Havza Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi, onuncu Uluslararası Amerikan İnsan Hakları Eleştirisi Konferansı’na gönderdiği mesajda Batı’nın aldatıcı sloganlarına asla kanılmaması gerektiğini vurgulayarak şunları belirtti:
“Uzun yıllardır ‘insan hakları’ gibi yüce bir kavram, zalim ve suçlu güçlerin oyuncağı haline gelmiştir. Bu güçler bu kavramın arkasına gizlenerek gayrimeşru çıkarlarını takip etmekte, bu bahane ile milletlere ve ümmetlere en ağır zulüm ve haksızlıkları yapmaktadırlar. Ne vicdan sahibidirler ne de gerçek insan haklarına bağlıdırlar. Bunun en açık kanıtı ise bölgemizde bugün yaşanan karanlık durumdur.”
Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi ayrıca şu noktaya dikkat çekti: “Batının insan haklarından söz ederken bahsettiği kavram boş ve anlamsızdır; onların ne insan onuruna inanışı vardır ne de iddia ettikleri ilkelere bağlıdırlar. Son günlerde İslami vatanımıza karşı işlenen zalim saldırıları asla unutmamalıyız; bu saldırılarda masum insanlar evlerinde haince hedef alınarak şehit oldular. Acaba bu mazlumlar en temel hakları olan yaşama ve güvenlik hakkına sahip değiller miydi? Peki bu insanlar hangi savaş meydanında bulunuyorlardı?!”
Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi tüm düşünürlere tavsiyede bulunarak gerçekleri aydınlatıp, sözde insan hakları savunucularının gerçek yüzünü dünya kamuoyuna göstermeleri ve bu yüce kavramın esas ihlalciler tarafından çarpıtılmasına ve yozlaştırılmasına izin vermemeleri gerektiğini vurguladı.
Ayetullah el-Uzma Mekarim Şirazi’nin mesajının tam metni şu şekildedir:
Bismillahirrahmanirrahim
“Andolsun biz Âdemoğluna şan, şeref ve nimetler verdik; onları karada ve denizde taşıdık, kendilerine güzel güzel rızıklar verdik ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık.”
[İsra Suresi 70. ayet]
Konuşmama başlarken zalim İsrail rejimi ve suç dolu Amerika’nın ülkemize karşı yaptığı vahşi ve yasa dışı saldırıları şiddetle kınıyor, bu saldırılarda şehit düşen kardeşlerimizin ailelerine en derin taziye ve başsağlığı dileklerimi sunuyorum. Ayrıca bu anlamlı konferansın düzenleyicilerine ve katılımcılarına teşekkür ederim; umuyorum ki bu bilimsel toplantı insan haklarının gerçek anlamda savunulması yolunda etkili bir adım olur.
İlahi dinler özellikle İslam açısından “insan”, onur ve şeref sahibi yüce bir varlıktır. Ancak bu kutsal varlık eğer fıtrat ve adalet yolundan sapar ve başkalarının haklarını çiğnerse Allah onu zalim olarak nitelendirir.
Uzun yıllardır ‘insan hakları’ gibi yüce bir kavram, zalim ve suçlu güçlerin oyuncağı haline gelmiştir. Bu güçler bu kavramın arkasına gizlenerek gayrimeşru çıkarlarını takip etmekte, bu bahane ile milletlere ve ümmetlere en ağır zulüm ve haksızlıkları yapmaktadırlar. Ne vicdan sahibidirler ne de gerçek insan haklarına bağlıdırlar. Bunun en açık kanıtı ise bölgemizde bugün yaşanan karanlık durumdur.
Geçen yıl boyunca tüm dünya İsrail rejiminin Gazze’de işlediği vahşetleri görmüştür. Binlerce kadın, çocuk ve masum insan bu Siyonist rejimin katliamlarına kurban gitmiş ya da evlerinden yurtlarından edilmişlerdir. Bu rejim, bizzat Batı’nın sömürgeci ve insanlık karşıtı düşüncesinin ürünüdür.
Ayrıca son birkaç gündür İslami vatanımıza yönelik yapılan hain saldırılarda masumların evlerinde haince şehit edildiği gerçeğini asla unutmamalıyız. Acaba bu mazlumların en temel hakları olan yaşama ve güvenlik hakları yok muydu? Peki bu insanlar hangi savaş meydanında bulunuyordu?!
Batının insan ve insan haklarına bakışı açıkça menfaatçi ve seçicidir; çıkarları ve hakimiyet isteği söz konusu olmadığında güzel sloganlar söylerler ancak çıkarları ile çeliştiği anda insan hakları ilk kurbanlarıdır.
Batının insan hakları iddialarının aldatıcı sloganlarına asla kanmamak gerekir. Batının insan hakları dediği kavram boş ve anlamsızdır; ne insan onuruna inanırlar ne de iddialarının arkasında duran ilkelere bağlıdırlar.
Benim bu alandaki tüm düşünürlere tavsiyem; gerçekleri aydınlatmak ve insan hakları konusunda sahte iddia sahiplerinin gerçek yüzünü dünya kamuoyuna göstermek; böylece bu yüce kavramın asıl ihlalcileri tarafından çarpıtılıp yozlaştırılmasına izin vermemektir.
Son olarak bu sahte rejimin ve özellikle Batılı destekçilerinin -başta Amerika Birleşik Devletleri’nin- utanmazca işlediği bu cinayetlere karşı duyduğum nefretimi ilan ediyor; Siyonist küresel rejim ve destekçileri tarafından şehit edilen bölge halkına ve özellikle sevgili vatandaşlarımıza duyduğum derin üzüntüyü ifade ediyorum. Direnen milletimize ve silahlı güçlerimize işgalcilere karşı gösterdikleri direniş ve savunma sebebiyle tebriklerimi sunuyorum.
Yüce Allah’tan İslam ümmetine kalıcı güvenlik ve dünya mazlumlarının zalimlere karşı kesin ve nihai zaferini niyaz ediyorum.
Selam ve rahmetle
Kum – Nasır Makarim Şirazi
yorumunuz