Pazartesi 17 Kasım 2025 - 23:50
Bir Havza Hocasının Gözünden Ekonominin Tarihsel Üçlü Analizi

Havza / Hüccetü’l-İslâm Muhsin Kanberîyan, ekonominin kurumsal dönüşümüne dair tarihsel üçlü bir anlatı sunarak şöyle dedi: “Günümüzde piyasa; siyaseti, kültürü ve hayatın tüm alanlarını yutan bir mekanizmaya dönüşmüş ve toplumu genel bir pazara indirgemiştir.”

Havza Haber Ajansı muhabirinin bildirdiğine göre, Şeyh Ensârî Vakfı ile Negâh Yenilikçi Medresesi işbirliğiyle düzenlenen İran Ekonomi Yaşam-Dünyası Eğitim Etkinliği'nin açılış töreninde Hüccetü’l-İslâm Muhsin Kanberîyan, ekonominin kurumsal dönüşümüne dair tarihsel bir analiz sunarak ekonomik tarih boyunca üç temel dönem üzerinde durdu.

Birinci Dönem: Ev Ekonomisi; Ekonominin Temel Hücresi

Havza hocası bu dönemi “ev ekonomisi” olarak adlandırdı ve tarihsel kökenlerine işaret ederek şöyle açıkladı: “Bu dönemde –ki kökleri Yunan felsefesi ve İslam hikmetine uzanır– ekonomi kurumu, aile içinde temel hücre olarak şekilleniyordu. Ekonomiye dair nihai kararlar her ailenin kendi içinde alınır ve ekonomi, pratik hikmetin bir alt başlığı olarak ev yönetimi kapsamında ele alınırdı.”

Hüccetü’l-İslâm Kanberîyan bu dönemin özelliklerini açıklayarak şöyle ekledi:

“Bu aşamada ekonomi, ahlaki değerler çerçevesinde ve ailenin saadeti ile erdemini hedefleyen bir yapıdaydı. Belirleyici kurum aileydi; piyasa ise yalnızca bir değişim mekânı olarak görülürdü. Mal, kazanç ve ticaretle ilgili faaliyetler çocuk terbiyesi ve aile içi görevlerle birlikte anlam bulurdu.”

İkinci Dönem: Siyaset Alanında Ekonomi

Hüccetü’l-İslâm ve’l-Müslimîn Kanberîyan ikinci dönemi, ekonominin aile kurumundan çıkarak siyaset kurumuna taşınması şeklinde tanımladı ve şöyle dedi:

“Bu dönemde ekonomi, hücresel yapıdan çıkarak kamusal alana ve siyaset kurumuna yerleşti. Böylece siyasî yapı, ekonominin yön verici ve sürükleyici gücü hâline geldi; ekonomi ise siyasî hedeflere hizmet eden bir araç konumuna dönüştü.”

Batı ve İslam dünyasındaki tarihsel örneklere işaret eden Hüccetü’l-İslâm Kanberîyan şöyle vurguladı:

“Hristiyan Roma İmparatorluğu döneminde de İslam fetihleri döneminde de bu dönüşümü görmek mümkündür. İslam dünyasında fetihler savaş temelli bir ekonominin oluşmasına yol açtı; yeni toprakların fethedilmesi ekonominin ana itici gücü hâline geldi.”

Havza hocası bu dönüşümün sonuçlarına değinerek şöyle devam etti:

“Bu dönemde ‘durmaksızın büyüme’ gibi kavramlar ortaya çıktı ve ekonomi siyasî hedefleri gerçekleştirmek için kullanılan bir araç şeklinde yeniden tanımlandı. Emevî ve Abbâsî dönemlerindeki haraç ve cizye sistemi gibi uygulamalar, bu kurumsal dönüşümün tarihsel örnekleri arasındadır.”

Üçüncü Dönem: Piyasanın Egemenliği ve Her Şeyin Metalaşması

Hüccetü’l-İslâm ve’l-Müslimîn Kanberîyan üçüncü dönemi “piyasa egemenliği” olarak adlandırarak şöyle açıkladı:

“Bugün, çok daha temel bir kurumsal yer değiştirme ile karşı karşıyayız; ekonomi, siyaset kurumundan piyasa kurumuna taşınmıştır. Piyasa artık sadece bir alışveriş mekânı değildir; politika da dâhil olmak üzere bütün sorunları çözmeye yönelik bir mekanizmaya dönüşmüştür.”

Bu dönemin özelliklerini ayrıntılandırarak şöyle devam etti: “Bu aşamada her şey –hatta siyaset bile– bir metaya dönüşmektedir. Toplum genel pazara indirgenmekte, ideal insan ise kâr ve zarar hesabı yapan birey olarak tanımlanmaktadır. İktisat bilimi de en iyi hesaplama yöntemi olarak görülmektedir.”

Hüccetü’l-İslâm ve’l-Müslimîn Kanberîyan, neoliberalizme ciddi bir eleştiri yönelterek onun üç temel göstergesini şöyle sıraladı:

“Neoliberalizm üç temel özellik ile tanımlanır:

              1.           Ekonomide devlet denetiminin kaldırılması,

              2.           Ulusal pazarların zorunlu olarak küresel ticaret ve sermayeye açılması,

              3.           Ekonomik kemer sıkma ve özelleştirme politikalarıyla devletin küçültülmesi.”

Ayrıca bu politikaların yıkıcı sonuçlarına değinerek uyarıda bulundu: “Bu süreç demokrasi, sivil toplum ve özgür medya gibi istibdat ve istismara karşı tüm savunma hattını yok etmiş ve bunların yerine piyasayı tek çözüm yolu olarak dayatmıştır.”

Hüccetü’l-İslâm ve’l-Müslimîn Kanberîyan, platform kapitalizminin ortaya çıkışına işaret ederek şöyle dedi: “Bugün ‘tekno-feodalizm’ olarak adlandırılan bir olgu ile karşı karşıyayız; burada hem işçi hem işveren dijital dünyanın tebaası hâline gelmiştir. Amazon ve Google gibi büyük teknoloji şirketleri yeni feodaller haline gelmiş, algoritmaların hükümranlığı kurulmuştur.”

Hüccetü’l-İslâm ve’l-Müslimîn Kanberîyan konuşmasının son bölümünde kaygılarını dile getirerek şöyle konuştu:

“Bu süreç ekonominin ‘halktan kopmasına’ ve hatta ‘halk karşıtı’ bir yapıya dönüşmesine neden olmuştur. Günümüz iktisadı, kültürel çeşitlilik ve insanın sosyal yaşam gerçekliğini göz ardı etmekte; İran ekonomisi ile Almanya ekonomisi arasında hiçbir fark olmadığı varsayılmaktadır.”

Ardından Hüccetü’l-İslâm ve’l-Müslimîn Kanberîyan vurguladı: “Bugünün ekonomik meselelerini doğru anlamak için bu kurumsal dönüşümleri kavramak zorundayız. Bu tarihsel süreç dikkate alınmadan yapılacak her ekonomik analiz eksik ve yanıltıcı olacaktır.”

Son olarak sözlerini şöyle özetledi: “Ekonomi tarihinin yeniden okunmasına ve bu kurumsal dönüşümlerin doğru anlaşılmasına ihtiyacımız var. Ancak bu sayede İran ekonomisinin bugünkü sorunlarına özgün ve etkili çözümler üretebiliriz.”

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha