Havza Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre, Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Ramazani, 22 Bahman (İran İslam İnkılabı’nın zafer yıldönümü) yürüyüşüne katılanlarla Senger Camisi'nde yapılan toplantıda şu açıklamalarda bulundu:

“Senger halkı dindar, devrimci ve basiret sahibidir. İnkılabın tüm alanlarında aktif bir şekilde yer almaktadır.”

Gilan halkının Uzmanlar Meclisi’ndeki temsilcisi olan Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Ramazani, İslam İnkılabı’nın kazanımlarının genç nesle açıklanması gerektiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:

“İnkılabın kazanımlarını anlatmak ve İran’ın inkılap öncesi ve sonrası durumunu istatistiksel olarak karşılaştırmak, genç nesil için bir zorunluluktur.”

Düşmanın, Müslümanları ve İslam dünyasını bağımlı hale getirmek istediğine dikkat çeken Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Ramazani, “Düşman, İslam dünyasının siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal bağımsızlığını ortadan kaldırarak onlara hâkim olmayı amaçlıyor.” dedi.

Hüccetü’l-İslam Ramazani ayrıca Müslümanların tarih boyunca bilim ve ilimde zirvede olduğunu hatırlatarak, “Bilim ve ilim, İslam toplumundan diğer milletlere ihraç edildi.” dedi.

Uzmanlar Meclisi üyesi olarak İslam toplumundan Avrupa’ya ve diğer ülkelere ilim aktarımına değinen Hüccetü’l-İslam Ramazani, “Almanya’da İbni Sina Bilim Merkezi kurulmuş ve bu büyük İslam âliminin kitapları orada öğretilmektedir.” diye ekledi.

Hüccetü’l-İslam Ramazani, İslam ülkelerinin siyasi ve askeri açıdan güçlü olduğunu belirterek, “İslam dünyasını zayıflatmak için düşmanın en büyük hilesi, İslam ülkelerini bölmek olmuştur.” ifadelerini kullandı.

Ehlibeyt (a.s) Dünya Kongresi Genel Sekreteri, düşmanın İslam dünyasını zayıflatma çabalarına dikkat çekerek şunları ekledi:

“Düşman, İslami cepheyi zayıflatmak için yalnızca siyasi ve ekonomik alanlarla yetinmedi, aynı zamanda Müslümanların resmi dili ve yazısına bile saldırdı.”

Ehlibeyt (a.s) Dünya Kongresi Genel Sekreteri, bağımlılığın küresel toplum için ölümcül bir zehir olduğunu belirterek, “İslam ülkeleri bağımlı hale gelmeden önce çok güçlüydü ve iyi bir duruma sahipti.” dedi.

Bağımlılığın her alanda zararlı ve tehlikeli olduğunu vurgulayan Hüccetü’l-İslam Ramazani, “Bilim, ekonomi, siyaset ve askeri alanlarda bağımlılığın sonucu yalnızca zillet ve aşağılanmadır.” ifadelerini kullandı.

İran’ın son 200 yıldaki coğrafi değişimlerine değinen Hüccetü’l-İslam Ramazani, “Bir zamanlar İran’ın yüzölçümü 5 milyon kilometrekareydi, ancak bazı şahların basiretsizliği nedeniyle bugün 1 milyon 648 bin kilometrekareye düşmüştür.” dedi.

Gilan halkının Uzmanlar Meclisi’ndeki temsilcisi, İran topraklarının üçte ikisinin şahlar tarafından kaybedildiğini vurgulayarak, “Son 200 yılda İran’ın küçülmesi, sömürgecilik ve yabancı ülkelere bağımlılığın bir sonucudur.” ifadelerini kullandı.

Hüccetü’l-İslam Ramazani, Pehlevi döneminde İran’ın siyasi açıdan nasıl gerilediğine de değinerek, “O dönemde sömürgeci ve emperyalist güçlerin siyasetçileri İran’a gelir, toplantılar yapar, hatta İran şahı bile bu toplantılardan habersiz olurdu. Ülkedeki tüm siyasi kararlar, Amerikan ve İngiliz büyükelçileri tarafından alınıp uygulanırdı.” dedi.

Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Ramazani, İmam Humeyni’nin (r.a) başlattığı hareketin, saf Muhammedî İslam'ı yeniden dirilttiğini belirterek şunları söyledi:

“İslamî uyanış, İran İslam İnkılabı ile dünyada gerçekleşti.”

Ehlibeyt (a.s) Dünya Kongresi Genel Sekreteri, Aşura ruhunun İslam İnkılabı ile yeniden canlandığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:

“Pehlevi dönemindeki baskılar nedeniyle İmam Hüseyin (a.s) için yapılan matem meclisleri evlerin gizli köşelerinde düzenleniyordu. Ancak İmam Humeyni (r.a), İslam İnkılabı ile Aşura’yı yalnızlıktan kurtardı.”

Hüccetü’l-İslam Ramazani, İmam Humeyni’nin (r.a) dini öğretilere yeni bir yorum kazandırdığını belirterek, “O Aşura, Gadir Hum, Hac ve diğer İslami değerleri yeniden canlandırdı.” dedi.

İmam Humeyni’nin (r.a) tarihî hareketinin manevi boyutlarına da değinen Hüccetü’l-İslam Ramazani, “O, iman nurunu toplumun derinliklerine işledi.” diye ekledi.

Gilan halkının Liderlik Uzmanlar Meclisi’ndeki temsilcisi, İslam İnkılabı’nın emperyalizme karşı dimdik ayakta durduğunu belirterek, “İmam Humeyni’nin (r.a) temelini attığı Aşura İslamı ve Kur’an merkezli İslam, emperyalizme karşı durmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Hüccetü’l-İslam Ramazani, İran halkının emperyalist cepheye karşı durmanın bedelini ödediğini vurgulayarak, “Sekiz yıllık kutsal savunma döneminde tüm emperyalist ülkeler Saddam’ın liderliğinde İran’a karşı saldırıya geçti, ancak bu adaletsiz savaşın galibi, İran İslam Cumhuriyeti ve bu toprakların halkı oldu.” dedi.

Savunma edebiyatının yayılmasının önemine dikkat çeken Hüccetü’l-İslam Ramazani, “Savunma kültürü ve edebiyatı, halk ve yetkililer arasında korunmalı ve uygulanmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Son olarak, düşmanın İran İslam Cumhuriyeti’ni diz çöktürmeyi hedeflediğini hatırlatan Hüccetü’l-İslam Ramazani, “Düşmanla mücadelede yetkililer fedakârlık yapmalı ve bu fedakârlık, zalimce uygulanan yaptırımlara karşı direnmektir.” dedi.