Havza Haber Ajansı muhabirinin Tahran'dan bildirdiğine göre, Havza ve Üniversite Hocası Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Nasır Refii "Semt-i Huda" adlı televizyon programında Hz. Zeynep'in (s.a) doğum günü ve Hemşireler Günü'nün kutlanması vesilesiyle bu büyük şahsiyet hakkında birkaç yazılı eser tanıttı ve şunları söyledi: "Hz. Zeynep (s.a) hakkında üç farklı bakış açısıyla yazılmış çok değerli üç kitap bulunmaktadır. İlk kitap, Suriye ve Lübnan kökenli Hristiyan yazar 'Antoine Bara' tarafından kaleme alınmıştır. Müslüman olmamasına rağmen 'Zeynep Yüce Haykırış' adlı bir eser yazmıştır. Aynı zamanda 'Hristiyanların Düşüncesinde Hüseyin' adlı meşhur kitabın da yazarıdır. O, Hz. Zeynep (s.a) hakkında olan eseri üzerinde 10 yıl çalıştığını belirtmektedir."
Hüccet-ül İslam Refii şöyle ekledi: "İkinci kitap, Mısır'dan Sünni yazar Dr. Ayşe bin Şate tarafından kaleme alınmış olup 'Zeynep, Kerbela'nın Kahramanı' başlığıyla yayımlanmıştır. Bu eserler, Hz. Zeynep'in (s.a) dini ve evrensel bir kişilik olduğunu, dini ve etnik sınırların ötesinde parladığını göstermektedir."
Havza öğretim üyesi konuşmasında şöyle açıkladı: "Üçüncü kitap, merhum Seyyid Ali Naki Feyzü'l İslam tarafından yazılmıştır; kendisi Nehcül Belaga'nın da tercümesini üstlenmiştir. Hastalığından kurtulursa Hz. Zeynep (s.a) hakkında bir kitap yazma sözü vermişti ve bu çabası değerli eseri 'Zeynep İki Dünyanın Hanımı' ile sonuçlanmıştır. Ayrıca merhum Ayetullah Cezairi de 'Zeynebî Özellikler' başlıklı bir eser kaleme almıştır. Bu eser Hz. Zeynep'in (s.a) 40 özelliğini içermektedir."
Hüccet-ül İslam vel Müslimin Refii, Hz. Zeynep'in (s.a) kişilik özelliklerine değinerek şunları söyledi: "Hz. Zeynep (s.a) bilgili, cesur, etkileyici ve güzel bir hitabet yeteneğine sahip bir hanımdı; ancak benim görüşüme göre Hz. Zeynep'in (s.a) Kerbela olayındaki en belirgin özelliklerinden biri, ilahi ve hizmet odaklı yönetim anlayışıdır. Kuran-ı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır: 'Şüphesiz ki, Rabbimiz Allah'tır diyen ve sonra istikametini koruyanlar...' İşte bu Allah'a tevekkül esasına dayanan bir yönetim istikametidir."
Hüccet-ül İslam Refii şöyle ifade etti: "Birçok insan sıkıntılar ve acılarla karşılaştığında hayatlarını yönetme yeteneklerini kaybeder; ancak Hz. Zeynep (s.a) altı kardeşinin ve iki çocuğunun şehit edilmesi gibi ağır acılara rağmen asla yolundan sapmamıştır. Onun konuşmaları, Kerbela'da hareketi, şehit ailelerine olan ilgisi, yas tutmaları, gece namazları ve hayır işleri hepsi yerinde ve hesaplıydı. Bu güç yalnızca Allah merkezli bir yönetim anlayışından kaynaklanır. Bu yönetim anlayışı, zamanın diktatörü Yezid'e karşı kararlılıkla durdu ve Kufe ile Şam'da zor koşullarda tarihi hutbeler verdi."
Hüccet-ül İslam Refii konuşmasının bir başka bölümünde Cafer b. Ebi Talib’in (a.s) şehadet yıl dönümünün yaklaşmasına atıfta bulunarak şunları söyledi: "Salı günü, Cafer b. Ebi Talib’in (a.s) şehadet yıl dönümüdür. Yaklaşık kırk yaşında Mute Savaşı’nda şehit düşen bir şahsiyettir ve kabri şu anda Ürdün’dedir. O, İslam’ın ilk uluslararası elçisi ve Habeşistan’a giden ilk göçmendi ve İslam mesajını yaymak için Mekke ve Medine’den 15 yıl boyunca uzak kaldı."
Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Refii Peygamber Efendimiz’in (s.a.a) Hz. Cafer hakkında şöyle buyurduğunu hatırlattı: "'Onun ahlakı ve karakteri bana benziyor.' Bu cümle genellikle Hz. Ali Ekber (a.s) hakkında nakledilir; ancak Cafer için de geçerlidir ve onun büyük yerini göstermektedir. Bu benzetme önemlidir. Peygamber’in (s.a.a) ahlakında benzerlik kurmak basit bir iş değildir."
Konuşmasının sonunda Hüccet-ül İslam Refii kutsal mekanların ve dini merkezlerin yöneticilerinden bu vesileyle özel programlar düzenlemelerini istedi ve şöyle dedi: "İran'daki İmam Rıza (a.s), Hazreti Masume (s.a) ve Hazreti Şah Çerağ (a.s) türbelerinin yöneticileri ile ülke genelindeki camilerden, Salı günü Cafer b. Ebi Talib (a.s) anısına özel etkinlikler düzenlemelerini talep ediyorum. Bu yolda adım atanlar, şunu bilsinler ki, Emirül Müminin'i (a.s) sevindirmişlerdir. Çünkü Hazreti Ali (a.s), kardeşi Cafer’i çok severdi ve onun şehadetinden sonra 'Belim kırıldı' demiştir."
yorumunuz