Salı 6 Mayıs 2025 - 17:09
Mirza Küçük Han Cengelî Adalet Arayışını İlim Havzalarından Öğrenmişti

Havza / Mirza Küçük Han Cengeli, İran’daki direniş hareketinin öncülerinden ve ilim havzalarının yetiştirdiği önemli isimlerden biridir. İran halkının köklü dönüşümünde ve inkılapçı yaklaşımında önemli bir rol oynamıştır.

Havza Haber Ajansı’nın haberine göre İran’daki ilim havzaları, son yüz yıllık tarihinde bilimsel, kültürel ve toplumsal alanlarda önemli izler bırakmıştır. Bu alanların en önemlilerinden biri, mücadele ruhu, adalet arayışı ve İslam ülkelerinin sınırlarını koruma bilincinin oluşturulmasıdır.

İran’da toprak gaspçıları ve işgalcilere karşı sıkça gerçekleşen direnişlerin çoğu ya doğrudan medrese mensupları tarafından ya da dini liderlerin öncülüğünde gerçekleşmiştir. Bu direnişlerin en önemlilerinden biri, Cengel Hareketi’nin lideri Mirza Küçük Han Cengeli’nin kıyamıdır.

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Serveri, Havza Haber Ajansı muhabiriyle yaptığı söyleşide şunları söyledi: “Mirza Küçük, ülkede yabancı sömürüsünü sonlandırmak, güvenlik üretmek ve İran-İslam kimliğine sahip bir güç inşa etmek isteyen milli bir kahramandır. Mirza, medresede mücadele ve şehadet dersini tam anlamıyla öğrenmiş ve sahada aktif ve hedef odaklı bir duruş sergilemiştir. Bu, aynı zamanda bir kimlik inşasıdır.”

Hüccetü’l-İslam Serveri ayrıca, İran’ın Dini Rehberi Ayetullah el-Uzma Hamaney’in şu sözlerine dikkat çekti:

“Merhum Mirza Küçük Han Cengeli meselesi, özel bir meseledir. Anayasa hareketi ile Rıza Han’ın iktidara gelişi arasında geçen dönemde ülkede birçok olay yaşanmıştır. Cengel Hareketi ile aynı dönemde, Tebriz’de merhum Şeyh Muhammed Hıyabani ve Meşhed’de Albay Muhammed Taki Han Pesyan gibi başka büyük hareketler de olmuştur. Ancak Cengel meselesi farklıdır. Mirza Küçük, o dönemin iki büyük gücü olan Rusya ve İngiltere’ye net bir ‘hayır’ dedi. Ne Ruslarla iş birliği yaptı ne de İngilizlerle…”

Hüccetü’l-İslam Serveri, açıklamasında şunları söyledi: “Eğer Mirza Küçük, yabancıların önünü kesmeseydi, Ruslar kuzey İran’ı kalıcı şekilde işgal ederdi. Mirza’nın medreseden aldığı en büyük ders; halkla bütünleşmiş bir adalet arayışı, özgürlük talebi ve milli menfaatleri savunmaktı. Bu değerler, onun ruhuyla bütünleşmişti.”

“Mirza Küçük Han Cengeli’nin Ahlaki-Terbiyeci Yolu” adlı kitabın yazarı da şu ifadeleri kullandı: “Mirza Küçük, adaleti ülkenin bağımsızlığıyla birlikte savunuyor ve bunu açıkça vurguluyordu. Bir bildirgesinde şöyle yazıyor: ‘Her türlü sıkıntıyı, açlığı ve sürgünü yaşadık. Umudumuz, bir gün ihanetten arındırılmış bir İran kurmak, yabancı güçleri topraklarımızdan çıkarmak ve adaletin temellerini sağlamlaştırmaktır.’”

Yazar sözlerine şöyle devam etti: “Bir asır önce bu yılmaz mücahidin dile getirdiği kaygılar, bugün de güncelliğini koruyor. Mirza şöyle diyor: ‘Uyanık olun, aldanmayın. Birlik ve yardımlaşma şiarıyla, kendi değerlerinizi koruyun. Biz insanlık düşmanlarının saldırılarına karşı kayıtsız kalamayız. Mazlumları ve acı çeken yoksulları zalimlerin insafına terk edemeyiz. Biz onurlu yaşadık, onurlu bir inkılap süreci geçirdik ve onurluca öleceğiz.’”

Mirza’nın, İmam Hüseyin’in (a.s) aşura kültüründen ‘izzetli duruş’ ve ‘insan onuru’nu öğrendiğini vurgulayan yazar, onun bu mektepte yetiştiğini söyledi. “İzzetli bir ölüm, zillet içindeki yaşamdan hayırlıdır” sözünü örnek gösterdi.

Hüccetü’l-İslam Serveri son olarak şu sözleri aktardı: “Bugün ilim havzaları için ne kadar anlamlı bir sözdür bu: ‘Cesur Mirza Küçük bir örnek ve bir efsanedir.’ O, direniş ve cihatta yorulmak bilmeyen bir liderdi. İslami devrim ve yönetimin temellerini atan isimlerdendi. Nitekim İran’ın Dini Rehberi Ayetullah el-Uzma Hamaney, onun hakkında şöyle demiştir: ‘Merhum Mirza Küçük Cengeli Gilan-Reşt’te kendi sınırlı alanında adeta İslam Cumhuriyeti’nin minyatür bir örneğini kurmuştu.’”

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Serveri, açıklamasının devamında şunları kaydetti: “Bu mücadeleci insanın kültürel ve sosyal hizmetleri de son derece değerli ve dikkate değerdir. Örneğin, yüz yıl önce Cengel Hareketi’nin kendi medya gücü olarak bir gazete çıkarması – ki bu ‘Cengel Gazetesi’ idi – oldukça önemlidir. Ayrıca, harekete bağlı yaklaşık 26 fedakâr öğretmenin eğitim seferberliği içinde görev alması ve yatılı bir okul kurulması, onun kültürel alandaki hizmetlerinin başlıca örneklerindendir.”

Hüccetü’l-İslam Serveri, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son yüz yılda ilim havzaları, maneviyat ve insanlık zirvesine ulaşan büyük ilahi şahsiyetlere tanıklık etmiştir. Bu seçkin şahsiyetler, kendi yetenekleri ve dönemlerinin gereklerine uygun şekilde sorumluluklarını tanımış ve görevlerini tüm samimiyetleriyle, en güzel biçimde yerine getirmişlerdir.”

Araştırmacı Hüccetü’l-İslam Serveri sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Onlar, varlık sahnesine unutulmaz bir iz bırakmış, hak, adalet, erdem, cesaret, hikmet ve iffet gibi yüce değerlerin sayfalarına silinmez satırlar kazımışlardır. Evet, yaratılışın nihai hedefi, zorluklara, kötülüklere, zulme ve dünyevî bağlılıklara karşı boyun eğmeyen insanlar yetiştirmektir. Bu kutlu yolda onların sırrı, ancak döktükleri pak ve mübarek kanla ortaya çıkmaktadır.”

Hüccetü’l-İslam Serveri sözlerine şu şekilde devam etti: “Son yüz yılın ilim havzası tarihine şöyle kısa bir yolculuk yapıldığında, insan Gilan’ın yemyeşil ormanlarından çıkıp İran’ın iftihar kaynaklarından biri olan büyük, cesur, faziletli ve yorulmak bilmeyen mücadeleci din âlimi Mirza Yûnus Ustad Serayi — yani Mirza Küçük Cengeli — ile karşılaşır. O, 42 yıllık kısa ama aydınlık ömründe büyük izler bırakmış, adeta bir yıldız gibi parlamıştır.”

Hüccetü’l-İslam Serveri açıklamasında, I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte Ağustos (1914 - Kasım 1918), İran’ın 1293 Hicri Şemsi yılında resmen tarafsızlığını ilan ettiğini ancak buna rağmen ülkenin kuzeyden Rus, güneyden ise İngiliz güçleri tarafından işgal edildiğini hatırlattı. Bu süreçte ülke büyük bir karmaşa, istikrarsızlık ve belirsizlik içerisinde acı çekti. Merkezî hükümetin – Ahmed Şah Kaçar döneminde – zaten zayıf olan yapısı iyice çöktü.

