Pazartesi 13 Ekim 2025 - 22:30
İslam ile Batı’daki Kadının Konumunun Farkları

Havza / Ayetullah Arafi, İran ve dünya genelinde kadınlara yönelik özel bir rehberlik görevinin, kadın ilim havzaları ve talebelerin özel misyonu olduğunu belirterek şöyle dedi: “Kadın ve aile meseleleri de bir diğer önemli misyondur. Bizim benimsediğimiz teori, ne kadını geçmiş cahiliye dönemlerinde olduğu gibi ilerlemeden mahrum bırakır, ne de bugünün gösterişli cahiliyesinde olduğu gibi onun değer ve konumunu aşağıya düşürür.”

Havza Haber Ajansı muhabirinin bildirdiğine göre Ayetullah Ali Rıza Arafi, bugün 13 Ekim 2025 Pazartesi günü Kadın İlim Havzaları Genel Merkezinde, Ayetullah Şer’i (r.a) salonunda düzenlenen Kadın İlim Havzaları Müdürü devir teslim töreninde konuştu.

Ayetullah Arafi, konuşmasının başında özellikle kadın şehitler ve beş bin havza ve alim şehidini anarak onların hatırasını yâd etti. Ayrıca Hz. Muhammed’in (s.a.a) doğumunun 1500. yıldönümüne işaret ederek şöyle dedi:

“Hz. Fatıma (s.a) Fedek Hutbesi’nde, Peygamber Efendimiz (s.a.a) hakkında şöyle buyurmuştur:

Şehadet ederim ki babam Muhammed, Allah’ın kulu ve elçisidir.

Babam (Peygamber), beni onun büyük mirasını ve adını diriltmek için mescide gelmeye sevk eden kişidir; bu yüzden o, hepinizden bana daha yakındır.”

Ayetullah Arafi sözlerine şöyle devam etti:

 “Adını anmakta olduğumuz o yüce varlık, yaratılışın ve âlemin ortaya çıkışından önce seçilmişti. Aramızda yaşamış olsa da onun ruhsal dereceleri ve varlık mertebeleri bu maddi âlemin çok ötesindeydi.”

Ayetullah Arafi, Hz. Fatıma’nın (s.a) şu sözlerini okudu:

 “O seni, mahlûkat henüz gayb perdesi arkasında gizli, korkuların örtüsüyle örtülü ve yokluğun sınırında iken seçti. Allah, geleceği bilerek seni insanlık için seçti. Seni gönderdi ki emrini tamamlasın, hükmünü tasdik etsin ve takdirini gerçekleştirsin.”

Kadın İlim Havzaları Politika Konseyi Başkanı Ayetullah Arafi Fedek Hutbesinden şöyle devam etti:

“O (Peygamber), bir yönüyle Allah’ın ilminin gizli derinliklerinde kök salmıştı ve orada seçildi; diğer yönüyle ise yeryüzünde, aramızda Allah’ın emrini ihya ve tamamlamak üzere gönderildi.

Ardından şu ifadeleri aktardı:

Yani: “O, insanları dinlerinde bölünmüş, kimilerini ateşlere, kimilerini putlara tapar hâlde gördü. Allah’ı tanıdıkları hâlde onu inkâr eden bir cehalet ve düşkünlük içinde buldu.”

Ayetullah Arafi, bu ifadelerle insanlığın cahiliye dönemindeki sapkınlık ve manevi düşüşünü hatırlatarak Peygamber’in (s.a.a) gönderilişinin, ilahi düzenin tamamlanması ve insanlığın kurtuluşu için gerçekleştiğini vurguladı.

Ayetullah Arafi Hz. Fatıma’nın şu sözlerini de aktardı:

 “Allah, babam Peygamber aracılığıyla hem gayb aleminde kök salmış hem de şehadet aleminde tecelli eden ve ilahi emri tamamlayan bir nur oldu; böylece dünya, yoğun karanlıklardan kurtuldu. Kalplerin üzerindeki perdeleri kaldırdı, gözlerin bulutlarını temizledi. Bu, babam Peygamber sayesinde gerçekleşti; onlar ilahi emri tamamlayarak dünyayı bu yoğun karanlıklardan kurtardılar.”

İlim Havzaları Genel Müdürü, Peygamber’in (s.a.a) bu konumunun önemini vurgulayarak şunları belirtti: “Burası Peygamberimizin konumudur ve ilahî görevin devamı olarak ilim havzalarının konumu da bu büyük misyonu sürdürmektedir. Bizim temel kimliğimiz, Fedek Hutbesi’nde kök bulur ve görevimiz Hz. Fatıma (s.a) ve Peygamberimizin (s.a.a) misyonu ile iç içedir.”

Ayetullah Arafi sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadın ilim havzaları, sahip olduğu ihtişam ve büyüklüğe rağmen ağır bir sorumluluğu omuzlarında taşımaktadır. Çünkü ilahi medeniyet ve İslam İnkılabı söylemi ile çağdaş Batı medeniyeti arasındaki temel ayrım çizgilerinden biri, kadın ve aile ile ilgili konularda; kadınların konumu, değer ve kimliğidir. Kadın ilim havzaları, bu meseleyi açıklamakta öncü konumdadır.”

Şura-i Muhafız’ın fıkıh üyelerinden Ayetullah Arafi şunları ekledi:

“Batı medeniyeti ve gelişmeleri belirli kazanımlar ve ilerlemeler sağlamıştır; bunu inkar etmiyoruz. Ancak onun temelinde felsefi ve vahiy temelli mantık açısından ciddi boşluklar vardır. Bugünkü Batı medeniyetinin düşünce sisteminde temel kusurlar, boşluklar ve ciddi problemler mevcuttur ve bu eksiklikler insan yaşamının her alanına nüfuz etmiştir.”

Ülke genelindeki Kadın İlim Havzaları Politika Konseyi Başkanı şöyle belirtti:

“Batı medeniyetindeki boşluk ve kusurları tanıma gücüne sahip olmalı ve aynı zamanda bu düşünceyi karşılayacak yüksek düzeyde söylemsel bir güç geliştirmeliyiz.”

Kadın İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi Ayetullah Arafi vurguladı:

“Batı medeniyetine asla fanatik bir tutumla yaklaşmayacağız; onun faydalarını da görebiliriz, ancak temel eleştiri ve mantıklı bir itiraz hakkına sahip olduğumuza inanıyoruz. Bu eleştiri, hem Batı’nın yeni medeniyetinin felsefi temellerini hem de onun düşünce, bilim, beşeri bilimler, teknolojiler, yaşam tarzları ve medeniyet yönelimleri gibi katmanlarında ortaya çıkan sonuçları hedef alır.”

Ayetullah Arafi şunları ekledi:

“İslam İnkılabı söylemi temelinde, iki İmam ve büyüklerimizden öğrendiğimize göre alternatif sistemlerimiz vardır ve bu, Batı’yı İslam İnkılabı’na karşı konumlanmaya iten temel unsurdur. Son iki yıl, bu medeniyetlerarası çatışmanın köklü olduğunu gösterdi ve sömürgecilerin İslam dünyasına karşı tahammülünün ne kadar kırılgan ve zayıf olduğunu ortaya koydu. Onlar, İslam dünyasında hiçbir güç ve otoriteyi kabul etmezler.”

Ayetullah Arafi hatırlattı:

“Yıllar önce Batı düşüncesinin temellerini ve yüzünü analiz ediyorduk; ancak bugün bu açıkça ortaya çıkmıştır. Batı’nın gizli yüzü ve sömürgecilerin elinde tuttuğu medeniyet görünür hâle gelmiştir. Bu, İslam İnkılabı söyleminin merkezî noktasıdır ve özellikle kadın ilim havzaları bu alanda büyük bir misyona sahiptir. Çünkü kadın ve aile konusu, İslam İnkılabı söylemi ile Batı söylemi arasındaki temel, özsel ve medeniyet farkını ortaya koyan önemli bir unsurdur.”

İlim Havzarı Genel Müdürü, kadın ilim havzalarının görev ve işlevi ile ilgili olarak şunları söyledi:

“İslam’ı bilmek ve onun öğretilerini yaymak tüm alanlarda temel görevlerimizdendir. Araştırma, çalışma ve tebliğ sahası hem kadınlara hem erkeklere açıktır. Tüm kadınlar İslami bilgilerde yer alabilir, onları açıklayabilir ve tebliğ edebilir.”

Ayetullah Arafi, İran ve dünya genelinde kadınlara özel bir rehberlik sağlamanın, kadın ilim havzaları ve kadın talebelerin özel misyonu olduğunu belirterek şöyle dedi:

“Bir diğer görevimiz, kadın ve aile meseleleridir. Benimsenen teori, ne kadını geçmiş cahiliye dönemlerinde ilerlemeden mahrum bırakır ne de bugünün gösterişli cahiliye anlayışında onun değer ve konumunu düşürür. İslam İnkılabı’nın teorisi, orta yol teorisidir ve İslam’dan kaynaklanır; bu konunun açıklanması kadın ilim havzalarının sorumluluğundadır.”

Ayetullah Arafi sözlerini şöyle sürdürdü:

“İslam İnkılabı, bu üçüncü modeli ortaya koymuştur. Düşman, kadın konusundaki üçüncü yol söyleminin (ne eksik ne aşırı) açık yüzünü çarpıtmak istemektedir. Oysa İslam İnkılabı sonrası kadınların bilimsel, sosyal ve diğer alanlarda dikkat çekici ve savunulabilir bir şekilde var olduklarını gördük; bu, ruhun saflığı ve ilahi değerlerle birlikte gerçekleşmiştir. Bu nedenle İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı her türlü aracı kullanıyorlar; çünkü kuşatma altına alındığında bile ışık saçar. Başörtüsünün hedef alınması, aslında büyük bir yüce söylemin hedef alındığını simgeler.”

Ülke genelindeki Kadın Medreseleri Politika Konseyi Başkanı vurguladı: “Kadın ilim havzaları, medeniyetler arası denklemleri değiştirecek bir konumda, hem medeniyet hem de eylemsellik açısından önemli bir rol üstlenmiştir.”

Ayetullah Arafi, kadın ilim havzalarının geleceğiyle ilgili beklenti ve önerilerini şöyle sıraladı:

              1.           İmam Humeyni (r.a), Yüce Rehber ve büyüklerin öğretileri ile öncü ve örnek medrese mesajına vurgu yapmak.

              2.           Kadın ilim havzalarının iç kapasitesine ve güçlerine güvenmek; diğer düşüncelerden faydalanmak, dış danışmanlıklardan yararlanmak ve gerekli durumlarda ek kaynakları kullanmak.

              3.           İşleri hızla ilerletmek, ancak gereken sükûneti ve temkini korumak.

              4.           Kimlik ve manevi, ruhsal ve medrese kökenli orijinalliğe temel yaklaşım geliştirmek ve bunları odak noktası hâline getirmek.

              5.           Bilimsel yaklaşımı ve araştırma odaklı bakışı güçlendirmek.

              6.           Seçkin yeteneklere özel ilgi göstermek, ancak geniş kitleleri ihmal etmeden etkili olmalarını sağlamak.

              7.           Kadın medreselerinin çalışmalarında geniş çaplı ve medeniyet odaklı bir yaklaşım benimsemek.

              8.           Açıklama, aydınlatma, eylemsellik, kültürel faaliyetler ve tebliğ alanlarında kapsamlı bir perspektif geliştirmek.

              9.           Kadın ve aile konularına özel önem vermek.

              10.        Hafif ve esnek yapılar oluşturmak, ancak yapısal temelleri, imkânları ve bütçeleri güçlendirmenin gerekliliğini gözetmek.

              11.        Talebe ve hocaları iş süreçlerine dahil etmek ve görevleri onlara devretmek.

              12.        Kuruluş içi etkileşimi ve sinerjiyi güçlendirmek; kurumlar arası işbirliği ve koordinasyonu geliştirmek.

              13.        Uluslararası yaklaşımı ve faaliyetleri güçlendirmek.

              14.        Onaylanmış belgeler ve üst düzey belgeler üzerinde durmak, onları düzeltmek ve tamamlamak.

Ayetullah Arafi, kadın medreseleri ve ilgili havza kurumlarının kurulması ve ilerlemesinde rol oynayan herkese teşekkür ederek şunları söyledi:

“İmam Humeyni (r.a) bu yolun öncüsüydü ve Yüce Rehber de bu yolu yönlendirdi ve güçlendirdi.”

Ayetullah Arafi, önceki Kadın İlim Havzaları Müdürü Hüccet’ül-İslam ve’l Müslimin Fazel için şunları belirtti:

“Hocamız Fazel, ahlak, samimiyet, köken ve asalet, nezaket, ilim, azim ve deneyimiyle öne çıkmış; bu nitelikler kişiliğinde somutlaşmış ve farklı alanlarda kendini göstermiştir. Görev süresi boyunca büyük emek, dikkat ve titizlik göstermiştir. Herkes adına kendisine teşekkür ediyorum. Hizmet dönemi emek, çaba ve gayretle dolu bir dönem olmuştur.”

Ayetullah Arafi, yeni atanan Kadın İlim Havzaları Müdürü Hüccet’ül-İslam ve’l Müslimin Mehdi Alizade hakkında ise şunları söyledi:

“Sayın Alizade’nin yüksek ilmî kapasitesi ve farklı durumlarda kazandığı deneyim önemli özelliklerindendir. Onun ahlaki ve eğitsel konulardaki stratejik yaklaşımı, bu mübarek kurumda daha fazla tezahür edeceği umudunu taşıyan değerli bir hazinedir.”

Tören kapsamında, önceki müdür Hüccet’ül-İslam ve’l Müslimin Mücteba Fazel onurlandırılırken, Hüccet’ül-İslam ve’l Müslimin Mehdi Alizade yeni müdür olarak tanıtıldı.

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha