Havza Haber Ajansı muhabirinin aktardığına göre Ayetullah Muhsin Erakî, eyalet düzeyindeki ilim havzaları yöneticileri ile Merkez Yönetim Birimi’nin yardımcıları ve müdürlerinin katılımıyla Kum’daki Camiatü’l-Mustafa toplantı salonunda düzenlenen toplantının ikinci gününde şu açıklamalarda bulundu:
“İlim havzalarının yüzüncü yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen bu toplantı bir dönüşüm olayı olarak adlandırılabilir.”
Ayetullah Erakî sözlerine şöyle devam etti:
“Muhterem Rehberimiz Ayetullah Hamaney’in ilim havzalarında dönüşüm vurgusu yapmasının sebebi Şii ilim havzalarının hiçbir zaman toplumdan kopmamış ve daima toplumun ihtiyaçlarına cevap vermiş olmasıdır.”
İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi, Şii âlimlerinin peygamberlerin varisleri olduğunu ve ağır sorumluluklar taşıdıklarını belirterek şunları dile getirdi:
“Bu bağlamdaki ilk sorumluluğumuz dünya ve kendi toplumumuzdaki olayları gözlemlemektir.”
Ardından Ayetullah Erakî şu ifadeleri kullandı:
“Bu olaylar bazen şeytani kaynaklıdır ve bizim savaşımız halkla değil düşmanlarla olan bir savaştır. Bu savaş Allah’ın egemenliği ile şeytanın egemenliği arasında bir savaştır.”
Ayetullah Erakî: “Bu savaşta biz ön cephedeki askerleriz.” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu savaşta amacımız şeytanın hükmü yerine Allah’ın hükmünün geçerli olmasıdır ve bu ilahi hükmün temsilcileri de ilim havzalarıdır.”
Ayrıca Uzmanlar Meclisi üyesi olarak da görev yapan Ayetullah Erakî şu vurguyu yaptı:
“Nasıl ki din siyasetten ayrı değilse ilim havzaları da siyasetten ayrı değildir.”
İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi, ilahi hükmü ayakta tutmak ve aktarmanın ilim havzalarının görevi olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker sadece sözlü olarak iyiliği tavsiye etmek anlamına gelmez; bizim görevimiz Allah’ın hükmüne dair bilgiyi toplumda yaymak ve bu hükmün uygulanmasının altyapısını da hazırlamaktır.”
Ayetullah Erakî, günümüz insan toplumundaki mücadelenin bir ‘hüküm savaşı’ olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“Yaratılışta kimse Allah’a savaş açamaz; bu nedenle mevcut savaş Allah’ın hükmüyle şeytanın hükmü arasındadır.”
Ayetullah Erakî, günümüzde çok ağır bir savaşın içinde olunduğuna işaret ederek şu hatırlatmayı yaptı:
“Bu zorlu karşılaşmanın özel bir yönü vardır: Bu mücadele kapsamlı ve yaygındır ve biz bu savaşın bir tarafındayız.”
Ayetullah Erakî, bu mücadelenin Allah’ın hükmünü hayata geçirme amacıyla sürdürüldüğünü belirterek şunları söyledi:
“Bu çatışma sadece coğrafi açıdan değil yöntem, boyut ve diğer yönlerden de kuşatıcıdır. İlim havzaları da bu eşsiz aşama için kendini hazırlamalıdır.”
İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi, bu savaşta en önemli silahların düşünce ve ifade olduğunu vurgulayarak: “Bilgimizi bu mücadeleye uygun şekilde artırmalıyız.” dedi.
Ayrıca en önemli izleme alanlarından birinin kültürel akımları izlemek olduğunu söyleyerek şu uyarıda bulundu:
“Bugün ilim havzaları, nebilerin akımına karşı olan akımın hangisi olduğunu bilmeli ve dikkatli olmalıdır. Bu sadece Kum’daki havzalar için değil tüm ilim havzaları için geçerli bir sorumluluktur.”
Ayetullah Erakî, bugün Batı ülkelerinde çocukların eğitiminin din karşıtı değerlerle yürütülmesinin temel bir ilke haline geldiğine dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Bugün düşman genç nesli geçerek yatırımını çocuklara yöneltmiştir.”
Devamında ise şunları söyledi:
“Nebîlerin karşısındaki şeytani cephenin en önemli aracı şüphe ve tereddüttür; çünkü şeytan ilahi süreci ve peygamberlerin yolunu doğrudan ortadan kaldıramaz. Bu gerçek Kur’an-ı Kerim’de de dile getirilmiştir.”
İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi olarak, şüphe akımına karşı mücadelede kesinlik kazandıran araçlara ihtiyaç olduğunu vurgulayan Ayetullah Erakî şöyle devam etti:
“Hem düşünce ve fikir düzeyinde hem de söz söyleme biçimimizde ifadelerimiz şüphe giderici olmalıdır.”
Ayrıca “Şüpheleri ortadan kaldırmanın yöntemlerinden biri de davranışlarımızdır.” diyen Ayetullah Erakî şu uyarıyı yaptı:
“Eğer halk, bir âlimin ve din adamının davranışlarını yüce değerlerle uyumlu görürse bu kesinlikle şüphelerin giderilmesini sağlar.”
Ayetullah Erakî ayrıca şunu da vurguladı:
“Bu savaş bizim tercihimizle oluşmuş değil. Ne zaman ve nerede Allah’ın ismi anılsa, insanlara hidayet kapısı açılsa, mutlaka şeytan o kapının karşısına dikilir.”
“Bugün ilim havzaları sanal dünyada da varlık göstermelidir.” diyen Ayetullah Erakî, şu eleştiride bulundu:
“Sanal ortam düşman için serbest ve başıboş bir alan olmamalı, fakat maalesef bugün öyle olmuştur.”
Uzmanlar Meclisi üyesi sözlerinin sonuna yaklaşırken şunu vurguladı:
“Bu dijital alanda nasıl varlık göstereceğimize dair bilgimizi artırmamız gerekiyor; çünkü mevcut şartlar altında fazla vaktimiz kalmamıştır.”
Ayetullah Erakî, bugün çeşitli sebeplerden dolayı talebelerin boş vakti olmadığını belirterek şöyle konuştu:
“Hayat şartlarının zorlaşması, mevcut taleplerin çeşitlenmesi vb. durumlar talebelerin boş vakte sahip olmamalarının başlıca nedenlerindendir.”
Ayetullah Erakî, talebelerin en kısa sürede yetiştirilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Bu hedefin gerçekleşmesi için eğitim kalitesinden ödün verilmemeli, aksine yöntemler değiştirilmelidir.”
Ayetullah Erakî ayrıca bugün Ehl-i Beyt’in (a.s) adının küresel bir boyut kazandığını ifade ederek sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Tarihin hiçbir döneminde Ehl-i Beyt’in (a.s) adının bu denli dünya çapında yaygınlaştığına tanıklık etmedik; bunun en çarpıcı örneği de Erbain (Hz. Hüseyin’in kırkı) yürüyüşüdür.”
yorumunuz