Pazartesi 21 Nisan 2025 - 11:08
Gazze, Küresel Egemenlik Sistemine Karşı Tarihi Bir Dönüm Noktasıdır

Havza / Uluslararası ilişkiler uzmanı ve araştırmacısı "Dünyanın Geleceği, Tek Bir Ümmet" kitabının yazarı Gazze meselesinin küresel egemenlik sistemine karşı tarihi bir dönüm noktası olduğunu belirterek "Ne yazık ki şu anda ülkemizde insani bilimler alanında seküler bir bakış açısına sıkışmış durumdayız." dedi.

Havza Haber Ajansı'nın aktardığına göre, uluslararası ilişkiler uzmanı ve araştırmacısı Sümeyye Çiti "Bir Ümmetin Yarını" başlıklı oturumda "Dünyanın Geleceği, Tek Bir Ümmet" kitabını incelerken Kur'an-ı Kerim'de "tek bir ümmet" ifadesinin sekiz kez geçtiğini ve bu durumun konunun önemini gösterdiğini belirterek şöyle dedi: "Bu ifadelerden yalnızca birinde tek bir ümmet ifadesi Müslümanları hedef alıyor. Ayrıca, tek bir ümmet tanımı ve yorumu konusunda ortak bir görüş olmadığını da belirtmek gerekir."

Ülkenin anayasasının 11. maddesinin tek bir ümmet fikrine dayandığını vurgulayan Çiti şöyle dedi: "Ne yazık ki mevcut durumda insan bilimleriyle ilgili konularda seküler bir yaklaşım görmekteyiz. Bu da uluslararası ilişkilerde tartışılan birçok kavramın Kur'an öğretilerinden uzak olduğunu gösteriyor. Ayrıca, direniş cephesinde teorik bir literatür üretmeye ve bunu toplumsal düzeyde uygulamaya geçirmeye ihtiyaç duyuyoruz."

Tevhid Toplumu ve Adalet Meselesinin Önemi

Çiti şöyle ekledi: "Tek bir ümmetin ne olduğu, çok önemli bir konudur. Bu, tevhid toplumunun nasıl gerçekleşeceğine dair büyük bir kavramdır. Günümüzde küreselleşme ve bunun nasıl gerçekleşeceği konuları önem kazanmıştır. Bu nedenle yeni İslami medeniyetin gerçekleşmesinden önce tek bir ümmete ulaşmamız gerekiyor."

Çiti ayrıca şöyle ekledi: "Son aylarda Amerikan öğrencilerin Siyonistlerin cinayetlerine karşı ve Gazze'yi savunma konusundaki protestoları, tek bir ümmet olma doğrultusunda tevhid toplumuna yönelik bir hareket olarak değerlendirilebilir. Bu, tevhid toplumuna dayanan bir mücadele ile sömürü ve zulme karşı çıkma arzusudur. Amerikan öğrenciler Müslüman veya bizim inancımızdan olmasalar da bu konuda ilahi fıtratları ve zulme karşı duydukları ruhla hareket ediyorlar."

Direniş Cephesi Tek Bir Ümmetin Gerçekleşmesinde Öncüdür

Çiti bugün direniş cephesi, tevhid toplumunun şekillenmesinde tek bir ümmetin öncüsü haline gelmiştir diyerek şöyle açıkladı: "Tek bir ümmetin ilk aşaması Ehlibeyt mektebi topluluğudur ve direniş cephesi bunun özüdür. Sonrasında ise özgürlük arayanlar ve hak talep edenler."
Öte yandan, yeni küresel düzen ve onun şekillenmesinden bahsettiğimizde, önce tam olarak ne hakkında konuştuğumuzu bilmemiz gerektiğini vurgulayan Çiti "ABD'nin gerilediğini görüyoruz ve giderek Çin veya Rusya'nın güçlenmesiyle karşılaşıyoruz. Almanya gibi ülkeler de bölgesel güçler haline geliyor. Eğer dikkat edersek, yeni düzenin eski kavramlar etrafında şekillendiğini ve sadece güçlerin yer değiştirdiğini göreceğiz." dedi.

Velayet-i Fakih Teorisinin Tevhid Temelli Genişletilmesi

"Dünyanın Geleceği, Tek Bir Ümmet" kitabının yazarı Çiti şöyle dedi: "Anlam üretebilecek tek güç, velayet-i fakih temelli tevhid sistemidir. Bu nedenle, velayet-i fakih teorisinin günümüzdeki önemi oldukça fazladır."

Çiti devamında şöyle dedi: "Tevhid sisteminin merkezi noktası adaletin gerçekleştirilmesidir ve bu, analizlerde mutlaka dikkat edilmesi gereken anahtar noktadır." Rehberimiz 'Kitle imha silahları ve özel olarak nükleer bombaya doğru gitmiyoruz' derken, bu yaklaşımın temelinde adalet üzerine kurulu bir tevhidi bakış açısı vardır. Ancak günümüzde dünya üzerindeki güç ilişkilerinin merkezinde menfaat olduğu için egemen güçlerin kendileri için silahlar edinip başkalarını bu silahlardan mahrum bıraktığını görüyoruz."

Çiti sözlerinin başka bir bölümünde şöyle aktardı: "Güç, küresel sistemde önemli normlardan biridir ve kültürel ve sosyal konularda önemli bir etkiye sahiptir. Ancak tek bir ümmet içinde halkın da çok önemli bir rol oynadığını unutmamak gerekir. Ayrıca güç, genel anlamda tek bir ümmet kavramıyla sürekli olarak bilgi ve bilinçle ilişkilidir ve her zaman seçim özgürlüğü ile birlikte gelir."

Neden Açıklama Meselesi Önemlidir?

Çiti şöyle dedi: "Burada Rehber'imizin sözlerinde açıklamanın önemini anlıyoruz; çünkü halkın açıklama sayesinde küresel güç sistemi ve egemenlerin hedefleri ile daha fazla tanışması gerekiyor. Halkın seçimleriyle değişim yaratma gücü de tek bir ümmet kavramı çerçevesinde dikkate alınmalıdır."

Çiti "Darü'l-İslam" meselesinin siyasi fıkıh açısından, İslam ülkesinin diğer ülkelerle olan ilişkileri ve etkileşimleriyle ilgili olduğunu belirtti ve bu konunun bir bütün olarak tek bir ümmet tartışmasında önemli olduğunu vurguladı. Eğer tek bir ümmet tanımımız net değilse, uluslararası ilişkilerde, örneğin Gazze'yi destekleme konusunda gerekli ve uygun hareketi gerçekleştiremeyeceğimizi ifade etti.

Gazze'nin Mazlumiyetini Savunma Yöntemleri


Uluslararası ilişkiler uzmanı ve araştırmacısı, Gazze savaşından çıkış yolunun, tek bir ümmet kavramı çerçevesinde adalet temelinde stratejiler geliştirmek olduğunu söyledi ve bunun İslam ümmetinin ötesinde bir mesele olduğunu belirtti. Bu bağlamda, uluslararası kuruluşların oluşturulması ve uluslararası sözleşmelerin şekillendirilmesinin önemine dikkat çekti. Ayrıca uluslararası ittifakların, hukuki bir sözleşme çerçevesinde ele alınması ve takip edilmesi gerektiğini vurguladı.

Küresel bir uzlaşmanın, halk merkezli olarak oluşturulması ve uluslararası kuruluşların tüm kapasitelerinin kullanılması gerektiğini ifade eden Çiti, bunun Gazze'deki mazlum halkı savunmak için kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu belirtti. Diğer yandan, büyük din alimlerinin fetvalarının uluslararası alanda hukuki bir yaptırım gücü kazanması gerektiğini de ekledi.

Çiti "Milletler kültürel, siyasi ve sosyal kavramlar etrafında birleşerek birlikte milletin gerçekleşmesine zemin hazırlayabilir." dedi.

Müzakere ve Tek Bir Ümmet Meselesi

Çiti, müzakerelerin direniş cephesinin bir parçası olarak değerlendirilebileceğini belirtti ve "Bugün zayıf bir konumda değiliz; mevcut durumda müzakere şartlarını karşı tarafa dayattık. Önemli olanın müzakerelerin caydırıcılığımızın bir parçası olabileceğidir."dedi.

Günümüzde insan bilimlerinin seküler olduğunu belirten Çiti "Eğer tek bir ümmetin gerçekleşmesi yolunda engel çıkarmazlarsa, destek de vermeyecekler." dedi.
Ne yazık ki birçok akademik akımın liberalizmin etkisi altında kaldığını ve kendisinin tez çalışmasını yürütürken birçok zorlukla karşılaştığını dile getirdi.

Ancak önemli olanın, zulme karşı küresel direniş dilinin geliştirilmesi ve bu alanda insan bilimleri üzerine çalışmalar yapılması gerektiğini ifade etti.

Çiti, son olarak "Gazze ve Filistin meselesinde egemen güçlerin çıkarlarını sorgulamak önemlidir; çünkü şu anda Gazze, dünya dikkatini çekmek için en iyi konu ve meseledir." diyerek sözlerini tamamladı.

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha