Havza Haber Ajansı muhabirinin bildirdiğine göre, “Şehit Direniş Komutanlarının Beklentileri” başlıklı on birinci özgür düşünce oturumu Astan-ı Kuds-i Rezevi İslami Araştırmalar Vakfı’nın Şeyh Tusi Salonu’nda gerçekleştirildi.
Bu oturuma İran, Suriye, Afganistan, Pakistan, Azerbaycan ve diğer İslam ülkelerinden önemli isimler katıldı. Konuşmacılar, direniş cephesini güçlendirmek ve küresel meydan okumalarla mücadele etmek için seçkinler, üniversiteler ve ilim havzaları arasındaki sinerjinin önemine vurgu yaptı.
Ayrıca, Filistin halkının ve diğer direnişçi ülkelerin mücadelesine destek verilmesi gerektiği dile getirildi. Oturumda, İslam ülkelerinin ortak hedeflere ulaşabilmesi için birlik ve iş birliği içinde hareket etmelerinin zorunlu olduğu vurgulandı.
Seçkinler, Direniş Cephesini Desteklemek için İş Birliği Yapmalıdır
Pakistan’daki direniş hareketi aktivistlerinden Hüccetü’l-İslam Sadıki, yaptığı konuşmada, “Seçkinler, direniş cephesini desteklemek ve küresel zulümle mücadele etmek için daha fazla iş birliği yapmalıdır.” dedi.
Ayrıca, Irak, Suriye, Lübnan, Yemen ve Bahreyn gibi İslam ülkelerindeki mevcut duruma değinerek şu ifadeleri kullandı:
“Bugün bu ülkelerde Müslüman halka büyük baskılar uygulanıyor. Ancak bu baskılar onları zayıflatmak bir yana, zulme ve küresel istikbara karşı direnişlerini daha da güçlendirmektedir.”
Hüccetü’l-İslam Sadıki, direniş cephesinin karşılaştığı sorunlarla başa çıkabilmek için ilim havzaları ve üniversiteler arasındaki sinerjinin artırılmasının zorunlu olduğunu belirtti: “Havza ve üniversiteler arasındaki iş birliği, bu cephenin karşı karşıya olduğu birçok sorunun çözümünde etkili olabilir. Özellikle İslam ülkelerinde geniş çaplı değişim ve dönüşümler yaşanırken, bu dayanışmanın önemi daha da artmaktadır.” dedi.
Ayrıca, Mehdeviyet inancı ve İmam Mehdi’nin (a.f) zuhurunun, direniş hareketlerini güçlendirmedeki rolüne dikkat çekerek, “Hepimiz, Mehdeviyet yolunda ilerleyerek ve zuhur beklentisi içinde direniş cephesindeki görevlerimizi yerine getirmeliyiz. Bu süreçte gençlerin rolü son derece önemlidir.” ifadelerini kullandı.
Hüccetü’l-İslam Sadıki, gençlerin bilimsel ve pratik alanlardaki aktif katılımının, direniş cephesinin hedeflerine ulaşmasında kritik öneme sahip olduğunu belirterek, üniversiteler ve bilim merkezlerinde mevcut potansiyelin daha fazla değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
İslam Ülkeleri, Küresel Meydan Okumalara Karşı Daha Fazla İş Birliği Yapmalı
Suriye’den tanınmış direniş ve ekonomi aktivisti Hasan Mustafavi, İslam ülkelerinin küresel meydan okumalarla mücadelede daha fazla birlik içinde hareket etmesi gerektiğini söyledi.
“İslam ülkeleri, krizlerle karşı karşıya kaldıklarında ortak hareket ederek bu sorunlarla daha etkili bir şekilde başa çıkabilirler.” diyen Mustafavi, İslam dünyasının geçmişte büyük ilerlemeler kaydettiğini, ancak günümüzde birçok zorlukla karşı karşıya olduğunu ve bu sorunların çözümüne daha fazla odaklanılması gerektiğini ifade etti.
Hasan Mustafavi, İslam ülkelerindeki birçok sorunun Doğu’yu yeterince anlamamaktan ve kültürel meselelerin sürekliliğinden kaynaklandığını belirterek şunları söyledi:
“Hâlâ eyleme geçme aşamasına ulaşamadık ve temel meselelerimize daha fazla odaklanmamız gerekiyor. Mevcut durum, uluslararası iş birliklerini artırmamız ve küresel yaptırımlar ile baskılara karşı daha büyük adımlar atmamız gerektiğini gösteriyor.”
