Havza Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre İslam ülkelerinin büyük âlimleri, müftüleri, düşünürleri ve yetkilileri bir bildiri yayımlayarak Trump ve Netanyahu’nun “Allah’a karşı savaş açanlar (muharipler)” ve “yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar (müfsidler)” olarak yargılanmasını talep ettiler. Bildirinin tam metni şöyledir:
Bismillahirrahmanirrahim
Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salât ve selâm, Efendimiz Muhammed’e, onun tertemiz Ehlibeytine ve seçkin ashabına olsun.
Bizler, İslam ülkelerinin büyük âlimleri, müftüleri, düşünürleri ve yetkilileri olarak Kur’ân-ı Kerîm’in açık hükümlerine, yüce Nebevî sünnete, İslam fıkhının temel esaslarına ve uluslararası hukukun evrensel ilkelerine dayanarak aşağıdaki hususları kesin bir kararlılıkla ve ortak kanaatle ilan ediyoruz:
1. Trump ve Netanyahu’nun açık şekilde “Allah’a harp ilan edenler” ve “yeryüzünde fesat çıkaranlar” olarak mahkûm edilmesi:
Yüce Allah’ın şu ayetine binaen:
“Allah’a ve Resulüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri, yahut asılmalarıdır…” (Maide, 33)
Trump, Netanyahu ve işgalci Siyonist rejimin diğer liderleri; fesat yaymak, kan dökmek, İslam topraklarını işgal etmek, mazlum Filistin halkını katletmek ve insanlığa karşı suç işlemek suretiyle Allah’a ve Resulüne savaş açmış ve yeryüzünde bozgunculuk yapmış kimseler olarak tanınmakta; bu nedenle hem uluslararası mahkemelerde hem de İslami yargı organlarında yargılanmaları gerektiği çağrısını yapmaktayız.
2. Ayetullah el-Uzma Hamaney’in hikmetli ve güçlü rehberliğine kesin ve kapsamlı destek:
Ayetullah el-Uzma Hamaney, İslam ümmetinin uyanışının öncüsü ve İslami izzet cephesinin sancaktarı olarak; basiret, cesaret ve hikmetle İslam ümmetinin izzet, direniş ve vahdet yolunu yönetmekte ve desteklemektedir. Bizler kendisini, İslam ümmetini savunmaya meşru ve liyakatli bir rehber olarak görmekteyiz.
3. İsrail ve Amerika ile her türlü uzlaşının fıkhî, hukuki ve uluslararası düzeyde gayrimeşru olduğunun vurgulanması:
İslam şeriatının sabit hükümlerine özellikle de “harp içindeki kâfirlerle dostluk ve uzlaşmanın caiz olmaması” ilkesine ve milletlerin kendi kaderini tayin hakkını tanıyan uluslararası insan hakları belgelerine dayanarak; sahte ve işgalci Siyonist rejimle ve emperyalist ABD’nin politikalarıyla her türlü uzlaşma, ilişkilerin normalleştirilmesi ve iş birliği; şer‘î açıdan haram, İslam ümmetine ihanet ve Filistin halkı ile bölgedeki mazlum milletlerin açık hak ihlali olarak kabul edilmektedir.
4. Siyonizm ve istikbarın komplolarına karşı Müslümanlar ve âlimler arasında birlik çağrısı:
Bugün İslam ümmeti her zamankinden daha fazla birlik ve bilimsel, düşünsel, dinî ve siyasî dayanışmaya muhtaçtır. Biz İslam âlimleri, tüm Müslümanları ve İslam dünyasının bilim ve fikir önderlerini; Amerika, İsrail ve onların müttefiklerinin komplolarına karşı ortak bir cephe kurmak, fikir birliğine varmak ve vahdet içinde hareket etmeye davet ediyoruz.
5. İran İslam Cumhuriyeti’nin İsrail’le olan 12 günlük savaşta kesin ve kapsamlı zaferinin kabulü:
İran’ın işgalci Siyonist rejime karşı 12 günlük savaşta kazandığı zafer imanın, direnişin, liderliğin hikmetinin ve İslami direniş cephesinin sağlamlığının açık bir tezahürüdür. Bu zafer yalnızca askerî alanda değil; siyasi, medya, psikolojik ve uluslararası alanlarda da emperyalist cepheye ağır bir yenilgi yaşatmış ve Amerika ile İsrail’in sorgulanamaz egemenlik döneminin sona erdiğini ispatlamıştır.
6. Siyonizm destekçileri ve suçlularının uluslararası düzeyde yargılanması talebi:
Bizler; Trump, Netanyahu, Siyonist İsrail rejiminin diğer suçlu liderleri ve onların destekçilerinin yargılanması için acilen bağımsız uluslararası mahkemelerin kurulmasını talep ediyoruz. İnsan hakları kuruluşlarını, uluslararası mahkemeleri ve hukuki kurumları; bu şahısların insanlığa ve küresel barışa karşı işledikleri suçları incelemeye ve gereken cezaları vermeye çağırıyoruz.
7. İslam ümmetinin Filistin davası ve Kudüs-i Şerif ile olan biatinin yenilenmesi:
Filistin meselesi, Müslümanların ilk kıblesi olan Kudüs-i Şerif hâlâ İslam ümmetinin öncelikli gündeminin başında yer almaktadır. Filistin’in tamamen özgürleşmesi ve Siyonist rejim adlı kanserli tümörün tamamen yok edilmesi sağlanana dek; bu meşru ve çok yönlü mücadele kesintisiz devam edecektir.
Ve zafer yalnızca mutlak güç ve hikmet sahibi Allah katındandır.
yorumunuz