Havza Haber Ajansı Tercüme Servisinin bildirdiğine göre, “IceNN” ağı tarafından düzenlenen “Filistin’in Feryadı” adlı uluslararası konferans, Hindistan’ın Leknev kentinden canlı internet bağlantısı (Zoom) aracılığıyla gerçekleştirildi.
Bu oturumda, farklı ülkelerden çok sayıda seçkin âlim ve din düşünürü, Siyonist rejimin işlediği cinayetler ve mazlum Filistin halkının yaşadığı acılar hakkında görüşlerini dile getirdiler.
Mazlumları Desteklemek İlahî ve İnsani Bir Görevdir
Toplantıda, ABD’nin Chicago kentinden Hüccetü’l-İslâm Seyyid Mahbub Mehdi Abidi Necefî, konuşmasında İmam Ali’nin (a.s.) yolunu örnek göstererek şöyle dedi: “Takva tavsiyesinden sonra müttakilerin efendisi Emirü’l-Müminin Hz. Ali b. Ebî Tâlib (a.s.), vasiyetinde mazlumların desteklenmesi üzerinde ısrarla durmuştur. O hazret, bu tavsiyede hiçbir mezhebi, kavmi veya siyasi sınır gözetmemiştir. Bu da gösteriyor ki mazlumları desteklemek sadece siyasî bir tutum değil, Allah’ın kullarına yüklediği ilahî ve insani bir farzdır.”
Hüccetü’l-İslâm Necefî sözlerini şöyle sürdürdü:
“Nasıl ki bugün Filistin’in savunmasız halkına karşı Siyonist rejimin zulüm ve cinayetleri karşısında duruyorsak, geçmişte de görünüşte Şiî olmasına rağmen zalim ve diktatör bir hükümdar olan İran şahına karşı tavır almıştık. Gerçek ölçü, adalet ve zulme karşı durmaktır.”
Kapsayıcı ve Barışçıl Bir Din: İslam
Oturumun devamında konferans başkanı ve Leknev Nezâmiyye Üniversitesi Dekanı Hüccetü’l-İslâm Seyyid Hamîdü’l-Hasen Takavî, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “İslam, kapsayıcı ve insan merkezli bir dindir; müntesiplerini sevgiye, merhamete ve tüm dinlerle barış içinde bir arada yaşamaya davet eder. İslam’ın bakışında insanlık, din ve mezhep sınırlarının üzerindedir; zulüm ise hangi biçimde olursa olsun kınanmıştır.”
Hüccetü’l-İslâm Takavî, Siyonist rejimin işlediği cinayetlere değinerek şöyle ekledi: “Filistin halkı yıllardır işgalcilerin çizmeleri altında acı çekiyor. Bugün, her zamankinden daha fazla özgür milletlerin desteğine ve dayanışmasına ihtiyaçları var. Biz açıkça ilan ediyoruz ki mazlum Filistin halkının yanındayız ve onların zulüm zincirlerinden kurtuluşu için dua ediyoruz.”
Kur’anî Kavramların ve İslam’ın Gerçek Yüzünün Açıklanması
Hüccetü’l-İslâm Seyyid Hamîdü’l-Hasen Takavî konuşmasının son bölümünde bazı Kur’anî kavramların tefsirine değinerek şöyle vurguladı: “Ne yazık ki bazıları, küfür ve kâfir gibi kavramları yanlış yorumlayarak İslam’ın sert ve yanlış bir görüntüsünü sunuyorlar. Oysa Kur’an’da bu kelimeler, Peygamber’e (s.a.a.) eziyet eden veya ona karşı kılıç kaldıran kimseler için kullanılmıştır.”
Ardından sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Tarih göstermektedir ki Peygamber Efendimiz (s.a.a.) Mekke’de bulunduğu süre boyunca Müslümanlar hiçbir savaşı başlatmadılar. Medine dönemindeki bütün savaşlar sadece savunma amaçlıydı. İslam, savaşın ve şiddetin değil; barışın, sevginin ve adaletin dinidir.”
Hiçbir Zalim Tarihte Kalıcı Olmamıştır
Ehl-i Sünnet âlimlerinden ve uluslararası Kur’an-ı Kerim kârîlerinden Dâniş Nebîl Kâsemî, konuşmasında Siyonist rejime hitaben şöyle dedi: “Zalim bilmelidir ki zulmün ömrü uzun değildir. Tarihte hiçbir zalim kalıcı olmamış, sonunda hepsi yaptıklarının cezasını bulmuştur. Bu, Allah’ın değişmez vaadidir: Zulüm sonsuza dek sürmeyecektir.”
Kur’an-ı Kerim kârîsi sözlerinin devamında Müslümanların birlik ve dayanışmasının önemine değinerek şöyle ekledi: “Bugün içinde bulunduğumuz bu hassas dönemde, Şiî-Sünnî birliği sadece dinî bir zorunluluk değil, İslam ümmetinin izzet ve onurunu korumak için hayati bir gerekliliktir. Düşmanlarımız, aramızdaki ayrılıklardan yararlanmaktadır; oysa Kur’an bizleri kardeşliğe, sevgiye ve zulme karşı dayanışmaya çağırmaktadır.”
Filistin’i Savunmak, Vicdanı ve İnsanlığı Savunmaktır
Ardından Leknev kentinden Hüccetü’l-İslâm Seyyid Haydar Hasan Âl-i Necmü’l-Millet, konuşmasında şöyle dedi: “Gazze’de işlenen cinayetler insanlığın vicdanını derinden yaralamıştır. Binlerce masum kadın, erkek ve çocuk, düşmanın korkakça saldırılarının kurbanı oldu. Hatta yardım yolları bile kapatılarak, Filistin halkı açlık ve susuzluktan ölüme terk edildi. Bu davranış sadece insanlığa aykırı değil, çağdaş tarihe vurulmuş kara bir lekedir.”
Din âlimi sözlerini şu ifadelerle tamamladı: “Biz bütün varlığımızla bu vahşi zulmü kınıyoruz ve tüm özgür milletleri böyle bir haksızlık karşısında sessiz kalmamaya çağırıyoruz. Bugün Filistin’i savunmak, vicdanı ve insanlığı savunmaktır.”
“Ateşkes” Perdesi Altında Siyasi Planların İfşası
Oturumun devamında Hindistanlı âlim Hüccetü’l-İslâm Seyyid Eslem Rezevî, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisî’nin başkanlığında Şarm eş-Şeyh kentinde düzenlenen toplantıya değinerek, bu girişimi “mazlum Filistin halkına karşı büyük bir komplo” olarak nitelendirdi ve şöyle dedi: “Ateşkes adı altında tarihin en büyük siyasi aldatmacalarından biri sahnelendi. Bu girişimin amacı, İsrail’e karşı yükselen küresel protesto dalgasını bastırmaktı. Dünya halkları, sanki barış sağlanmış gibi düşündü ve gösterileri sürdürmeye gerek olmadığını sandı. Oysa gerçekte, aynı cinayetler daha da şiddetli biçimde devam etti.”
Hüccetü’l-İslâm Rezevî, sözlerine şöyle devam etti: “Fesat ve ihanete dayalı bir ateşkes, gerçekte bir huzur değil; zulmün devamı için zemin hazırlamaktır. İnsanlık tarihi bu ateşkesi en büyük siyasi ve ahlaki aldatmacalardan biri olarak kaydedecektir.”
Oturumun sonunda bu konferansın düzenlenmesi, yönetimi ve yürütülmesinde önemli rol oynayan IceNN ağı genel yayın yönetmeni Ali Abbas Vefa’nın değerli çabaları takdir edildi.
Ali Abbas Vefa, dikkatli bir yönetim anlayışı ve hedefe yönelik konuşmalarıyla, Şiî ve Sünnî âlimler arasında birlik ve yapıcı bir diyalog ortamı oluşturmayı başardı.
yorumunuz