Havza Haber Ajansı Çeviri Servisi’nin haberine göre Lübnan milletvekili Yenal Sulh, İran İslam Cumhuriyeti’nin Beyrut’taki büyükelçiliğini ziyaret etti ve burada İran’ın Lübnan Büyükelçisi Mücteba Emani ile bir araya geldi. Sulh, görüşmede Siyonist rejimin İran’a yönelik saldırısında şehit olan komutanlar ile işgalcilere karşı ayağa kalkan ve topraklarını ve onurlarını savunurken şehit düşen İran, Lübnan ve Filistin’deki direniş şehitleri için taziye ve tebriklerini iletti.
Yenal Sulh, İran İslam Cumhuriyeti’nin Lübnan ve Filistin’deki direnişe verdiği stratejik desteği överek şunları söyledi:
“İran’da İslam İnkılabı’nın zafere ulaşmasından bu yana devam eden bu sürekli destek direnişin temelini oluşturmuş ve bölgenin karşı karşıya olduğu tehditlere karşı durabilme gücünü sağlamıştır.”
Sulh, Filistin davasından vazgeçmenin ya da direniş seçeneğini gündemden kaldırmanın ne Lübnan’da ne de İran’da söz konusu olduğunu ve asla kabul edilemeyeceğini ifade etti. Ayrıca İran’a yönelik son Siyonist-Amerikan saldırganlığın, İran’ın bu direniş yoluna bağlı kalmasından kaynaklandığını belirtti. Ayrıca Filistin halkının ve direnişinin yanında durmanın ulusal, dini ve ahlaki bir görev olduğunu vurguladı.
Yenal Sulh özellikle Lübnan’ın içinde bulunduğu karmaşık krizler ve sürekli saldırılar ışığında, İran’ın sabit duruşu ve Lübnan halkı ile direnişine verdiği sürekli destekten dolayı İran liderliğine teşekkür etti.
Lübnan milletvekili ayrıca ümmetin kimliğini zayıflatmayı ve direniş kültürünü yok etmeyi amaçlayan bazı Batılı rejimlerin, Amerika’nın ve bazı Arapların kültürel ve medya saldırılarına karşı koymanın gerekliliğine işaret etti. Bu doğrultuda medya, eğitim ve samimi duruşlarla bilinç ve aidiyet duygusunun güçlendirilmesi çağrısında bulundu.
Yenal Sulh, İran İslam Cumhuriyeti’nin son dönemde Amerika Birleşik Devletleri ve Siyonist rejimle yaşadığı karşılaşmada kazandığı zafere işaret ederek şunları söyledi:
“Bu zafer yalnızca sahadaki bir başarı ya da siyasi bir üstünlük değil; İran’ın duruşunun gücünün ve ümmetin meselelerine — başta Filistin meselesi ve direniş projesi olmak üzere — olan bağlılığının bir kanıtıdır.”
Sulh sözlerine şöyle devam etti:
“İran, bölgesel denklemlerde tartışmasız bir güç ve tüm özgür halkların samimi bir destekçisi olduğunu bir kez daha ispatladı. Bu zafer Lübnan, Filistin ve tüm bölgedeki direniş güçlerinin direncine doğrudan yansımıştır.”
Yenal Sulh ayrıca direniş cephesinin gerçek ve ciddi şekilde oluşturulması yönünde çalışmaların başladığını açıkladı. Bu cephenin, direniş yoluna inanan ve Lübnan’da Filistin davasını destekleyen herkesi kapsayacağını, işgale ve onun projelerine karşı birlik ve dayanışma temelinde şekilleneceğini ifade etti.
Lübnan milletvekili bu özel dönemde direnişin silahları hakkında konuşmanın büyük bir hata ve siyasi-güvenlik dengelerini yanlış değerlendirmek anlamına geldiğini belirtti. Bu silahların, İsrail işgali hâlâ Lübnan topraklarında kök salmışken, Lübnanlı esirler hâlâ zindandayken, egemenlik ihlalleri ve günlük saldırılarla ülkenin altyapısı tahrip edilirken iç gündem maddesi olamayacağını vurguladı.
Sulh, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Bu konuya dair herhangi bir ulusal tartışma ancak Siyonist rejimin Lübnan’ın tüm işgal altındaki topraklarından tamamen çekilmesinden, tüm esirlerin serbest bırakılmasından, saldırıların durmasından ve işgalcilerin yıktıklarının yeniden inşa edilmesinden sonra başlayabilir.”
yorumunuz