Neseb, Allâme Misbah Yezdî’nin ahlâkî çatışmaların yönetimine dair görüşlerine değinerek şöyle vurguladı: “Ahlâkî tezâhumların doğru biçimde analiz edilmesi ve İslâm ahlâkının ilkelerine dayalı pratik çözümler sunulması, toplumda sağlıklı bir ahlâkî yaşamın zorunlu şartlarındandır.”
Hüccetü’l-İslâm Musevî Neseb, Allâme Misbah’ın bakış açısını açıklamayı sürdürerek şunları ekledi: “Allâme Misbah, akrabalık makamı ile akrabaların davranışları arasında ayrım yapar; yani kişilerin şahsiyetine duyulan saygı ile onların batıl davranışlarını onaylamak aynı şey değildir. Bu ilke, Allâme Misbah’ın aile ahlâkına dair görüşlerinde temel esaslardan biri kabul edilir.”
İmam Humeynî (r.a.) Enstitüsü Öğretim Üyesi, Lokman Suresi 15. âyetin öğretilerine işaret ederek şöyle dedi: “Bu ayet çok açık bir pratik çözüm sunmaktadır; bir yandan tevhidin korunması ve günaha çağrıya kesin biçimde itaat etmemek vurgulanır, diğer yandan dünyevî işlerde akrabalık bağının korunması ve saygının sürdürülmesi tavsiye edilir. Yani ne ilişki tamamen kesilmeli, ne de günaha boyun eğilmelidir.”
Hüccetü’l-İslâm Musevî Neseb konuşmasının başka bir bölümünde sözlerine şöyle devam etti: “Bu tür ahlâkî çatışmaların çözümünde ilahî bir esas söz konusudur; ibadet ile gösteriş (riya) arasındaki sınır, failin niyetinde gizlidir. İnsanın niyeti belirleyicidir; çünkü saygı bazen hâlisane olabilir, bazen de riyakârane. Bu iki durum arasındaki fark, İslâm ahlâk sisteminde büyük önem taşır. İçsel duyguların yönetimi ve davranışın ilahî görev doğrultusunda düzenlenmesi bu sürecin bir parçasıdır.”

Hüccetü’l-İslâm Musevî Neseb, Bakara Suresi 143. âyete işaret ederek şu hatırlatmada bulundu: “Kur’ân, adaletli ve dengeli olma ilkesini ortaya koyar ve Allâme Misbah da tam olarak bu orta yolu açıklamaktadır; yani bir tarafta isyan ve saygısızlık, diğer tarafta ise günaha bulaşan bir itaate kaymadan orta bir yol izlemek. Bu ilke, aile ilişkilerinde ahlâkî bir tutum geliştirmek için temel anahtarlardan biridir.”
Hüccetü’l-İslâm Musevî Neseb, Allâme Misbah’ın önerdiği pratik modeli şöyle açıkladı: “İlk ilke, ahlâk sisteminin hedef-odaklı olması gerektiğidir ve nihai hedef, ilâhî yakınlığa ulaşmaktır. İkinci ilke ise ailenin bütünlüğünü koruma ve akrabalık bağlarını sürdürme zorunluluğudur. Ayrıca zararı önleme (def‘-i mefsede) ve fayda sağlama (celb-i maslaha) gibi ilkeler de ailevi çatışmaların çözümünde önemli rol oynamaktadır.”
İmam Humeynî (r.a.) Enstitüsü Öğretim Üyesi, konuşmasının sonunda şu değerlendirmede bulundu: “Allâme Misbah’ın ahlâk sistemi, dinamik ve amaçlı bir yapıya sahiptir; ihsanın tevhid ile aynı düzeye yerleştirilmesi gibi güçlü bir manevi temelden başlar ve devamında kapsamlı bir analitik araç kutusuna dönüşür. Bu yapı, modern hayatın karmaşık ahlâkî sorunlarıyla karşılaşabilecek güçtedir ve müminlere aile ve sosyal davranış alanında pratik bir rehber sunabilir.”
yorumunuz