Ayrıca, Şii inancında iman ve bekleyişin (intizar) önemine değinerek, “Gerçekçi bir bakış açısıyla meseleleri ele alırsak, dünyadaki krizlerin büyük ölçüde iman ve bekleyiş ilkesine yeterince önem verilmemesinden kaynaklandığını görürüz.” dedi.
Mustafavi, Arap Baharı ve farklı ülkelerdeki halk hareketlerine de değinerek, “Bu hareketler çeşitli motivasyonlarla başladı ancak asıl soru, bu değişimlerin gerçekten istenilen sonuçlara ulaşıp ulaşamayacağıdır.” ifadelerini kullandı.
Bunun yanı sıra, günümüz dünyasında kültürel ve medya mesajlarının etkisinin arttığını belirterek, İslami mesajlaşma platformlarının, direniş ve özgürlük mesajlarını yaymada daha etkin kullanılması gerektiğini vurguladı: “İslam ülkelerinin liderleri ve direniş aktivistleri, küresel zulümle mücadelede ve uluslararası iş birliklerini güçlendirme yolunda daha kararlı adımlar atmalıdır.” dedi.
İmam Mehdi’nin (a.f) Zuhuruna Hazırlık, Küresel Adalet İçin Mücadeleyi Gerektirir
Azerbaycanlı din âlimi ve aktivist Hüccetü’l-İslam Tamerlan, İmam Mehdi’nin (a.f) zuhuruna hazırlık ve adaletin tesis edilmesi yolunda mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.
“Zuhur beklentisi sadece bir iddia olarak kalmamalıdır. Kendimizi gerçekten bu büyük olaya hazırlamalıyız, çünkü İmam Mehdi (a.f) yeryüzünde adaleti hâkim kılmak için gelecektir.” dedi.
Hüccetü’l-İslam Tamerlan, Müslüman ülkelerin Ehlibeyt (a.s) mektebini kabul etmedeki rolü ve küresel adalet mücadelesindeki sorumluluklarına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Bugünün dünyasında, temel hedefimiz olan adalet ve özgürlük mücadelesini unutmamalı ve bu yolda ilerlemeliyiz.”
Hüccetü’l-İslam Tamerlan, zulümle mücadele ve ortak hedeflerin peşinden gitmenin, adil bir dünyaya ulaşmanın tek yolu olduğunu vurguladı.
Küresel Düşünceyi Analiz Etmek, Direnişin ve İslami Kültürün Güçlenmesini Sağlar
Firdevsi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve Nüfus Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Golamreza Hasani, küresel düşüncenin analiz edilerek direniş hareketine ve İslami kültürün gelişimine katkı sağlanması gerektiğini ifade etti.
“Dünya birleşti, ancak belirli bir isim altında değil, farklı formatlarda bu birliktelik oluştu. Biz de bu düşünceleri analiz ederek topluma doğru şekilde entegre etmeliyiz.” dedi.
Hasani, insanlık mücadelesinin özellikle ABD’nin emperyalist politikalarına karşı direnişin, hala büyük bir gereklilik olduğunu vurgulayarak şunları ekledi:
“Ayetullah Hamaney, 4 Kasım 2015 tarihindeki konuşmasında, geleceğin dünyasının ancak geçmişin değerli mirasının aktarılması, direniş düşüncesinin korunması ve kültürel hedeflerin ileri taşınmasıyla inşa edileceğini vurgulamıştır.”
Golamreza Hasani, zulme ve hâkim düşünce sistemlerine karşı direniş hedeflerine ulaşmanın önemine vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:
“Direniş ruhunu toplumun düşünce dünyasında güçlendirmeli ve o dönemin sosyal ve kültürel sağlığını korumaya özen göstermeliyiz.”
Küresel Zulme Direniş ve Kurtarıcıyı Bekleme Bilinci
Direniş cephesi aktivistlerinden Salihi, direniş cephesindeki mücadelesi ve savaş dönemindeki tecrübelerinden bahsederek, dünya genelinde insanların bir kurtarıcıyı beklediğini söyledi.
“Yaptığım çalışmalar gösteriyor ki, dünyanın dört bir yanında insanlar bir kurtarıcının gelmesini bekliyor.” dedi.
Ayrıca, İran’daki İslam inkılabı sürecinin ve savaş döneminin, İslam’ın sesini dünyaya duyurduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Zulüm ve istibdada karşı mücadele eden özgürlükçü halklar, her zaman küresel adaletin gerçekleşmesini beklemiş ve bu yolda yürümeye devam etmektedir.”
Salihi, bu küresel hareketlerin etkisini vurgulayarak İran halkının ve diğer özgür düşünen toplumların, zulme karşı direnmeye ve kendi ideallerini gerçekleştirmeye devam ettiğini belirtti.
Ayrıca, bu yolda karşılaştığı zorluklara rağmen adalet mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğini ifade eden Salihi, “Bilimsel ve kültürel ilerleme için küresel çapta hazırlıklı olmalıyız ve bu hedeflere ulaşmak için çabamızı sürdürmeliyiz.” dedi.
Son olarak, tüm insanların dünya çapında büyük bir değişim için harekete geçmesi gerektiğini vurgulayarak, “Hepimiz küresel adalet ve özgürlüğe ulaşmak için adımlar atmalı ve kurtarıcının (Mehdi’nin a.f) zuhurunu beklemeliyiz.” ifadelerini kullandı.
Afganistan, Direniş Cephesinin Ön Saflarında Mücadeleye Devam Ediyor
Hüccetü’l-İslam Haşimi, Afganistan’ın direniş cephesindeki rolüne vurgu yaparak, Sovyetler Birliği’nin askeri işgaline karşı verilen mücadeleyi hatırlattı.
“Bu işgal, Afgan halkı için büyük zorluklara neden oldu, ancak Allah’ın yardımıyla Afganistan hâlâ direniş yolunda ilerlemektedir.” dedi.
Hüccetü’l-İslam Haşimi, ABD ve müttefiklerinin son yirmi yıldaki askeri müdahalelerinin Afganistan’a ağır kayıplar verdiğini belirterek, bu süreçte yaşanan kültürel saldırıların da göz ardı edilemeyecek kadar büyük olduğunu ifade etti.
“Afganistan, küresel direniş ekseninin önemli bir parçası olarak kabul ediliyor. Nitekim, Siyonist rejimin Gazze’ye yönelik saldırılarının daha ilk günlerinde Afgan halkı Filistinlilere destek veren ilk toplumlardan biri oldu.” dedi.
Hüccetü’l-İslam Haşimi, düşmanların kültürel saldırılarına karşı medya ve dijital teknolojilerin etkili şekilde kullanılmasının zorunluluğunu vurgulayarak şunları ekledi:
“Afganistan’da tekfirci ve sapkın düşünceler büyük bir tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle, dijital teknolojileri ve yapay zekâyı kullanarak bu sapkın ideolojilere karşı mücadele etmeliyiz.”
Hüccetü’l-İslam Haşimi, Afgan halkının küresel işgallere karşı direnişte önemli bir yer tuttuğunu belirterek, özellikle medya ve dijital platformlarda daha aktif rol almaları gerektiğini ifade etti.
“Afganistan, küresel saldırılara karşı direnişin sembollerinden biri olarak görülmeli ve halkı, özellikle medya ve dijital dünyada daha etkili bir şekilde yer almalıdır.” dedi.
Direniş Cephesini Desteklemek için Yeni Teknolojilerden Yararlanmalıyız
Tacikistan’daki İmam Zaman (a.f) Cemiyeti’nin yetkililerinden Abdullah Af, sanat ve teknolojinin direniş cephesinin güçlenmesindeki rolüne dikkat çekti.
“Sanat ve modern teknolojiler, direniş hareketini desteklemek için stratejik araçlardır ve bu alanlara daha fazla yatırım yapmalıyız.” dedi.
Ayrıca, İslam dünyasının karşı karşıya olduğu fırsat ve tehditleri değerlendiren Af, İslam ülkeleri arasındaki iş birliğinin artırılmasının küresel tehditlere ve emperyalizme karşı daha güçlü bir savunma mekanizması oluşturacağını vurguladı.
“Bugün yeni teknolojilere odaklanmak ve bunları direniş cephesini desteklemek için kullanmak zorundayız. Aynı zamanda, İslam ülkelerinin birlik içinde hareket etmesi, küresel meydan okumalarla başa çıkmada kritik bir öneme sahiptir.” diye ekledi.
Tacikistanlı aktivist, İslam dünyasının mevcut sorunlarını çözmek için bilimsel ve kültürel faaliyetlerin artırılması gerektiğini belirterek, zulüm ve küresel istikbara karşı mücadelede güçlü bir direniş hattı oluşturulmasının zorunluluğunu dile getirdi.
yorumunuz