Havza Haber Ajansı Çeviri Grubu’nun haberine göre, dün Lübnanlı bir kadının Siyonist rejime ait bir Merkava tankının karşısında cesurca durduğu anın görüntüsü gündem oldu.
Bu cesur kadın, yıllardır sosyal hizmetler ve gönüllü yardım faaliyetleriyle uğraşan Lübnanlı sosyal aktivist Zehra el-Kubeysi’ydi. İslam İnkılabı Rehberi’nin ifadesiyle “gönüllü kültürel faaliyetler” ve bağımsız gruplarda aktif olarak yer alıyordu. Savaş başlamadan önce Şehit Süleymani adına bir hizmet çadırı kurmuş, savaş sonrası ise arabasıyla Lübnanlı mültecilere ve savaş mağdurlarına yardım ulaştırmıştı. Hâlâ savaş mağdurları için ilaç ve temel ihtiyaç malzemeleri temin etme çalışmalarına devam ediyor.
Zehra el-Kubeysi, yayımladığı bir videoda Güney Lübnan’a dönüşünün ilk gününde yaşadığı olayları anlattı.
Zehra el-Kubeysi şöyle dedi:
“Dün sınır bölgelerindeki Marun er-Ras’ta bulunuyordum. Kendi topraklarımda yürüyordum. Siyonistler bana ateş açtı. Benimle İngilizce konuştular ve geri dönmemi istediler. Ancak ben iki elimle zafer işareti yaparak direndim ve geri adım atmadım. Sürekli ateş ediyorlardı. Yüzümden kan aktığını görünce ateşi kestiler. Karşımda bir İsrail tankı durdu. Onlarla İngilizce konuşmaya devam ettim ve onlara buranın bizim toprağımız olduğunu, gitmeleri gerektiğini söyledim.
İsrail askerleri araçlarından inerek etrafımı sardı. Bana gitmem gerektiğini, çünkü sesimin çok yüksek olduğunu ve onlara baş ağrısı yaptığını söylediler. Ben de ‘Baş ağrısını asıl siz bize yaşatıyorsunuz’ diye karşılık verdim. Kanamam olduğunu ve ambulansa gitmem gerektiğini söylediklerinde ise onlara ‘Sorun değil, burası benim toprağım’ dedim.”
El-Kubeysi sözlerine şöyle devam etti:
“Bana ‘Bu işleri siyasetçilere bırak’ dediler. Yüzümü yıkamam için su vermeye çalıştılar ama kabul etmedim. Sonunda beni tutuklamak istediler. Onların bana dokunmasına izin vermedim.
Daha sonra gençlerimizin sesini duydum. Bana ‘Buradan çıkmalısın’ dediler. Bir gence sordum: ‘Buradan çıkmam benim için şer‘î bir zorunluluk mu? Korkma… Eğer bu benim görevimse ancak o zaman buradan ayrılırım. Ben dini görevlerime bağlıyım.’”
El-Kubeysi sözlerini şöyle tamamladı:
“Şu an hastanedeyim. Yorgun ve halsizim ama yaralarım yüzeysel. Kardeşlerim, Allah sizlere yardım etsin… Kalbim ve ruhum sizinle. Rabbim sizden razı olsun, ey gözümün nuru… Topraklarımız çok değerli. Allah’a emanet olun.”
yorumunuz