Havza Haber Ajansı'nın Sari'den bildirdiğine göre Kum İlim Havzası'nın öğretim üyelerinden Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Ferbehi "Aile hayatına tevhit perspektifiyle yaklaşmanın gerekliliğine" dikkat çekerek şöyle dedi: "Emirül Müminin Ali (a.s) şöyle buyuruyor: 'Allah, bir kuluna hayır murad ettiğinde ona kanaati ilham eder ve onun eşini ıslah eder.' (Gurer-ul Hikem Şerh-i Ağa Cemal Hanasari, Cilt 3, s. 167) Burada 'eş' kelimesi hem erkek hem de kadın için kullanılmıştır. (Özellikle 'eş' diye buyrulduğu, 'kocasını/karısını' diye buyrulmadığı için.)"
Kum İlim Havzası'nın öğretim üyesi, bu hadislerin iyi davranış ve kişilik için zemin oluşturduğunu ifade ederek "Eğer birinin iyi bir eşi varsa, iyi bir kader, mutluluk ve iyi bir kişiliğe sahip olmak için uygun bir zemin bulur. Bu nedenle eşin ıslahı, hayra ulaşmanın yollarından biridir." dedi.
Hüccet-ül vel-Müslimin Ferbehi, eşin bir ilahi nimet olduğunu ve tevhit düşüncesinin de tüm fiillerimizi Yüce Allah'a atfettiğini belirterek şöyle dedi: "Seçimle yapılan fiiller bile olsa, bakış açımız (tevhit) uzantı bakış açısıdır. Değerli dinimiz de sürekli olarak bu şekilde bakmamız gerektiğini hatırlatıyor; ve aslında dinin bize öğrettiği eğitimsel noktalardan biri de bu meseleye böyle yaklaşmamızdır. Örneğin, Kur'an-ı Kerim'de 'Şüphesiz şeytan sizin düşmanınızdır.' ifadesinin ardından 'O halde onu düşman edinin.' buyurulmaktadır. Biri her şeyin Allah'ın elinde olduğunu söylerse, bu söz doğru olsa bile aynı şekilde varlıklara da bakması gerekir. Örneğin bir kalemin sebep olduğunu söylerken, Allah'ın sebep olduğuna olan güvenimiz kalemin sebep olmasından daha fazla olmalıdır. Çünkü bu kalemi sebep kılan ve sebep olma yetkisini ondan alan odur. Ben de "Allah'ın izniyle" yazarım, konuşurum ve işlerimi yaparım. Bu nedenle şeytanın bir düşman olduğunu görmeli ve ona düşman gözüyle bakmalıyız."
Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Ferbehi şöyle ekledi: "Her zaman düşmanın pusuya yattığını ve fırsat kolladığını hissetmeliyiz. O bizi en kötü sonuçlara ulaştırmak istiyor. Nefsi de bir düşman olarak görmemiz gerekir. İmam Ali (a.s) bir rivayette şöyle buyurmaktadır: 'Bu nefisler çok isyankar olup, onlara itaat ederseniz sizi en kötü sonuca sürükler.' (Gurer-ul Hikem Şerh-i Ağa Cemal Hanasari; Cilt 2, s. 519) 'Tul-et', 'Kesire-tü tetellü' hep zevk alma peşinde olan anlamına gelir. Eğer nefsimize uyarak hareket edersek bizi en kötü sonuçlara götürür."
Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Ferbehi, işleri düzeltmenin ilahi bir el tarafından yapıldığını vurgulayarak şöyle dedi: "Yüce Allah insanı mükellef kıldığı gibi, insana izin verilmiştir ve yardım eden odur. Odur ki ikramda bulunmuştur ve odur ki güç vermiştir. Önceki rivayete dayanarak, eşimizi ne kadar ıslah edebilirsek bu durum tüm hayatımıza etki eder. Eğer eşin davranışında bir eksiklik varsa ve onu düzeltirsek, sadece bir davranışı düzeltmiş olmayız aksine bir yaşamı ıslah etmiş oluruz ve hatta kendi kaderimizi bile etkileriz. Bu sayede çocuklarımız da eğitim açısından değişiklik gösterir."
Havza / Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Ferbehi, tevhit bakışının hayatı dönüştürdüğünü belirterek "Her zaman nefsin bir düşman olarak pusuya yattığını ve bizi en kötü sonuçlara ulaştırmak için fırsat kolladığını hissetmeliyiz." dedi.
yorumunuz