Havza Haber Ajansı muhabirinin Birjend’den bildirdiğine göre, Yüksek Kültür Devrimi Konseyi Genel Sekreteri Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Hüsrevpenah, Birjend Üniversitesi'nde düzenlenen Ayetullah Mofatteh’in (r.a.) şehadet yıl dönümü anma ve havza-üniversite birliği töreninde konuştu. Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Hüsrevpenah, havza ile üniversite arasındaki birliğin yalnızca görünürdeki iş birlikleriyle sınırlı olmadığını vurguladı. Bu birliğin gerçekleşmesi, ülkenin bilimsel ve toplumsal ilerlemesinin sağlanması için bilimin ve dinin temel ve uygulamaya dönük etkileşiminin esas şart olduğunu belirtti.
Yüksek Kültür Devrimi Konseyi Genel Sekreteri, havza ile üniversite birliğinin doğru şekilde açıklanmadığına dikkat çekerek şu değerlendirmede bulundu: "Bazen birliğin, kurumsal bir birleşme ya da sadece havza ve üniversite hocalarının birbirlerinin derslerine katılması anlamına geldiği düşünülmektedir. Bu tür uygulamalar her ne kadar faydalı olsa da havza ile üniversite birliğinin derinliği bu düzeyin ötesindedir. Bu birlik, bilimin ve dinin etkileşimi çerçevesinde anlam kazanmaktadır."

Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Hüsrevpenah, gerçek birliğin temel düzeyde bilim ve din arasındaki teorik ve felsefi diyaloglara dayandığını belirtti. Bilim felsefesi, din felsefesi ve dini öğretilerin biyoloji ve kuantum fiziği gibi doğa bilimlerinin teorileriyle ilişkisi gibi konuların, havza ile üniversite arasında ciddi bir etkileşim gerektirdiğini ifade etti. Bu etkileşim, çatışma olmadan, bilimsel, ahlaki ve bilgece bir ortamda gerçekleşebilir.
Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Hüsrevpenah, çağdaş tarihte din adamları ve akademik düşünürler arasında yapılan bilimsel diyaloglara örnekler vererek şu noktayı vurguladı: "Bilimsel görüş ayrılıkları zararlı değildir. Aksine, sağlıklı ve adil bir diyalog ortamında bu farklılıklar, bilgi birikiminin gelişmesine ve bilim üretimine katkı sağlar."

Konuşmasının başka bir bölümünde ülkenin kuantum teknolojileri, yapay zekâ ve stratejik bilimler gibi yeni alanlardaki bilimsel ilerlemelerine değinen Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Hüsrevpenah, bu ilerlemelerin önemli bir kısmının üniversitelerde görev yapan sorumluluk sahibi bilim insanlarının çabaları sayesinde gerçekleştiğini söyledi. Hüccet-ül-İslam vel-Müslimin Hüsrevpenah, bunun üniversitelerin bilimsel cihat yolunda ilerleme gösterdiğini belirtti. Ayrıca son yıllarda ilahiyat havzalarında da hukuk alanlarında, ek felsefeler ve bölümler arası ortak bilimlerde dikkate değer bir gelişme yaşandığını ifade etti.
Yüksek Kültür Devrimi Konseyi Genel Sekreteri, havza ile üniversite arasındaki birliğin uygulama alanında da gerekli olduğunu belirterek şunları söyledi: "Toplumsal meselelerde üniversite, bilimsel yöntemlerle mevcut durumu tanımlayabilir. Havza ise Kur’an ve sünnetten yararlanarak ideal insan modelini ortaya koyabilir. Bu iki bakış açısının birleşmesi, toplumsal ıslahın ve etkili yönetişimin zeminini oluşturacaktır."

Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Hüsrevpenah, bu etkileşimin gerçekleşmesinin şartının hoşgörü, bilimsel sabır ve bilim ile dinin siyasallaştırılmasından kaçınmak olduğunu ifade ederek şunları söyledi: "Görüş ayrılıkları doğaldır. Ancak bu ayrılıklar, özgür düşünce, diyalog ve teori üretme ruhuyla ele alınmalıdır. Bu yaklaşım, ülkenin ilerleme yolunu açacaktır."
Konuşmasının sonunda İslam Devrimi’nden sonra ilim havzalarında meydana gelen dönüşüme değinen Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Hüsrevpenah, şunları kaydetti: "Uzmanlık alanlarının oluşması ve dini şüphelere bilimsel cevaplar verilmesi, havza ve üniversitenin dinamizmini göstermektedir. Bu sürecin devamı, bu iki bilimsel kurum arasındaki gerçek iletişimin ve etkileşimin güçlendirilmesine bağlıdır."

yorumunuz