Havza Haber Ajansı’nın haberine göre, tarihsel incelemeler «örtünmenin (hicap)» Antik İran ve Yahudi toplumu gibi medeniyetlerde uzun bir geçmişe sahip olduğunu göstermektedir. Bu konudaki kuralların bazı dönemlerde İslami hükümlere göre daha katı olduğu görülmektedir.
Soru:
Tarihçilere göre “örtünmenin (hicabın)” tarihi hangi döneme kadar uzanmaktadır?
Kısa cevap:
Tarihsel veriler, örtünmenin Antik İran’da ve Yahudi toplumunda var olduğunu ve hatta bazı dönemlerde İslam’daki örtünme hükümlerinden daha katı olduğunu göstermektedir. Will Durant bu konuda şöyle yazar:
"Bir kadın Yahudi yasasını ihlal eder ve başörtüsüz olarak insanların arasına çıkarsa, erkek mehir ödemeden onu boşama hakkına sahipti.” Antik İran hakkında da şunları ifade eder: “Toplumun üst sınıflarına mensup kadınlar, üstü örtülü bir tahtırevan dışında evden çıkmaya cüret edemezlerdi." Buna karşılık, cahiliye dönemi Arapları İslam’ın ortaya çıkışından sonra örtünmeyi kabul etmişlerdir.
Ayrıntılı cevap:
Tarihsel veriler, Antik İran’da, Yahudi toplumu arasında ve muhtemelen Hindistan’da örtünmenin mevcut olduğunu ve hatta bunun İslam hukukunda yer alan hükümlerden daha katı olduğunu göstermektedir. Buna ek olarak, Arap cahiliyesi döneminde örtünme genel olarak bulunmamaktaydı. Bu uygulama Arap toplumunda İslam aracılığıyla ortaya çıkmıştır.
Will Durant, Yahudi toplumu ve Talmud yasaları hakkında şunları yazmaktadır: “Bir kadın Yahudi yasasını ihlal eder; örneğin başında herhangi bir örtü olmadan insanların arasına çıkarsa, kamuya açık bir yerde ip eğirirse, herhangi bir erkekle samimi bir şekilde konuşursa ya da evinde konuşurken sesinin komşular tarafından duyulacak kadar yüksek olmasına neden olursa, bu durumda erkek, mehir ödemeden onu boşama hakkına sahipti.” (1)
Will Durant, eski İranlı kadınlar hakkında da şunları yazmaktadır: “Toplumun üst tabakalarına mensup kadınlar, üzeri örtülü bir tahtırevan dışında evden çıkmaya cüret edemezlerdi. Onların erkeklerle açıkça ilişki kurmalarına hiçbir zaman izin verilmezdi. Evli kadınların, babaları ya da kardeşleri olsa bile, hiçbir erkeği görme hakları yoktu. Antik İran’dan günümüze ulaşan tasvirlerde hiçbir kadının yüzü görülmemekte ve isimlerine rastlanmamaktadır...” (2)
Evet, İslam’ın ortaya çıkışından sonra cahiliye dönemindeki Araplar da bu emri kabul etmiş ve İslami örtünmeyi ve hicabı benimsemişlerdir. Zemahşerî bu konuda şöyle nakletmektedir: "Ayşe, Ensar kadınlarını her zaman şu sözlerle övmüştür: 'Ensar kadınlarına ne mutlu! Nur Suresi’nin ayetleri nazil olur olmaz, onlardan hiçbirinin eskisi gibi dışarı çıktığı görülmedi. Başlarını siyah başörtüleriyle örttüler; sanki başlarının üzerinde kargalar duruyordu.'” (3), (4)
Dipnotlar:
(1) Medeniyet Tarihi, Will Durant, çeviren: Kamyab Hasan Behnud, Tahran, 2012 (Hicrî Şemsî 1391), birinci baskı, cilt 4, s. 461.
(2) Aynı eser, s. 434.
(3) El-Keşşâf ‘an Hakâiki Gavâmizi’t-Tenzîl ve ‘Uyûni’l-Ekâvîl fî Vücûhi’t-Te’vîl, Zemahşerî, Mahmud, Dârü’l-Kitâbi’l-Arabî, Beyrut, 1407 (Hicrî Kamerî), üçüncü baskı, cilt 3, s. 229.
(4) İslam Tanıtımı ve Şüphelere Cevaplar, Ali Asgar Rıdvânî, Mescid-i Mukaddes Cemkeran Yayınları, Kum, 2007 (Hicrî Şemsî 1386), üçüncü baskı, s. 517.
Kaynak: Âyin-i Rahmet
yorumunuz