Pazartesi 3 Kasım 2025 - 13:49
Allâme Misbah Yezdî’nin Tefsirî Bakış Açısından Modern Bilimde İnsan Anlayışının İncelenmesi

Havza / İmam Humeynî (r.a) Enstitüsü Öğretim Üyesi, Allâme Misbah Yezdî’nin tefsirî perspektifinden modern bilimin insan anlayışını ele aldı.

Havza Haber Ajansı muhabirinin bildirdiğine göre Hüccetü’l-İslam Seyyid Ali Hasanî, İmam Humeynî (r.a) Enstitüsü’nde düzenlenen “Allâme Misbah Yezdî’nin Tefsirî Bakış Açısından Modern Bilimde İnsan Anlayışının İncelenmesi” başlıklı tanıtım oturumunda yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Modern Batı medeniyeti, bilimsel gücüne dayanan yapısıyla, doğa bilimleri ve özellikle beşerî bilimleri geliştirerek insanın yaşam biçimi ve varlık anlayışı için yeni bir çerçeve tanımlamayı başarmıştır.”

İmam Humeynî (r.a) Enstitüsü Öğretim Üyesi, bu beşerî bilimlerin söz konusu medeniyetin “yazılım” işlevini gördüğünü belirterek şunları söyledi: “Bu bilimler, kendilerine özgü bilgi teorisi (epistemoloji), varlık anlayışı (ontoloji), insan anlayışı (antropoloji) ve değer anlayışı (aksiyoloji) temelleri üzerine kuruludur. Bu medeniyetin kabulü, temelde bu önkabullerin de kabul edilmesini gerektirir; bu durum da İslâmî beşerî bilimlerin üretilmesini zarurî bir ihtiyaç hâline getirmektedir.”

İmam Humeynî (r.a) Enstitüsü Dinler Bölümü Başkanı sözlerine şöyle devam etti: “Bu araştırmanın temel sorusu şudur: Modern bilimi tüm sonuçlarıyla birlikte kabul etmek mümkün müdür, değilse bu bilimin insan anlayışına dair temelleri Kur’an ve Allâme Misbah Yezdî’nin tefsirine göre nasıl değerlendirilmektedir?”

Hüccetü’l-İslam Seyyid Ali Hasanî, söz konusu araştırmanın betimleyici-analitik yöntemle ve Allâme Misbah Yezdî’nin tefsirî düşüncelerine dayanılarak yürütüldüğünü belirtti. Araştırma özellikle modern bilimin insan anlayışına ilişkin temellerini eleştirel biçimde incelemekte ve bu temellerin — doğalcılık (natüralizm), insan merkezcilik, bireycilik, insanın makine gibi görülmesi ve insanın nesneleşmesi — modern bilimin bilgi yapısında ciddi sorunlara yol açtığını ortaya koymaktadır.

İmam Humeynî (r.a) Enstitüsü Öğretim Üyesi ayrıca şu ifadeleri kullandı: “Asıl mesele bu temellerin sadece yöntemsel varsayımlar değil, insanın Tanrı’yla, evrenle ve diğer insanlarla olan ilişkisini tanımlayan dünya görüşleri olduğudur. Dolayısıyla bu temellerin kabulü, tamamen seküler ve maddî bir paradigmanın kabulü anlamına gelmektedir.”

İmam Humeynî (r.a) Enstitüsü Dinler Bölümü Başkanı şöyle ifade etti: “Bu araştırma, tefsirî bir yaklaşımla modern bilimin temel varsayımlarını Allâme Misbah Yezdî’nin “Maʿârif-i Kur’ân” adlı tematik tefsiri çerçevesinde değerlendirmekte; bu varsayımların temel eksikliklerini ve sorunlarını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Elde edilen sonuçlar bu varsayımların tümünün Kur’an ayetleri ve Allâme Misbah Yezdî’nin tefsiri ışığında kabul edilebilir olmadığını; hem ilmî hem de itikadî açıdan birçok sorun içerdiğini göstermektedir. Araştırmanın nihai hedefi, İslâmî dünya görüşüne dayalı beşerî bilimlerin üretilmesinin zorunluluğunu ve rakip insan anlayışının köklü biçimde eleştirilmesi gereğini, delile dayalı ve Kur’an merkezli bir şekilde açıklığa kavuşturmaktır.”

Hüccetü’l-İslam Seyyid Ali Hasanî, bu oturumun sürecinin eleştirel-analitik bir yaklaşıma dayandığını belirterek şöyle dedi: “Bu süreçte, öncelikle modern bilime hâkim olan insan anlayışının temel ilkeleri çıkarılmış, ardından Allâme Misbah Yezdî’nin (r.a) tefsirî çerçevesi kullanılarak bu ilkeler köklü biçimde eleştirilmiştir. Bu süreç, belirlenmiş bir teorik çerçeveyle başlamakta ve Kur’an’a dayalı belgeli bir sonuca ulaşmaktadır.”

İmam Humeynî (r.a) Enstitüsü öğretim üyesi sözlerine şöyle devam etti: “İlk aşamada, modern beşerî bilimlerin teorik altyapısını oluşturan altı temel insan anlayışı ilkesi açıklanmaktadır. Bu ilkeler şunlardır: doğalcılık (natüralizm), yüce ilahî gayelerin inkârı, insan merkezcilik, bireycilik, insanın makine gibi görülmesi ve insanın nesneleşmesi.

Bu aşama yalnızca betimleyici olup, söz konusu kavramların Batı medeniyetinin hâkim yaklaşımı çerçevesindeki tanımlarını ortaya koymaktadır. Bu ilkeler bir bütün olarak, insanı anlamaya yönelik zihinsel bir “yazılım” sunmakta ve bunların kabulü, Batı’nın tüm dünya görüşü yapısının kabulünü gerektirmektedir.”

Hüccetü’l-İslam Hasanî sözlerine şöyle devam etti: “İkinci aşama, araştırmanın esas ve yenilikçi bölümünü oluşturmaktadır. Bu aşamada, birinci kısımda çıkarılan ilkeler, Allâme Misbah Yezdî’nin tefsirî değerlendirmesi altında tek tek ele alınıp incelenmektedir. Bu eleştiri, Kur’an ayetlerine ve onun tefsirine dayanılarak gerçekleştirilmektedir.”

İmam Humeynî (r.a) Enstitüsü Dinler Bölümü Başkanı, doğalcılık (natüralizm) eleştirisine değinerek şöyle hatırlattı: “Doğalcılık, varlığın tamamının madde ve maddî olgularla sınırlı olduğunu; hiçbir soyut (mücerred) varlığın bulunmadığını iddia eder. Bu anlayış, İslâm düşüncesinde ruhun, soyut varlıkların ve insanın ebedîliğinin inkârına yol açmaktadır. Allâme Misbah Yezdî’nin (r.a) eleştirisi, Allah’ın kâinatın yaratıcısı ve insanın var edicisi oluşunun, Yaratıcı’nın varlığına açık bir delil teşkil ettiğini ve bu nedenle doğanın, varlığın tamamını açıklamada yeterli olamayacağını vurgulamaktadır.”

İmam Humeynî (r.a) Enstitüsü Öğretim Üyesi, yüce gayelerin inkârı konusundaki eleştiriye işaret ederek şunları söyledi: “Modern bilimlerde insanın hedefleri, maddî ve dünyevî hazlarla sınırlandırılmıştır. Buna karşılık, Allâme Misbah Yezdî (r.a) Kur’an ayetlerine dayanarak yaratılışın gayeli olduğunu kabul eder ve insan için ilâhî ve yüce bir amacı, gerçek ve en yüksek hedef olarak tanımlar. Bu da her türlü kötü ve yalnızca dünyevî hedeflerin reddini zorunlu kılar.”

Dinler Bölümü Başkanı, insan merkezcilik (hümanizm) ve bireycilik eleştirilerini açıklayarak şöyle dedi: “Bütün alanlarda bireyin merkeze alınması, kök itibarıyla doğalcılığa dayanır; çünkü kutsal ve ilahî bir temelin bulunmadığı durumda, maddeci insan tek ölçüt hâline gelir. Allâme Misbah Yezdî’nin tefsirî bakışı, doğalcılığa dayalı bu insan merkezci anlayışı kabul etmez; zira bu durum, insanın kulluk makamını ve Yaratıcı ile bağını unutturur.”

Hüccetü’l-İslam Seyyid Ali Hasanî sözlerine şöyle devam etti: “Makinecilik ve insanın nesneleşmesi eleştirileri de doğalcılık ve indirgemeciliğin doğal sonuçlarıdır. Bu iki yaklaşım, insanı diğer maddî varlıklarla aynı düzeyde görür ve onu yalnızca maddenin yasaları ve hareketinin bir ürünü olarak açıklar. Bu anlayış, insan ile hayvan arasındaki niteliksel farkı göz ardı eder. Oysa eleştiriye göre insan soyut boyutlara, iradeye ve sorumluluğa sahip olduğu için sıradan bir makine değildir.”

İmam Humeynî (r.a) Enstitüsü Öğretim Üyesi son olarak şu hususa dikkat çekti: “Araştırmanın genel sonucu göstermektedir ki modern bilimin bu altı temel varsayımının her biri, Kur’an merkezli ve Allâme Misbah Yezdî’nin tefsirî insan anlayışıyla doğrudan çelişmektedir. Bu nedenle, modern bilimin insan anlayışına temel oluşturan varsayımlar, İslâmî bakış açısından kabul edilebilir değildir.”

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha