Salı 23 Aralık 2025 - 10:46
İmam Muhammed Bâkır’ın (a.s.) Hayatı: Dini Akılcılıkla Toplum Yönetimi

Havza / Mazenderan İlim Havzası Öğrenci İşleri ve mezunlar sorumlusu şöyle dedi: “İmam Bâkır’ın (a.s.) yaşadığı dönemin toplumu, mezhebî, siyasî ve fikrî ihtilaflarla doluydu; ancak O, kutuplaşmaları derinleştirmek yerine diyalog yolunu, mantıklı açıklamayı ve toplumsal anlayış düzeyini yükseltmeyi tercih etti. İmam Bâkır (a.s.) ihtilafı inkâr etmiyor, bilakis onu dini akılcılık ve ortak paydaların güçlendirilmesiyle yönetiyordu.”

Havza Haber Ajansı’nın Sari’den bildirdiğine göre İmam Muhammed Bâkır’ın (a.s.) mübarek doğumu münasebetiyle Hüccetü’l-İslâm Mîrî ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Söyleşinin metni şöyledir:

Günümüz Toplum Şartlarında Neden İmam Muhammed Bâkır’ı (a.s.) “Bilinçlendirme Hareketinin İmamı” Olarak Görmek Gerekir?

İmam Muhammed Bâkır’ın (a.s.) imameti, İslâm toplumunun yalnızca siyasî bir krizle değil aynı zamanda dinî anlayış kriziyle karşı karşıya olduğu bir dönemde şekillendi; öyle bir ortamda tahrif, hedefli rivayet üretimi ve yönlendirilmiş cehalet, kamuoyunu yönetiyordu. O Hazret, bu durumu derinlemesine kavrayarak duygusal ya da salt siyasî eylemlere yönelmek yerine ıslah yolunu bilincin yeniden inşasından başlattı ve dini, aklî bir temellendirmeyle açıklayarak kalıcı bir bilgi ve marifet hareketinin temelini attı.

Bu model, bugün bizim toplumumuz için son derece anlamlıdır. Günümüzde de bilişsel savaş, bilgi bombardımanı, tahrif edilmiş anlatılar ve akılcılığın yerine duyguları ikame eden medyalar gibi olgularla karşı karşıyayız. İmam Bâkır’ın (a.s.) tarihî tecrübesi göstermektedir ki toplum, analitik anlayış ve bilinç düzeyine ulaşmazsa, en sahih değerler bile toplumun kendisine karşı kullanılabilir. Bu açıdan bakıldığında, bilinçlendirme yalnızca süsleyici bir kültürel faaliyet değil; toplumsal ve fikrî güvenliğin bir gereğidir.

İmam Muhammed Bâkır (a.s.), İlim, Sorumluluk ve Toplumsal Islah Arasında Nasıl Bir İlişki Kurmuştur ve Bunun Bugün Ne Tür Bir İşlevi Vardır?

İmam Bâkır’ın (a.s.) nazarında ilim, ancak toplumsal sorumluluğa ve insanın ve toplumun ıslahına hizmet ettiğinde anlam kazanır. O Hazret, sorumluluk sahibi âlimler yetiştirerek “hidayet edici bilgi” ile “güç odaklı bilgi” arasında açık bir sınır çizmiştir; zira sorumluluktan arındırılmış bilgi, ayrımcılığı, tahakkümü ve adaletsizliği meşrulaştıran bir araca dönüşebilir.

Bu uyarı bugün her zamankinden daha somut bir şekilde hissedilmektedir. Çağdaş toplumda uzmanlık, yönetim, medya ve teknoloji; ahlâk, adalet ve dinî değerlerle bağ kurmaksızın kullanıldığında, toplumsal sorunların çözümüne katkı sunmak bir yana, bizzat kendisi ayrışmaların derinleşmesine, kamuoyunda güvensizliğe ve ahlâkî krizlere yol açan bir faktör hâline gelmektedir. İmam Bâkır’ın (a.s.) hayatı bize şunu öğretmektedir: Gerçek ilerleme, ilmî akılcılık ile değer temelli sorumluluk arasındaki dengenin ürünüdür; bu dengenin yokluğu ise kalkınmayı kendi karşıtına dönüştürür.

İmam Muhammed Bakır’ın (a.s) Çatışma Yönetimindeki Modeli, Günümüz Toplumsal Birliği için Ne Mesaj Veriyor?

İmam Bakır (a.s.) döneminde toplum dini, siyasi ve fikri farklılıklarla doluydu; ancak kendisi kutuplaşmayı derinleştirmek yerine diyalog, mantıklı açıklama ve halkın anlayış seviyesini yükseltme yolunu seçti. İmam Bakır (a.s.) farklılıkları inkâr etmiyor, aksine dini akıl ve ortak değerleri güçlendirme yoluyla yönetiyordu.

Günümüz toplumunda da düşünsel, kültürel ve sosyal uçurumlar akılcı bir şekilde yönetilmezse düşmanların nüfuz aracı ve toplumsal sermayeyi zayıflatacak bir unsura dönüşebilir. İmam Bakır’ın (a.s.) modeli, birliğin farklılıkları ortadan kaldırmak anlamına gelmediğini, bilinçli diyalog, karşılıklı saygı ve dinin temel ilkelerine dönüşle sağlanabileceğini gösteriyor.

O’nun doğum yıldönümü, farklılıklarla yüzleşme biçimimizi yeniden değerlendirmek için bir fırsattır: Acaba anlayış ve dayanışma yönünde mi ilerliyoruz, yoksa istemeden kriz üretenlerin oyununa mı geliyoruz?

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha