Havza Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre, Ayetullah el-Uzma Hamaney milli nükleer meselesini açıklarken, İran'ın tam ve gurur verici nükleer yakıt döngüsüne sahip olmasının milletin ve genç bilim adamlarının "biz yapabiliriz" inancının bir sonucu olduğunu belirtti ve bu endüstrinin diğer bilim ve sanayilerin ilerlemesindeki önemli etkilerine değinerek, Amerika tarafından sunulan nükleer planın çığır açan "biz yapabiliriz" ilkesine tamamen aykırı olduğunu kaydederek şunları vurguladı: "Büyük nükleer endüstri zenginleştirme olmadan, pratik olarak faydasızdır ve Amerika ve Siyonist rejim bilmelidir ki ana hedeflerini, yani İran'daki nükleer endüstriyi tamamen ortadan kaldırmayı başarmak için hiçbir halt edemezler."
İnkılap Rehberi, İmam Humeyni'yi (r.a) büyüyen, istikrarlı ve güçlü İslam Cumhuriyeti sisteminin büyük mimarı olarak nitelendirdi ve şunları söyledi: "O büyük adamın vefatından otuz altı yıl sonra, onun varlığı ve İnkılabının etkileri, büyük güçlerin çöküşü, çok kutuplu bir sistemin oluşumu, Amerika'nın konum ve nüfuzunun ciddi şekilde düşüşü, hatta Avrupa ve Amerika'da dahi Siyonizm'e karşı nefretin zirveye çıkması ve birçok milletin uyanış ve Batı değerlerini reddetme hareketinde belirgin bir şekilde hissedilmektedir."
İnkılap Rehberi, Batı dünyasının "İran milletinin bir din alimi tarafından seferber edilmesi, İmam (r.a) ve milletin baştan ayağa silahlanmış ve bağımlı Pehlevi rejimine karşı silahsız bir şekilde zafer kazanması ve Amerikalıların ve beleşçi ve yağmacı Siyonistlerin İran'dan çıkarılması" karşısındaki şaşkınlığına değinerek şunları söyledi: "Batılıların ikinci şaşkınlığı, İmam'ın (r.a) tedbir ve takipleriyle İslam Cumhuriyeti sisteminin kurulmasıydı."
Ayetullah el-Uzma Hamaney, Amerikalıların İran'da uzlaşmacı bir hükümetin işbaşına gelmesi ve gayri meşru çıkarlarının yeniden sağlanması umutlarını hatırlatarak şunları ekledi: "İmam (r.a), İran'da İslami ve dini bir sistemin kurulması konusundaki açık tavrını dile getirerek Amerikalıların bu umudunu boşa çıkardı ve düşmanların yıkıcı komploları burada başladı."
İnkılap Rehberi Batılıların, özellikle de Amerika'nın İslam İnkılabı'na karşı yıkıcı planlarının hacmini, çeşitliliğini ve şiddetini çağdaş devrimler tarihinde eşi benzeri görülmemiş olarak nitelendirdi ve şunları söyledi: "Etnik kışkırtmalar, İnkılap karşıtı ve sol grupların silahlandırılması, İran'a saldırmak için Saddam adında kana susamış bir kurdun kışkırtılması ve desteklenmesi ile İmam'ın (r.a) yarenlerinin suikastı, düşmanların düşmanca eylemlerinden bazılarıydı ve etkili unsurların terör hattı, sonraki on yıllarda nükleer bilim adamlarının terör edilmesiyle devam etti."
İnkılap Rehberi "devam eden kapsamlı yaptırımlar, Amerika'nın Tebes'e askeri saldırısı ve Fars Körfezi üzerinde İran yolcu uçağına saldırısını" milletin ve İnkılabın düşmanlarının diğer kötü niyetli eylemleri arasında saydı ve şunları söyledi: "Tüm bu komploların arkasında mütekebbir devletler, özellikle Amerika ve Siyonist rejim ile Amerika'nın CIA'i, İngiltere'nin MI6'sı ve işgalci rejimin Mossad'ı gibi istihbarat teşkilatları vardı."
Ayetullah el-Uzma Hamaney bu alçak ve yıkıcı eylemlerin amacının İslam Cumhuriyeti'ni zayıflatmak olduğunu belirtti ve şunları vurguladı: "Millet ve sistem tüm bu komplolara karşı direndi ve binden fazla komployu etkisiz hale getirdi ve İslam Cumhuriyeti zayıflamamakla kalmadı, yoluna güçle devam etti ve bundan sonra da güçlü bir şekilde ilerleyecektir."
Ayetullah el-Uzma Hamaney duyguların akılcılık üzerindeki baskısını büyük bir felaket ve Fransa Devrimi de dahil olmak üzere devrimlerin sapmasının ana nedeni olarak nitelendirdi ve şunları vurguladı: "Büyük İmam (r.a), ilahi tedbiri ve gayba dayanan imanı ve akılcılığı ile İslam İnkılabı'nı bu yıkıcı afetten korudu ve bağışıklık kazandırdı ve duyguların akılcılık üzerindeki baskısının İnkılab'ın ve halkın hareketini başlangıçtaki yolundan saptırmasına izin vermedi."
İnkılap Rehberi Velayet-i Fakih ve ulusal bağımsızlığı İmam'ın (r.a) akılcılığının iki sütunu olarak nitelendirdi ve ekledi: "Velayet-i Fakih sütunu, dini yönü korur ve halkın inanç ve fedakarlık motivasyonlarından kaynaklanan İnkılab'ın sapmasını engeller ve ulusal bağımsızlık da İmam'ın (r.a) birçok düşünce ve hedefini içerir."
Ayetullah el-Uzma Hamaney, ulusal bağımsızlığı izolasyon ve dünyayla ilişkileri kesmek olarak yorumlamayı yanlış ve bir tür yanılgı olarak değerlendirdi ve ekledi: "Ulusal bağımsızlık, İran'ın ve milletin kendi ayakları üzerinde durması ve başkalarına dayanmadan, Amerika ve benzerlerinin yeşil ışığını beklememesi veya kırmızı ışığından endişe etmemesi ve kendi değerlendirmesiyle, güçlerin onayı veya muhalefeti dikkate almadan karar alması demektir."
İmam'ın (r.a) ulusal bağımsızlıkla ilgili beyanlarından alınan ilk ilkeyi açıklarken "Biz yapabiliriz" ilkesini vurguladı ve şunları söyledi: "Tağut rejiminin 'Biz yapamayız'ı halka inandırmışken, İmam (r.a) İran'ın ulusal kimliğinde, gençlerinde ve siyasetçilerinde özgüveni ve 'Biz yapabiliriz'i yeniden canlandırdı. Bilimsel, teknolojik, savunma, kalkınma ve imar alanındaki şaşırtıcı ilerlemeler bu ruh ve inanç sayesindedir."
İnkılap Rehberi, art niyetlilerin İran milletindeki 'Biz yapabiliriz' ruhunu inkar etme tasarımlarını, bu kimlik öğesinin eşsiz öneminin bir işareti olarak gördü ve şunları kaydetti: "Şu anda, nükleer mesele ve Umman'ın aracılığıyla devam eden görüşmelerde, Amerikalıların sunduğu plan yüzde yüz 'Biz yapabiliriz'e aykırıdır."
Ayetullah el-Uzma Hamaney "direniş" ilkesini, yani inançlara göre hareket etmeyi ve büyük güçlerin iradesine, dayatmasına ve zorbalığına boyun eğmemeyi, ulusal bağımsızlığın bir başka bileşeni olarak nitelendirdi ve "savunma gücünü artırmayı" başka bir ilke olarak vurgulayarak şunları söyledi: "İnkılab'ın başlangıcında savunma üretimindeki yeteneğimiz çok düşüktü ve sıfıra yakındı, ancak İmam'ın (r.a) teşviki ve vurgusuyla savunma gücünü artırma çalışmaları başladı. Öyle ki, bugün dünya savunma güçlerini değerlendirenler, İran'ın bazı savunma kategorilerinde bölgede birinci sırada yer aldığını kabul ediyor veya ambargolara rağmen İran'ın bazı yeteneklerine şaşkınlık duyuyorlar."
"Açıklama" ilkesi, İmam'ın (r.a) ulusal bağımsızlığı sağlamadaki düşünce ve eylem sisteminin başka bir parçasıydı ki İnkılap Rehberi buna değinerek şunları söyledi: "İmam, 1341'deki (1962) hareketin başlangıcından ömrünün son yılına kadar önemli meseleleri halka açıklıyordu. Son yılında halka, ilim havzalarına ve üniversitelere hitaben yazdıkları, onun en iyi yazıları arasındadır. Elbette İmam'ın (r.a) açıklamaları sadece duygulara dayanmıyordu, aynı zamanda mantıkla akılları da ikna ediyor, hem kalplere hem de zihinlere hitap ediyordu."
Ayetullah el-Uzma Hamaney "istikamet" ilkesini, yani doğru yolda sebat etmeyi ve devamlılığı, İmam'ın bakış açısıyla ulusal bağımsızlık kavramının bir başka ilkesi olarak sıraladı ve şunları ekledi: "Büyük İmam (r.a), halkın ve gençlerin fikirlerini ve kalplerini bu ilkelerle tanıştırdı ve İnkılab'ın kimliğini ve düz yoldaki hareketinin devamlılığını bu ilkelere dayalı akılcılıkla garantiledi."
Ayetullah el-Uzma Hamaney, bazı kişilerin akılcılık çağrısıyla Amerika ve zorbalara boyun eğmeyi ve teslim olmayı kastettiklerini belirtti ve şunları söyledi: "Bu akılcılık değildir; akılcılık, İmam'ın (r.a) halkı ve ülkeyi güçlü ve kudretli hale getirerek İran'ı dünyada saygın kılması ve halkın önüne parlak bir gelecek koymasıdır ki inşallah İmam'ın (r.a) akılcılığıyla temelleri atılan yolda ulusal hareketin devam etmesiyle millet, sürdürülebilir güvenliğe, ilerlemeye, genel refaha ve daha fazla uluslararası yükselişe kavuşacaktır."
İnkılap Rehberi, konuşmasının bir bölümünü nükleer meselesinin açıklanmasına ve halkı bilgilendirmeye ayırdı ve şunları söyledi: "İran, gençlerin zekası ve çalışkan bilim adamlarının çabaları sayesinde tam nükleer yakıt döngüsüne sahip olmuştur, oysa dünyada bu yeteneğe sahip ülkeler oldukça sınırlıdır."
İnkılap Rehberi nükleer endüstrinin faydalarını sadece temiz ve ucuz elektrik üretimiyle sınırlı görmedi ve şunları ekledi: "Nükleer endüstri, bir ana ve temel endüstridir ve uzmanların ve bilim adamlarının raporlarına göre – ki bu raporlar halka da sunulmalıdır – nükleer fizik, enerji mühendisliği, malzeme mühendisliği gibi çeşitli temel bilim ve mühendislik alanları ile tıbbi ekipmanlarda, havacılıkta ve hassas elektronik sensörlerde hassas teknolojiler, nükleer endüstriye bağımlıdır veya ondan etkilenmektedir."
Ayetullah Hamaney, nükleer endüstrinin tıp ve ilaç alanında ciddi hastalıkların teşhis veya tedavisindeki faydalarını ve bu endüstrinin tarım ve çevreyle ilgili sanayiler üzerindeki etkisini diğer uygulama alanları arasında saydı ve şunları söyledi: "Nükleer endüstride uranyum zenginleştirme, düşmanlarımızın da üzerinde durduğu temel ve kilit bir noktadır."
İnkılap Rehberi zenginleştirme yeteneği olmadan büyük nükleer endüstrinin faydasız olmasının nedenini açıklarken şunları söyledi: "Zenginleştirme olmadan, santraller için yakıt sağlamak amacıyla bunu elinde bulunduranlara el uzatmak zorunda kalırız.
İslam İnkılabı Rehberi sözlerine şunları ekledi: "Zenginleştirme ve yakıt üretme imkanı olmadan, yüz nükleer santrale sahip olmak bile bir işe yaramaz; çünkü yakıt sağlamak için Amerika'ya muhtaç kalırız ve onlar bu iş için onlarca şart koşabilirler, tıpkı 2000'li yıllarda yüzde 20 yakıt sağlamak için yaşananlar gibi."
Ayetullah el-Uzma Hamaney İran'ın iki dost ülkesinin, dönemin ABD başkanının talebi üzerine, iç ihtiyaçları karşılamak için yüzde 20 yakıt karşılığında yüzde 3,5 zenginleştirilmiş materyalin bir kısmının transferi için arabuluculuk yaptığı olaya değinerek şunları söyledi: "O dönemde yetkililer takası kabul ettiler ve ben de karşı tarafın yüzde 20 yakıtı Bender Abbas'a taşıması gerektiğini, biz de test ettikten sonra takası yapacağımızı söyledim. Ancak onlar bizim titizliğimizi ve ısrarımızı görünce sözlerinden caydılar ve yüzde 20 yakıtı vermediler."
Ayetullah el-Uzma Hamaney sözlerine şöyle devam etti: "Elbette o siyasi çekişmeler sırasında bilim adamlarımız yüzde 20 yakıtı ülke içinde ürettiler."
İnkılap Rehberi, Amerikalıların nükleer konuda ilk ve ana talebinin İran'ın bu endüstriden ve çeşitli faydalarından tamamen mahrum bırakılması, binlerce genç nükleer araştırmacı ve bilim insanının işsiz ve umutsuz kalması olduğunu belirtti ve şunları söyledi: "Amerikalıların terbiyesiz ve cüretkar liderleri bu isteği farklı dillerde tekrar ediyorlar."
Ayetullah el-Uzma Hamaney Amerika'nın zorba taleplerinin gerçekliğinin İran milletinin ilerlemesine ve bağımsızlığına karşı çıkmak olduğunu belirtti ve şunları vurguladı: "Bu gerçekleri, İran milletinin bir nebze de olsa bilgilenmesi için söyledik; yetkililer de daha fazla açıklama yapmalı."
Ayetullah el-Uzma Hamaney "gürültülü ve basiretsiz Amerikan hükümetinin boş sözlerine cevabımız bellidir" diyerek, birkaç yıl önce Amerikalı başkanlardan birinin "Eğer yapabilseydim, İran nükleer endüstrisinin cıvatalarını sökerdim" şeklindeki aciz itirafını hatırlattı ve ekledi: "Bugün nükleer endüstrimizin cıvataları çok daha sağlamlaşmıştır ve o başkanın hiçbir şey yapamadığını itiraf ettiği gibi, bugünkü Siyonist ve Amerikalı yöneticiler de bu konuda hiçbir halt edemeyeceklerini bilmelidirler."
İnkılap Rehberi İslam Cumhuriyeti'nin Amerikalı tarafa ve İran nükleer endüstrisinin diğer muhaliflerine ilk sözünün, iddialarının hukuki temelini sorgulamak olduğunu belirtti ve şunları söyledi: "Onlara sözümüz şudur: İran milletinin iradesi kendi elindedir. Siz kim oluyorsunuz ve bizim zenginleştirmeye sahip olup olmamamız konusunda hangi hukuki konumdan müdahale ediyorsunuz?"
İnkılap Rehberi konuşmasının son bölümünde, Siyonist rejimin Gazze'deki şaşırtıcı ve inanılmaz suçlarına değinerek "yemek dağıtım merkezi" adı altında insanları kurşuna dizdiklerini belirtti ve şunları söyledi: "Bu kadar alçaklık, kötülük, gaddarlık ve vahşet gerçekten hayret vericidir."
Ayetullah el-Uzma Hamaney Amerika'yı Siyonist rejimin suçlarına ortak olmakla suçladı ve ekledi: "Bu yüzden ısrar ediyoruz ki Amerika bu bölgeden çekilmelidir."
Ayetullah el-Uzma Hamaney İslam devletlerinin sorumluluğunun ağır olduğunu belirtti ve bugün göz ardı etme, muhafazakarlık, tarafsızlık ve sessiz kalma zamanı olmadığını vurgulayarak şunları ekledi: "Eğer bir İslam devleti, herhangi bir şekilde veya bahaneyle, ilişkileri normalleştirerek, Filistin halkına yardım yolunu kapatarak veya Siyonistlerin suçlarını meşrulaştırarak bu rejimi desteklerse, alnında ebedi bir utanç kalacağından emin olsun."
İslam İnkılabı Rehberi, Siyonistlerle işbirliğinin ilahi ve ahiret cezasının çok ağır ve zor olduğunu belirtti ve ekledi: "Elbette bu dünyada da milletler bu ihanetleri unutmayacaktır; ayrıca Siyonist rejime güvenmek hiçbir devlet için güvenlik sağlamaz çünkü bu rejim kesin ilahi hükümle çöküşe doğru gitmektedir ve inşallah bunun gerçekleşmesi uzun sürmeyecektir."
Ayetullah Hamaney ayrıca Arefe Günü'nü dua, huşu, dikkat ve tevessül baharı olarak nitelendirdi ve millete, özellikle de gençlere Arefe fırsatından büyük ölçüde yararlanmalarını, bu günde İmam Hüseyin'in aşk dolu duasını okumalarını ve Sahife-i Seccadiye'nin 47. duasını da güçleri yettiğince okuyarak Allah ile sırlarını paylaşmalarını tavsiye etti.
Törenin başında, Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Seyyid Hasan Humeyni, yaptığı konuşmada İslam İnkılabı'nı tarihin en halkçı inkılabı olarak nitelendirdi ve şunları söyledi: "'İzzet' halk için kimlik oluşturur ve her zaman Büyük İmam'ın (r.a) ve İnkılab'ın Rehberi'nin tekrarlanan vurguları temelinde 'İslami izzetimiz' ve 'milli izzetimiz'in hiçbir koşulda zedelenmemesine dikkat etmeliyiz."
İmam Humeyni'nin türbesinin yöneticisi, Lübnan, Irak, Yemen ve Filistin'deki İslam İnkılabı'ndan kaynaklanan uyanış ve direnişi önemli olarak nitelendirdi ve bazı ülkelerin Siyonist rejimin Gazze'deki suçları karşısındaki sessizliğini eleştirerek şunları söyledi: "Bugün İmam'ın (r.a) sesi herkesin kulağında çınlıyor; İsrail yok edilmeli ve ortadan kaldırılmalı, çünkü o kanserli bir tümördür."
İmam Humeyni'nin (ra) Vefatının 36. Yıldönümü:
İmam'ın Akılcı Yolunun Devamı İlerleme, Güvenlik ve Refah Getirdi
Havza / İslam İnkılabı'nın Yüce Rehberi İmam Humeyni'nin (ra) türbesinde düzenlenen büyük ve coşkulu törende şöyle dedi: "Büyük İmam (r.a), imanından kaynaklanan tedbir ve akılcılıkla, ihtişamlı ve onurlu inkılabın ve ülkenin hareketinin devamlılığının ilkelerini 'ulusal bağımsızlık' temel kavramı altında toplamıştır ve Aziz İran bu ilkeler sayesinde ilerlemeye, genel refaha, sürdürülebilir güvenliğe, dış konumunun daha da yükselmesine ve parlak geleceğine ulaşacaktır."
yorumunuz