Bu kaotik ortamda, halkı ağır bedeller ödemiş bir milletin tarihine damga vuran, hem dini hem de milli temellere dayanan özel bir kıyam doğdu. Bu hareket, her ne kadar yalnızca yedi yıl sürmüş olsa da, İran tarihinde önemli siyasi ve toplumsal etkiler bıraktı. Bahsi geçen bu hareket, kuzey İran’da, bilge, şuurlu ve cesur bir din adamı olan Mirza Küçük Cengeli (Mirza Yûnus Üstad Serayi) önderliğinde kurulan Cengel Hareketi idi. Bu kıyam; İran sevgisi, bağımsızlık arzusu ve halkın özgürlüğü uğruna, İslamî düşünce ve direniş ruhuyla tarih sahnesine çıkmıştı.

Hüccetü’l-İslam Serveri, Mirza Küçük’ün, dönemin şartlarını bilen, zamanın ruhuna vakıf, dindar, siyasi ve kültürel bir önder olduğunun altını çizerek şöyle devam etti:

“Mirza, sömürgeleştirilmiş İran toplumunu uyandırmak uğruna büyük bedeller ödemiştir. Rusya ve İngiltere gibi farklı devletlerin baskılarına karşı eline silah alarak dimdik durmuştur. Bu uğurda hiçbir fedakârlıktan kaçınmamış, sabır ve direniş göstermiştir. Bugün bile hem dostlarının hem de düşmanlarının saygısını kazanmış, son yüzyılın onur simgelerinden biri olarak tarihteki yerini korumaktadır.”

İlim havzası hocası Hüccetü’l-İslam Serveri, sözlerini şöyle noktaladı: “Mirza Küçük, halkı uyandırmak için neresi uygunsa oraya koşan, fedakârlık ve kahramanlık ruhuyla dolu ender şahsiyetlerden biridir. İran’ın onur ve bağımsızlığı için, bir avuç yoldaşıyla birlikte ormanın derinliklerine çekilmiş, orada yabancı etkilerden uzak, bağımsız bir İslamî yönetim kurma yolunda ilk adımları atmıştır.”

Hüccetü’l-İslam Serveri, açıklamasında şunları hatırlattı: “Tarihsel açıdan bakıldığında, Cengel Hareketi; İran’ın yakın tarihinde, özgürlük, eşitlik, milli çıkarlara bağlılık ve sahih İslam’ın ilkelerini hayata geçirme bakımından parlayan, etkili ve halk temelli büyük kıyamların başında gelmektedir. Bu hareket, Şeyh Muhammed Hıyabani, Reis Ali Delvari gibi çağdaş diğer hareketlerle kıyaslandığında; süresi, coğrafi konumu ve cihadî niteliği açısından daha özel ve önemli bir yere sahiptir.”

Hüccetü’l-İslam Serveri sözlerine şöyle devam etti: “Mirza Küçük liderliğindeki Cengel Hareketi, bu toprakların yiğit evlatlarının, belirli bir tarihsel dönemde yabancı güçlere karşı verdiği mücadeleyi yansıtan bir örnektir. Bu mücadelede hem İran kimliği hem de İslamî değerler birlikte tezahür etmiş ve milletin direniş ruhunu canlandırmıştır.”

İslam ve çağdaş İran tarihi araştırmacısı olan Hüccetü’l-İslam Serveri, şu değerlendirmede bulundu: “Bu bağlamda, Mirza Küçük Cengeli’nin, inançlı, vatansever, sorumluluk sahibi ve mücadelesine sadık bir halk önderi olarak çağdaş İran tarihindeki konumu çok büyüktür. Onun düşünce yapısı, kişiliği ve idealleri dikkatle analiz edilmeli, özellikle genç nesle bu tarihsel dönüm noktası etkili biçimde anlatılmalıdır. Çünkü bu kıyamın bilinen ve bilinmeyen yönlerinin tanınması, halkın İslamî ve inkılapçı ruhunu güçlendirebilir.”

Hüccetü’l-İslam Serveri, sözlerini şu ifadelerle tamamladı: “Ormanın mazlum ve hür kahramanı Mirza Küçük, kendi çağında siyasî, ekonomik ve toplumsal alanlarda derin izler bırakmıştır. İman, adalet arayışı, halkına güven, direnç, basiret, sorumluluk duygusu, aydınlatıcı yönü, düşmana karşı dik duruşu ve vatan sevgisi; bu ilim ehli şahsiyetin – Mirza Küçük Cengeli’nin – temel özelliklerindendir.”

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha