Cuma 11 Temmuz 2025 - 15:32
Bileşik Akıl İnsan Aklı ile Yapay Zekânın Sinerjisidir

Havza / İlim Havzaları Akıllı Teknolojiler Yönlendirme Kurulu Sekreteri şöyle dedi: “Bileşik akıl, yapay zekânın insanın yerini alması anlamına gelmez. Aksine geleneksel yöntemlerle modern teknolojiler arasında bir köprü kurma anlamına gelir. Bu yaklaşım özellikle günümüzün zorlu ortamında — bilhassa beşerî ve İslami ilimlerde — insanın ahlaki ve anlam derinliğiyle hassasiyeti ve gücünü birleştirmek için bir yol sunmaktadır.”

Muhammed Rıza Kasemi, Havza Haber Ajansı muhabiriyle yaptığı söyleşide şunları söyledi:

“Bilişsel yaklaşım (Cognitive Approach) algı, öğrenme, akıl yürütme, problem çözme ve karar verme gibi zihinsel süreçlere odaklanan yeni bir analitik çerçevedir. Bu yaklaşım; psikoloji, dilbilim, sinirbilim ve son zamanlarda yapay zekâdan yararlanarak insan zihninin bilgiyi nasıl ürettiğini ve işlediğini daha iyi anlamayı amaçlamaktadır.”

İlim Havzaları Akıllı Teknolojiler Yönlendirme Kurulu Sekreteri ayrıca şu açıklamada bulundu:

“Bu bilgi birikimi daha çok MRI gibi ölçüm cihazlarıyla yapılan testlere dayanmaktadır ve insan davranışlarını, beynin sinir hücrelerinin özelliklerinde ve yapılarında araştırmaktadır. Yapay zekânın sinir ağlarıyla ilgili verimlerinden yararlanmak ve bunu düşünme olgusuyla eşleştirmek de bir tür bileşik aklın ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir.”

Kasemi sözlerine şöyle devam etti:

“Bu yeni yaklaşımdan İslamî araştırmalarda da yararlanılması muhtemeldir. Zira bu tür araştırmalar; karmaşık metinlerle, soyut kavramlarla ve derin anlam yapılarıyla ilgilidir. Bu bağlamda bilişsel yaklaşım, dinî metinlerdeki kavramları, ilişkileri ve maksatları daha doğru kavrama imkânı sağlayabilir. Bilişsel yaklaşım metinlerin ötesine geçebilen analizler sunan modeller önerir. Bilişsel bilim uzmanları bu modellerin Kur’an ve Sünnet’in farklı yorum katmanlarına ulaşmak ve daha derin yapısal anlamları keşfetmek için kullanılabileceğini savunmaktadır.”

Kasemi, bileşik akıl hakkında şu açıklamalarda bulundu:

“Bileşik akıl (Hybrid Wisdom), insanın aklî yetilerini makinelerin işlem ve analiz gücüyle birleştirmek anlamına gelir. Bu yaklaşım, bilişsel bilimcilerin şu sonuca ulaşmasından kaynaklanmaktadır: İnsanın zihinsel faaliyetlerinin kaynağı beynin fiziksel ve kimyasal işleyişinde aranmalıdır. Bu faaliyetler, yapay zekânın temelini oluşturan sinir ağıyla büyük benzerlik gösteren bir ağ sistemi içerisinde gerçekleşir. Bu yapıya bilim dünyasında ontoloji (ontology) denir. Bu birleşik kavram, teknolojinin yalnızca bir araç olarak kullanılmasının ötesindedir; insan zihninin yetenekleri ile yapay zekânın imkânlarını birlikte seferber eden bir sinerjiyi ifade eder.”

Kasemi devamla şunları söyledi:

“İslami araştırmalarda bileşik akıl, geleneğin teknolojiyle buluştuğu bir kesişim noktası olabilir. Örneğin klasik tefsir metinleri, yapay zekâ yardımıyla yapısal olarak analiz edilerek daha önce fark edilmeyen anlam katmanları ortaya çıkarılabilir.

Bu durumda yapay zekâ, bu tefsirleri üretmiş insan aklıyla bütünleşik bir süreçte yer almış olur.

Yine başka bir örnekte hadis külliyatı üzerine yapılacak ağ analizleri ile metinler arasında daha önce insan zihniyle tahayyül edilemeyen anlam ilişkileri kurulabilir.

Bu da demektir ki insanî ve yapay aklın birleşimi, İslamî kaynaklardan çok daha derin bir anlama ulaşmanın yolunu açabilir.”

İlim Havzaları Akıllı Teknolojiler Yönlendirme Kurulu Sekreteri, yapay zekânın İslamî araştırmalarda birleşik ve bütünleşik biçimde kullanılması hakkında şunları da ekledi:

“İslamî araştırmaların bazı temel özellikleri şunlardır:

              •            Yoğun metin odaklılık: Yani Kur’an, hadis, klasik ve modern İslam âlimlerinin eserlerine dayalı yoğun kaynak kullanımı,

              •            Çok katmanlı anlam dünyası: Metinlerin yalnızca zahirî değil, batınî ve derin te’villerini de içermesi,

              •            Klasik Arapça kullanımı ve özel anlam örgüsü: Fesahatli Arapçanın dili, hem anlam derinliği hem de çözümlemedeki karmaşıklığıyla öne çıkar.

Bu nedenlerle yapay zekânın insan aklıyla birleşerek bu karmaşık metinlerde yeni anlam alanları açması, klasik anlayışların çok ötesine geçebilecek bir potansiyel taşımaktadır.”

Kasemi, bu araştırmaların bir diğer özelliğinin değer temelli olması olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Deneysel bilimlerin aksine İslamî araştırmalar, vahiy kaynaklı ve ahlaki değerler içeren çalışmalardır. Bu nedenle ulaşılan sonuçlar son derece temkinli biçimde değerlendirilir ve geçerlilik açısından titizlikle sınanır; ancak bu şekilde delil (hüccet) niteliği kazanabilir.

Öte yandan bu tür araştırmalar doğası gereği disiplinlerarasıdır. Zira pek çok İslamî konu; felsefe, kelâm, fıkıh, ahlak ve tasavvuf gibi farklı alanlarla iç içedir.”

Kasemi sözlerine şöyle devam etti:

“Bu özellikler yapay zekânın idealleştirilmiş ve öncü kullanım alanlarının tam da merkezinde yer almaktadır. Yapay zekâ, çok büyük veri kümelerini (big data) ve uzun, detaylı metinleri analiz edebilme kapasitesine sahiptir. Bu teknoloji mevcut verilerden davranışsal kalıplar çıkarabilir, bu kalıpları yeni faaliyetleri değerlendirmede kullanabilir ve hataları ya da norm dışı durumları tespit edebilir.”

İlim Havzaları Akıllı Teknolojiler Yönlendirme Kurulu Sekreteri şunu vurguladı:

“Bugün artık açıkça diyebiliriz ki sadece insan zihninin yöntemleri, metin ve kavram analizlerinde yeterli değildir. Yapay zekâ, önceden hayal bile edilemeyen yepyeni araştırma ufukları açabilir.”

İslamî araştırmacılara yönelik önerisinde Kasemi şunları söyledi:

“Araştırma ekipleri disiplinlerarası biçimde kurulmalıdır; yani İslamî ilimler alanındaki uzmanlarla birlikte yapay zekâ ve bilişsel bilim uzmanları da yer almalıdır. Ayrıca doğal dil işleme (NLP) araçları dinî metinlerin anlambilimsel analizi ve mantıksal yapılandırmasının yeniden inşası açısından çok önemlidir.”

Kasemi ayrıca şunu vurguladı:

“Bu alanda ilerleme sağlanabilmesi için İslamî metinlerden oluşan bilişsel veri tabanlarının oluşturulması gerekmektedir. Aynı şekilde medrese öğrencilerine ve İslamî araştırmacılara bilişsel bilim ve yapay zekâ konularında eğitim verilmesi de zaruridir. Bu sayede yeni teknolojik yaklaşımlarla uyumlu bir araştırma kültürü oluşturulabilir.”

Kasemi son olarak sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Bileşik akıl, yapay zekânın insanın yerini alması anlamına gelmez. Aksine geleneksel yöntemlerle modern teknolojiler arasında bir köprü kurma anlamına gelir. Bu yaklaşım özellikle günümüzün zorlu ortamında — bilhassa beşerî ve İslami ilimlerde — insanın ahlaki ve anlam derinliğiyle hassasiyeti ve gücünü birleştirmek için bir yol sunmaktadır.”

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha