Pazartesi 20 Ocak 2025 - 20:11
Amerika’nın gücüne dair yanılsama perdesinin yırtılması

Havza / İmam Humeyni (r.a) Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi: Bazıları, Amerikalılar gelir ve bizimle ilişkiler kurarsa her şeyin istenilen şekilde değişeceğini, ideal bir İran’ı göreceğimizi, teknoloji ve ekonominin gelişeceğini düşünüyor. Hatta bunun animasyonlarını bile bugün yapmış durumdalar!

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Mehdi Ebutalebi, Havza Haber Ajansı ile yaptığı röportajda, İslam İnkılabı Rehberi’nin görüşlerini açıklamak amacıyla yapılan bilimsel sohbetler dizisinde şunları ifade etti:

“İslam İnkılabı Rehberi, 19 Dey’de (8 Ocak) Kum halkıyla yaptığı görüşmede çok önemli konulara değindiler. Birinci mesele, Amerika’nın arzuladığı İran’dı. Yani Amerika’nın istediği İran nasıl bir İran? Rehber, 1978 yılındaki İran’ın Amerika için ideal bir İran olduğunu ifade etti.”

Amerika’nın Gücüne Dair Yanılsama Perdesinin Yırtılması

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Ebutalebi şöyle ekledi: “İkinci mesele, Amerika’nın hesap hatasıydı. Onlar, bu ülkeden halkçı ve dini bir yönetimin ortaya çıkacağını ve kendi medeniyetlerinin otoritesini sorgulayacağını asla tahmin etmemişlerdi. Üçüncü mesele ise düşman gücüne dair yanılsama perdesinin ortadan kaldırılması ve bu yanılsamanın yırtılmasıydı.”

Eğer Amerikalılar gelirse…

İmam Humeyni (r.a) Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi şunları ifade etti:

“Bazıları, Amerikalılar gelir ve bizimle ilişkiler kurarsa her şeyin istenilen şekilde değişeceğini, ideal bir İran’ı göreceğimizi ve teknoloji ile ekonomide büyük bir gelişme yaşayacağımızı düşünüyor. Hatta bunun animasyonlarını bile bugün yapmış durumdalar!”

Sözlerine devam eden öğretim üyesi, “İslam İnkılabı Rehberi, 40 yıl boyunca Amerikalıların İran’da tam bir hâkimiyete sahip olduğunu ve o dönemde İran ile Amerika arasındaki ilişkilerin son derece iyi olduğunu ifade ettiler. Bugün bazıları aynı durumun tekrar gerçekleşmesini istiyor. Ancak şu soruyu sormamız gerekiyor: Amerika ile en iyi ilişkilerimizin olduğu o dönemde İran ne hale gelmişti? 1979 yılında yüksek enflasyon, gelir adaletsizliği, Gini katsayısındaki dengesizlik ve halkın %45’inin yoksulluk sınırının altında yaşaması gibi sonuçlarla karşı karşıya kalındı. Elbette bugünkü durumumuz, tüm dayatılan savaşlara ve yaptırımlara rağmen elde edilmiş bir durumdur.” dedi.

Amerika’nın gücüne dair yanılsama perdesinin yırtılması

Pehlevi Döneminde Yaygın Yozlaşma / Sarayda Eşcinsel İki Gencin Evliliği

İmam Humeyni (r.a) Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi şu ifadelerde bulundu:

“İslam İnkılabı Rehberi, Şah dönemindeki yaygın yozlaşmaya dikkat çekiyor ki bu inkâr edilemez bir gerçektir. Örneğin, Şiraz Sanat Festivali’nde yaşanan rezaletler ve o dönemde iki eşcinsel gencin sarayda evlenmesi gibi olaylar bu yozlaşmanın açık göstergeleridir. Bu tür ahlaki çöküntüler o dönemde oldukça yaygındı ve hızla artış gösteriyordu.

Bunların yanı sıra, o dönemde Batılıların geniş çaplı nüfuzu ve kapitülasyon gibi meseleler de dikkat çekici sorunlardandı.”

Pehlevi Dönemi Devam Etseydi Bugün Ne Durumda Olurduk?

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Ebutalebi, Pehlevi dönemi ile mevcut durumun doğru bir şekilde analiz edilmesi gerektiğini belirterek şöyle dedi: “Bugünkü koşulları ve Pehlevi dönemini anlamak için dikkat, düşünce ve zihinlerin derinleştirilmesi gerekiyor. Bu konuda talebelerin ‘cihad-ı tebyin’ (beyan cihadı) yapması son derece önemlidir. Bu bağlamda ele alınabilecek önemli meselelerden biri de şudur: Eğer devrim olmasaydı ve Pehlevi dönemi devam etseydi, bugün ne durumda olurduk? Ayrıca, Amerika ile ilişkilerimiz düzelirse siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan nasıl bir sonuçla karşılaşırız?”

İmam Humeyni (r.a) Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi, bu konuda bazı somut örnekler de vererek şunları ifade etti: “Suudi Arabistan geniş kaynaklara sahip bir ülke. Eğer Pehlevi dönemi devam etseydi, bugün Suudi Arabistan gibi olurduk. Ancak bu ülkede bile petrol zenginliğine rağmen halkın bir kısmının durumu hiç de iyi değil.

Ayrıca, Türkiye’de enflasyon oranı %70 seviyesinde ve Mısır’ın ekonomik durumu çok kötü. Bu ülkeler Amerika ile çok iyi ilişkilere sahip olmalarına rağmen ekonomik durumları felaket seviyesindedir. Bu gerçekleri halkımıza açıklamak son derece önemlidir.”

Amerika’nın Hesap Hataları

İmam Humeyni (r.a) Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi şu ifadelerde bulundu:

“İkinci mesele, hesap hatasıdır. İslam İnkılabı Rehberi bu konuya da dikkat çektiler. Amerika, İnkılap karşıtı ve İran’a karşı geniş çaplı hesap hataları yapmıştır. Amerika’nın İran’daki büyükelçilik faaliyetlerinden, dayatılan savaşlara, yaptırımlara, suikastlara ve münafık gruplara kadar hepsi bu hesap hatalarının bir parçasıdır.”

Sözlerine devam eden öğretim üyesi, “Rehberimiz, yaptırımların İran’a baskılar getirdiğini kabul etmekle birlikte, bu baskıların aynı zamanda ülkenin daha da güçlenmesi için geniş çaplı bir kalkınmaya neden olduğunu ifade ettiler. 2009 yılı fitnesi (Yeşil Hareket), Amerika’nın rejimi yıkma girişimlerinden biriydi. İki yıl önceki olaylar da benzer şekilde planlanmıştı, öyle ki bazı ünlüler rejimin yıkıldığını zannedecek duruma gelmişlerdi.” dedi.

Uydu Kanallarının Analizlerine Aldanmayın

İmam Humeyni (r.a) Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi şu açıklamalarda bulundu:

“Amerikalılar uygulayabilecekleri her türlü yaptırımı uyguladılar ve artık bundan öte bir yaptırım kalmadı. Halk, uydu kanallarının analizlerine aldanmamalı. Onların uzmanları, mevcut koşullar altında İran’ın bağımsız kalamayacağını ve içeriden çöktüğünü iddia ediyor, ancak bu tamamen bir yalandır.”

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Ebutalebi şöyle devam etti: “Seçim dönemlerinde genelde halkın %30’u sandığa gitmezdi. Bu grubun bir kısmı kuşkusuz rejime karşı olanlardı. Buna ek olarak, sosyal medya ve kültürel saldırılar gibi etkenlerin toplumun zihniyetine etkileri olmuştur. Ancak buna rağmen bazı klipler yayımlayıp genç nesli, özellikle Z kuşağını örnek göstererek ülkenin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylemeye çalışıyorlar. Bu tür kliplere aldanmamalı ve umutsuzluğa kapılmamalıyız.”

Manipülasyonlara Aldanmayalım

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Ebutalebi, İslam İnkılabı Rehberi’nin açıklamalarına atıfta bulunarak şunları söyledi: “Rehberimiz, inkılapla ilgili olumlu gelişmeleri görmek gerektiğini belirtiyor. 2009 ve 2022’de, halkın artık rejimi istemediği algısı oluşturulmaya çalışıldı. Biz talebeler, bu tür manipülasyonlara aldanmamalı ve halkımıza bu net bakışı aktarmalıyız.”

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Ebutalebi, İran halkının manevi kimliğinin Ehlibeyt kültüründen etkilendiğini vurgulayarak şöyle devam etti: “İran toplumunun ruhu, Ehlibeyt kültüründen besleniyor ve bu bizim en büyük sermayemiz. Hatta, belirli bir tesettüre sahip olmayan insanlar dahi genellikle dini temele sahiptir. Safevilerden sonra, Şiilik İran halkının kimliğinin ayrılmaz bir parçası oldu. İranlı Sünniler ve Ermeniler de İmam Hüseyin’in (a.s.) ve Aşura’nın temasıyla kendi kimliklerini birleştirdiler. İranlılık ve Şiilik birbiriyle ayrılmaz bir bütündür.”

Savaş Destanları Çok Derin ve Önemlidir

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Ebutalebi, savaş destanlarının derin ve önemli olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bir gerçek şudur ki düşman, tesettür gibi bazı sosyal konuların zayıfladığını görünce, bunun tüm İran toplumunu yansıttığını düşünüyor. Ancak bu doğru değil. Anlatı savaşları çok derin ve önemlidir. Eğer güçlü yanlarımızı doğru bir şekilde anlatabilirsek, bu hem halkın hem de entelektüellerin bakış açısını değiştirecektir.”

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Ebutalebi, inkılap öncesi tarihi halkla paylaşmanın önemine değindi:

“İnkılap öncesi İran’ın tarihini halkımıza doğru bir şekilde anlatmalıyız. 1978 yılı İranı’nın Amerika için ideal bir İran olduğunu ifade etmeliyiz. Ayrıca, Amerikan analizlerine göre, İran’ın çöküşü sürekli öngörülse de, bu hiç gerçekleşmedi çünkü İran’ın gücü, Amerika’nın tahminlerinden çok daha fazladır.”

Bazı Kişiler İnkılabın Yanlış Olduğunu Söylemek İstiyor

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Ebutalebi, bazı kesimlerin inkılap hakkında olumsuz bir algı oluşturmaya çalıştığını belirterek şu açıklamalarda bulundu:

“Elbette eksiklikleri görmemek mümkün değil. Ancak, İslam İnkılabı Rehberi’nin dediği gibi, düşman propagandalarına karşı korunma sağlayacak bir bilinç oluşturmalıyız. Pehlevi’nin temize çıkarılması, bazı kesimlerin devrimin yanlış olduğunu ve tek çözümün Amerika ile yeniden ilişki kurarak eski duruma dönmek olduğunu anlatmaya çalışmasından kaynaklanmaktadır.”

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Ebutalebi, toplumsal alanlardaki geleneksel iletişim yöntemlerinin hala güçlü bir etkiye sahip olduğunu vurguladı:

“Toplumumuzun geleneksel reklam alanı hala geniş bir popülerliğe ve kapsayıcılığa sahiptir, bunu kullanmalıyız. Aynı zamanda dijital alanda da yoğun bir şekilde faaliyet göstermeliyiz.”

Kendini Küçük Görme (Özdeğer Yitimi)

İmam Humeyni (r.a) Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi, düşmanın toplumsal analizler ve siyasi-ekonomik yorumlarla genç nesli moral olarak çökertmeye çalıştığını belirtti:

“Düşman, bazı seçkinleri toplumsal analizler, ekonomik analizler ve kalkınma yorumları gibi çeşitli araçlarla kullanıyor ve gençleri umutsuz bırakmaya çalışıyor. Bugün bazı akademisyenler, İran’ın gelişimini olumsuz bir şekilde tanımlayarak, İran’da Avrupa’dan daha hızlı bir Rönesans yaşandığını iddia ediyor. Diğer yandan, sosyal medyada bazı kişiler kendilerini küçümseyen videolar yaparak özdeğer kaybına uğratıyorlar.”

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Ebutalebi, 9 Ocak 1978’de halkın direnişe geçtiğini hatırlatarak şunları söyledi: “9 Ocak 1978’de, İmam Humeyni’ye (r.a.) karşı yazılan karalama yazısına karşı halk meydanlara çıkmıştı. Bugün de düşman, rehberlik, dini liderlik ve dini değerlerimize zarar vermek istiyor. Bizler, halkın zihin dünyasını düzeltecek ve düşüncelerini koruyacak güçte olmalıyız.”

Amerika’nın gücüne dair yanılsama perdesinin yırtılması

Dinin Hayatımıza Katkıları

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Ebutalebi, düşmanın toplumda dinin etkisinin olumsuz olduğuna dair algı oluşturmak istediğini belirterek şunları söyledi:

“Düşman, halkımıza şunu anlatmaya çalışıyor: ‘Din topluma girdiğinde sadece toplum değil, dinin kendisi de zarar görür.’ Ancak biz dinin güzelliklerini göstermek istiyorsak, şunu anlatmalıyız: Din hayatımıza girdiği her yerde yaşam kalitesini artırmıştır. Ne kadar dine bağlı olursak, o kadar daha iyi bir yaşamımız olur. İnsanların adaletsizlik ve aşırı zenginlikten şikayet etmelerinin sebebi, dini düşünce ve anlayıştan uzaklaşmalarıdır.”

İmam Humeyni (r.a) Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi, halkın doğru bilgilendirildiğinde İslam Cumhuriyeti’ni destekleyeceğinden emin olduğunu vurguladı: “Eğer halka gerçekten, ‘İslam Cumhuriyeti’ni istiyor musunuz?’ diye sorarsak, kesinlikle olumlu yanıt alırız. Belki şu anda, olumsuz reklamlar nedeniyle halkın başlangıçta yüzeysel bir cevabı olabilir. Ancak halkımıza inkılabın ve İslam’ın amaçları iletildiğinde, yönetim eksikliklerinin bugünkü durumu oluşturduğunu anlatırsak bakış açıları farklı olacaktır.”

Neden Faiz, Yolsuzluk ve Kültürel Sorunlar Var?

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Ebutalebi, İslam İnkılabı Rehberi’nin, “Eğer bugün İslam toplumu ve sistemi İran’da yerleşmişse, neden hala faiz, yolsuzluk ve kültürel sorunlar yaşıyoruz?” sorusuna verdiği yanıtı aktardı: “Rehberimiz, ‘Toplumun ideal olarak istediği şey, en yüksek şekliyle toplumsal düzenin sağlanmasıdır. Bu, yeni İslami medeniyetin bir aşamasıdır ve biz bu yolda ilerliyoruz.’ dedi. Bugüne kadar bu sürecin iki aşamasını başarıyla geçtik ve şu anda üçüncü aşamada, oldukça zor bir dönemdeyiz. Eğer bu aşama tamamlanırsa, dördüncü ve beşinci aşamalar hızla gerçekleşecektir.”

“Zirveye yakınız” Ne Anlama Geliyor?

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Ebutalebi, İslam İnkılabı Rehberi’nin “Zirveye yakınız” ifadesine açıklık getirerek şöyle dedi: “Rehberimiz, ‘Zirveye yakınız’ dediğinde aslında demek istiyor ki İslam devletinde o zirve oluşturulmalı ve sonrasında inişe geçilecektir. Zirveye ulaşmak her zaman zordur; hava basıncının azalması, yorgunluk ve erzak eksikliği gibi zorlukları vardır ama zirveye ulaşana kadar sabretmeliyiz. Ancak İslam devleti kurulduğunda, tüm sorunlar çözülecektir. Şu anda yaşadığımız tüm sorunlar ve eksiklikler, gerçek dini devletin kurulmamış olmasından kaynaklanmaktadır.”

İmam Humeyni (r.a) Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi düşmanın, dinin insanların hedeflerine ulaşmalarına engel olduğuna dair söyleminin yanlış olduğunu da vurguladı: “Düşman, dinin sizin hedeflerinize ulaşmanızı engellediğini söylemek istiyor, bu tamamen yanlıştır. Düşman, halkın zihnini yönetmeye çalışıyor.”

Etiketler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha