Havza Haber Ajansı muhabirinin Zahidan’dan bildirdiğine göre, Velî-i Fakîh’in Sistan ve Beluçistan Temsilcisi Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Mustafa Muhami, eyaletteki Ehl-i Sünnet Tebliğ Cemaati Merkezi’ni ziyaret etti. Kurumun çeşitli bölümlerini gezdikten sonra eyaletin Tebliğ Cemaati lideri, yardımcısı ve Hindistan’dan Sistan ve Beluçistan’a gelen bir grup Tebliğ Cemaati üyesiyle bir toplantı gerçekleştirdi.
Şeyh Muhami, burada yaptığı konuşmada şunları ifade etti:
“Tebliğ Cemaati üyeleri her zaman İslam dininin tebliği için çaba göstermektedir. Biz de kendilerine destek olmak ve emeklerine teşekkür etmek amacıyla buraya geldik.”
Ayrıca şu vurguda bulundu:
“İran İslam Cumhuriyeti olarak Yüce Allah’ın büyük lütuflarına mazhar olmuş bir milletiz ve şu anda da İmam Humeyni’nin (r.a) önderliğinde gerçekleşen İslam İnkılabı’nın zafer günlerini yaşıyoruz.”
Konuşmasının devamında Cuma imamı, İran halkının Allah’a ve İslam dinine olan bağlılığı nedeniyle İmam Humeyni’nin (r.a) yolunu sürdürdüğünü belirterek şöyle dedi:
“Halkımız, Amerika ve İngiltere’nin kuklası olan Şah’ın istibdat rejimini yıkarak Allah’ın yardımıyla İslam İnkılabı’nı zafere ulaştırdı.”
Zahidan Cuma İmamı, İslam İnkılabı sayesinde tüm tehditlere ve düşmanlarımızın uyguladığı ambargolara rağmen İran’ın farklı alanlarda büyük ilerlemeler kaydettiğini belirtti:
“Bilim, sanayi, teknoloji, kültür ve dini alanlarda Allah’ın lütfuyla önemli gelişmeler sağladık.”
Son olarak, İran’ın bazı bilim dallarında dünyanın ilk on, hatta ilk beş ülkesi arasında yer aldığını ve dini merkezlerin gelişimi açısından da en önde gelen ülkelerden biri olduğunu vurguladı.
Velî-i Fakîh’in Sistan ve Beluçistan Temsilcisi şunları ekledi:
“İran’ın en büyük güçlerinden biri, farklı etnik grupların ve mezheplerin bir arada kardeşçe yaşamasıdır. Bu birlikteliğin en güzel örneklerinden biri de, ‘İran’ın İslami Vahdet Başkenti’ olarak kabul edilen Sistan ve Beluçistan’dır.”
Ayrıca şu ifadeleri kullandı:
“Eyaletimizde bazı kısıtlamalar ve yoksunluklarla karşı karşıya olsak da, bugünkü durumumuz inkılabın ilk yıllarıyla kıyaslanamaz. Çeşitli açılardan büyük gelişmeler kaydettik. İnkılap öncesinde İran’da Ehl-i Sünnet’e ait dini okulların, camilerin, Cuma namazı kılınan yerlerin ve âlimlerin sayısı oldukça sınırlıydı. Ancak İslam İnkılabı’nın bereketiyle bugün sadece Sistan ve Beluçistan’da yaklaşık 200 Ehl-i Sünnet medresesi, 400’den fazla Cuma namazı kılınan cami ve 7.000’den fazla Ehl-i Sünnet camisi bulunmaktadır. Hatta bu medreselerin yanında, Kur’ân-ı Kerîm’in öğretilmesi ve ezberletilmesi amacıyla faaliyet gösteren mektepler de mevcuttur. Tüm bunlar, İslam İnkılabı’nın bereketiyle gerçekleşmiştir.”
Zahidan Cuma İmamı sözlerine şu şekilde devam etti:
“Dikkat çekici bir nokta da şudur: Zahidan’da Ehl-i Sünnet kardeşlerimiz öyle büyük camiler inşa etmişlerdir ki, Şiîler –devlet yönetimi ellerinde olmasına rağmen– böyle bir camiye sahip değildir. Bu durum İran’daki Şiîler ve Sünnîler arasındaki sevgi, dostluk ve samimiyeti göstermekte, aynı zamanda ülkemizdeki din özgürlüğünün en açık kanıtlarından biri olarak öne çıkmaktadır.”
Konuşmasının sonunda, Münacat-ı Şabaniyye’den bir bölüm okuyarak açıklamada bulundu ve şöyle dedi:
“Bu münacatın bir bölümünde şöyle buyuruluyor:
‘İlâhî! Bana öyle bir bakışla bak ki, tıpkı seslendiğin ve sana cevap veren, yardımınla çalıştırdığın ve sana itaat eden birine baktığın gibi!’
Allah’ım, bana öyle bir bakış lütfet ki, beni dönüştürsün, tıpkı kendisine seslendiğinde icabet eden, senin yardımınla iş gördüğünde itaat eden kimse gibi olayım.
Çünkü bazı insanlar Allah’ın davetine olumlu cevap vermez ya da O’nun yolunda çalışmaya istekli olmazlar. Bu nedenle İmam (a.s), bu münacatta Allah’tan şöyle niyazda bulunmaktadır:
‘Beni, seslendiğinde sana cevap verenlerden kıl! Beni, hizmet etmeye hazır olduğumda lütuf ve inayetinle çalıştır! Ancak unutma ki, bu hizmeti yerine getirebilmem için de senin yardımına muhtacım. Bana yardım et ki işimi en doğru şekilde yapabileyim.’
Umuyoruz ki, bu dua hepimiz için kabul olur ve Allah bizi kendisine icabet eden, rızası doğrultusunda çalışan ve O’nun inayetiyle doğru yolda sebat eden kullarından kılar.”
yorumunuz