Havza Haber Ajans'ının bildirdiğine göre bu yazı İslam İnkılabı Rehberi'nin sözlerine dayanarak hazırlanmıştır. Kendisi "Vahdet Haftası'nın" "kalpten bir inanç" olduğunu vurgulamaktadır. Aynı zamanda çatışmamak ve İslam Medeniyeti'ni kurmak için beraber çalışmak gibi farklı dört mertebeyi göstermektedir.
Bu günlerde Vahdet Haftası'nın manevi atmosferinde nefes alırken, İslam ümmetinin kardeşlik ve dayanışma takviminde bir sayfa daha çevrilmiştir.
Bu hafta, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa'nın (s.a.a) doğumunun bereketiyle, iki farklı dini görüş arasındaki (17 ve 12 Rebiülevvel) mesafede isimlendirilmiştir. Böylece kendisi, çokluk içinde saygı ve vahdetin pratik bir sembolü olmuştur.
Rehber, bu isimlendirmenin "siyasi ve taktiksel bir hareket olmadığını; kalp inancı ve imandan kaynaklı olduğunu" vurgulamıştır. İran İslam Cumhuriyeti, İslam ümmetinin birliğine olan gerekliliği gerçek anlamda benimsemektedir. Bu yol, merhum Ayetullah el-Uzma Burucerdi gibi dini otoritelerin önderliğinde yürütülen bir yoldur.
İslam İnkılabı Rehberi vahdet mertebelerini belirleyerek İslam ümmetine açık ve mantıklı bir yol sunmuştur. Vahdet mertebelerini şu şekilde sıralamaktadır:
1. Çatışmadan Kaçınma: Vahdetin en temel seviyesi, İslam toplumlarının en azından birbirlerine karşı muhalefet etmemesi ve karşı karşıya gelmemesidir. Bu, diyalog ve işbirliği için güvenli bir ortam yaratmanın ilk ve gerekli adımıdır.
2. Ortak Düşmana Karşı Birlik: Daha yüksek bir seviye olan bu aşamada, İslam ülkeleri birbirlerine zarar vermekten kaçınmanın yanı sıra, ortak düşmanların komploları ve saldırıları karşısında dayanışma içinde olmalı ve birbirlerini savunmalıdır.
3. İşbirliği ve Dayanışma: Bu aşamada, İslam milletleri birbirlerine yardım etmeye koşar. Daha gelişmiş olanlar, yardıma ihtiyaç duyanlara el uzatarak İslam ümmetinin gemisini daha güçlü bir şekilde ileriye taşımaya çalışırlar.
4. Yeni İslami Medeniyet için Birlik: Vahdetin en yüksek mertebesi, tüm İslam dünyasının "Yeni İslami Medeniyet'e" ulaşmak için birleşmesidir. Bu, İslam Cumhuriyeti'nin nihai hedef olarak belirlediği büyük bir hedeftir. Köklü dini değerlerle zamanın koşullarına uygun, şanlı ve ilerici bir medeniyet.
Vahdet Haftası, yalnızca bir takvim olayı değildir; düşünmek ve eyleme geçmek için bir fırsattır. Kuran ve Ehl-i Beyt'in gölgesinde, ikincil ve tarihsel farklılıkları bir kenara bırakıp kardeşlik, onur ve İslam'ın büyüklüğü gibi temel ortak değerlerimize bağlı kalmak için yeniden sözleşme fırsatıdır.
Umarım bu hafta, dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların dayanışma, işbirliği ve ortak dil oluşturduğu yeni bir dönemin habercisi olur.
Semira Gülkar
yorumunuz