Çarşamba 27 Ağustos 2025 - 13:22
İşgal Altındaki Topraklar Özgürleştirilmedikçe ve Saldırılar Durmadıkça Direnişin Silahı Tartışma Konusu Olamaz

Havza / Lübnan Müslüman Alimler Birliği şöyle dedi: Lübnan hükümeti, direnişin silahları meselesinde hala inatçılığını, siyasi söylemlerini sertleştirmeyi ve boş tehditlerini sürdürmektedir.

Havza Haber Ajansı Çeviri Servisi’ne göre, Lübnan Müslüman Alimler Birliği’nin idare heyeti olağan toplantısını gerçekleştirerek Lübnan ve Filistin’deki son gelişmeleri değerlendirdi. Toplantı sonunda yayımlanan bildiride şu hususlar vurgulandı: Lübnan hükümeti, direnişin silahları meselesinde hala inatçılığını, siyasi söylemlerini sertleştirmeyi ve boş tehditlerini sürdürmektedir. Bu duruma örnek olarak dün “kamplardaki silahların teslim edilmesi” adını verdikleri gülünç bir gösteri düzenlediler.

Alimler Birliği şu ifadeleri ekledi: Ortaya çıktı ki bu Filistin Özerk Yönetimi ile Lübnan hükümeti arasında sivil halktan kiralanan bir kamyonetle taşınan hurda demirin teslim edilmesine dair gizli bir anlaşmadan ibaretti. Filistin direniş grupları açıkça belirtti ki “silah teslimi” diye bir şey söz konusu değildir; kamplardaki silahlar Filistinlilerin dönüş hakkıyla bağlantılıdır ve tüm Filistinliler kendi ülkelerine dönmedikçe teslim edilmeyecektir.

Açıklamada şu ifadelere de yer verildi: Lübnan direnişinin silahları konusu, ülkenin bütün işgal altındaki topraklarını geri almayı, Siyonist rejimin saldırılarının durmasını ve esirlerin dönüşünü güvence altına alacak yüce ulusal çıkarlar çerçevesinde ele alınması gereken hassas bir konudur. Eğer silahlar teslim edilirse bunların hiçbiri gerçekleşmeyecektir.

Lübnan Alimler Birliği ayrıca şunu ifade etti: Siyonist düşmanın tehditleri doğrultusunda işgal altındaki bölgelerin artması beklenmektedir; zira bu düşman bazı yetkilileri aracılığıyla güney Lübnan’da yeni köyleri işgal etmek ve 2000 yılı öncesinde işgal ettiği mesafeden daha ileriye ulaşmak istediğini dile getirmektedir.

Alimler Birliği açıklamasına şu sözlerle devam etti: Bu nedenle Lübnan hükümeti Amerikan koz kartıyla ilgili kararlarını askıya almalı ve sanki hiç var olmamış gibi değerlendirmelidir; ta ki Siyonist düşmanın işgal ettiği topraklardan çekilmesi, hava, kara ve deniz saldırılarının sona ermesi ve esirlerin geri dönmesi gerçekleşene kadar. Ancak o zaman direnişin silahlarının ulusal savunma sisteminde nasıl değerlendirileceği üzerine tartışılabilir.

Açıklamada ayrıca şu hususa değinildi: Öte yandan Lübnan halkı yaklaşık bir yıl boyunca genel güvenlik birimleri tarafından gözaltında tutulan bir Siyonist vatandaşın, Siyonist rejime teslim edilmesi kararına şaşırmıştır. Bu durum, akıllara şu soruları getirmektedir: Düşmanın elinde on dokuz Lübnan vatandaşı esirken, bir Siyonist nasıl herhangi bir taviz alınmadan teslim edilebilir? Esirlerimizin serbest kalması için neden hiçbir takas görüşmesi yapılmadı? Lübnan hükümeti her zamanki gibi Amerika’nın talimatını mı yerine getirdi?

Müslüman Alimler Birliği ayrıca ordu komutanlığının yaptığı açıklamadan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Açıklamada hükümetin ilgili organları ve Hizbullah’a, ordunun iç istikrarı zayıflatacak herhangi bir girişimde bulunmayacağı ve mevcut gerginliği ordu ile direniş arasında çatışma çıkarmak için kullanmak isteyen hiçbir tarafa izin vermeyeceği bildirilmiştir.

Alimler Birliği açıklamasına şu ifadelerle devam etti: Bu açıklamalar ordunun böylesine hassas bir konuyu ele alırken sahip olduğu basiret ve sağduyuyu, iç barışı koruma ve ülkeyi güvenlik kaosunun tehlikelerinden uzak tutma konusundaki kararlılığını göstermektedir.

Alimler Birliği, Siyonist düşmanın geçtiğimiz gece Marun er-Ras kasabasındaki prefabrik bir evi hedef alarak 1701 sayılı BM kararı ile ateşkes kararını sürekli ihlal etmesini kınadı. Buna günlük ihlaller, cephe hattındaki köylerin sürekli bombalanması ve işgal altındaki bölgeleri beş ayrı noktada genişletmeye yönelik toprak ihlalleri de dahildir.

Açıklamada ayrıca Gazze direnişine de övgüde bulunuldu. Direnişin, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus’ta bulunan işgalcilere ait bir üste yaklaşık yirmi direniş savaşçısının katıldığı parlak bir operasyon gerçekleştirdiği, bu üssün tanksavar atışlarıyla vurulduğu ve bir Merkava tankı komutanının keskin nişancı ateşiyle ağır şekilde yaralandığı kaydedildi.

Alimler Birliği, sözlerini şu şekilde noktaladı: Bu durum, direnişin halen güçlü bir hazırlık içinde olduğunu ve operasyonlarını sürdürmeye ve geliştirmeye hazır bulunduğunu teyit etmektedir. Siyonist düşman açıkladığı gibi Gazze’yi işgal etmeye kalkışırsa, fedai birlikler onun karşısında tetikte olacaktır.

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha