Hüccetü’l-İslam ve’l-Müslimin Hadi Hüseynhani
Bismillahirrahmanirrahim
Hucurât Suresi’nin 10. ayeti:
اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ۟
Allah Teâlâ bu ayette şöyle buyuruyor: “Müminler ancak kardeştir. O halde, kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’a karşı takvalı olun ki rahmete erişesiniz.”
Bu ayetten anlaşılıyor ki, inanç ve düşünce birliği içinde olan, aynı iman çatısı altında toplanan herkes kardeştir. Kadın ve erkek, bu kardeşlik bağını korumalıdır.
Ancak nasıl ki bir aile içinde iki kardeşin ilgi alanları farklı olabilir, çeşitli konularda fikir ayrılığına düşebilir ve bu da zamanla kırgınlıklara yol açabilirse, iman toplumunda da benzer anlaşmazlıklar yaşanabilir. Burada Allah’ın emri, müminlerin bu tür anlaşmazlıklara kayıtsız kalmaması ve barışı sağlamak için inisiyatif almasıdır.
Burada Yüce Allah bizlere, iman toplumunda ortaya çıkan anlaşmazlıklara karşı duyarsız kalmamamız gerektiğini emretmektedir. Bu tür ihtilaflara samimiyet ve iyi niyetle yaklaşmalı, onları gidermek için çaba göstermeliyiz.
Bu noktada, Şehit Âyetullah Mutahhari’nin önemli bir uyarısı vardır: Bu ayet, bazı art niyetli kimseler tarafından istismar edilmemeli ve barışın sağlanması, zillet ve teslimiyetle eşdeğer görülmemelidir.
Günümüzde bazı çevreler müzakereye davet etmekte, ancak gerçekte kendi çıkarlarını dayatıp karşı tarafı teslim almak istemektedir. Oysa bu ayetin maksadı kesinlikle bu değildir. Bu emir, yalnızca iman toplumu içinde kardeşliği koruma ve barışı sağlama bağlamında ele alınmalıdır.
yorumunuz