Salı 2 Aralık 2025 - 12:54
İnkılap Rehberi’nin Yönergelerinde İsrafa Karşı Mücadele Nedenleri

Havza / Son otuz yıl içinde İnkılap Rehberi’nin en önemli ve sıkça tekrarlanan tavsiyelerinden biri israfa karşı durmak ve ülkede dengeli, ölçülü tüketimi vurgulamak olmuştur. Nitekim kendisi son konuşmasında da bu önemli meseleyi hem halka hem de yetkililere bir kez daha hatırlatmıştır. 

Havza Haber Ajansı’nın analizine göre, geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Besic Haftası münasebetiyle İnkılap Rehberi’nin televizyon konuşması birçok önemli noktayı içeriyordu. Bu konuşmanın temel eksenlerinden biri ekmek, gaz, benzin ve gıda maddeleri dâhil olmak üzere her alanda israftan kaçınılması yönündeki tavsiyesi idi. Rehber özellikle şöyle vurguladı: “Eğer bu kadar israf olmasa, ülkenin durumu şüphesiz çok daha iyi olurdu.” 

İnkılap Rehberi’nin 35 Yıllık Talebi

Elbette bilinmelidir ki bu talep, İnkılap Rehberi’nin otuz yıldan daha eskiye dayanan bir talebidir. Nitekim kendisi 1990 yılında bir toplantıda açıkça şöyle buyurmuştu: “Toplumumuz tüketimcilik ruhunu terk etmeli ve Batı kültürlerinde yayılan bu anlayıştan kurtulmalıdır... Tüketime, lüks yaşama yönelim gibi cahiliye toplumlarında yeşeren eğilimler İslami toplumda kökten ortadan kaldırılmalıdır.” 


"Tüketim Modelinin Islahı Yılı" Olarak Bir Yılın İsimlendirilmesi

Yazar ve Araştırmacı Mehdi Molaî, bu konuda yaptığı açıklamada toplumun tüketim kültürünü düzeltmek, halkı tasarrufa teşvik etmek ve israftan sakındırmak meselesinin uzun yıllardır İnkılap Rehberi’nin temel kaygılarından biri olduğunu ifade etti ve şöyle dedi: "İnkılap Rehberi’nin son 35 yıldaki konuşmalarına bakıldığında, tüketimcilikten uzak durma vurgusu son yıllara özel veya yaptırımların baskısından doğmuş bir mesele değil, İslam İnkılabı'nın ilk yıllarına uzanan bir yaklaşımın devamıdır. 
Nitekim kendisi 1992 Nevruz mesajında açıkça halktan şöyle ricada bulunmuştu: 'Defalarca söyledim, yine söylüyorum, lütfen tüketimciliği bırakınız. Tüketim ölçülü olmalı. İsraf derecesinde ve aşırı olmamalı.'"
Molaî ayrıca şöyle ekledi: "Zamanla ekonomik baskıların ve yaptırımların artmasıyla birlikte bu konu daha ciddi bir boyut kazandı. İnkılap Rehberi, yılların özel isimlendirme geleneğini sürdürerek, 2009 yılını 'Tüketim Modelinin Islahı Yılı' ilan etti. Böylece halkı ve yöneticileri bu işe daha ciddi biçimde davet etti."

Molaî devamında şöyle hatırlattı: "Tam da bu bağlamda İnkılap Rehberi’nin hikmetli önderliğiyle 'Direniş Ekonomisi' kavramı şekillendi. Bu model, yaptırımlar ve düşman baskısına rağmen, iç kaynaklara dayanarak ekonomik bağımsızlığı amaçlayan ve tüketim modelini düzeltmeyi esas alan bir anlayıştı. İlginç olan şu ki 2013 yılında yayımlanan Direniş Ekonomisi Genel Politikaları belgesinde, 'tüketim modelinin ıslahı, savurganlık ve gereksiz harcamalardan kaçınmak' ekonomi sisteminin temel direklerinden biri olarak tarif edildi. 
İnkılap Rehberi daha sonra bu konuda şöyle vurguladı: 'Tasarruf, kemer sıkmak değildir; doğru, akıllıca ve İslami ölçülere uygun tüketimdir.'"

Hem Halk Hem Yetkililer Bu Sözün Muhatabıdır

Molaî ayrıca şunu belirtti: "Bu konuda İnkılap Rehberi’nin hitabı yalnızca halka değil, özellikle yöneticilere de yöneliktir. Zira İnkılap Rehberi’nin tasarruf konusundaki uyarı ve beyanları, halk kadar, hatta belki daha fazla, görevlileri de ilgilendirmektedir."

Molaî şöyle ekledi: "Rehber bir konuşmasında şöyle buyurmuştur:‌ 'Bugün Müslümanların kamu malından sorumlu olan kimseler, kamuya ve halka ait olmayan yerlere bu malı harcamaktan sakınmalıdırlar. Bu, kamu malını adaletli paylaşım yoludur. Bir yetkili Allah korusun, kamu malını israf eder veya onu kişisel çıkarı, dostları ya da yakınları için kullanırsa, bu adaletten ve kamu malının hakiki düzeninden sapmadır.'
Bu durum açıkça göstermektedir ki, İnkılap Rehberi halkı tasarrufa davet ederken bizzat kendisi bu kültürün öncüsü ve uygulayıcısıdır.
İlginç ve ibretliktir ki, birkaç ay önce Dr. Pezeşkiyan, İnkılap Rehberi’nin tasarrufa verdiği önemi anlatırken şöyle bir hatıra nakletmiştir: 'Enerji arzı sorununu kendisiyle görüştüğümüzde, bir sonraki buluşmada fark ettim ki, odasındaki lambaların yarısını kapatmıştı ve şöyle buyurdu: ‘Biz ışık (elektrik) kullanımını azalttık.’'"

Medyanın Tüketimciliği Artırmadaki Rolü 

Havza Yazarı ve Araştırmacısı Hüccet-ül İslam Habip Babaî toplumda tüketim kültürünü artıran etkenlerden birinin modern medya olduğunu belirterek şöyle dedi: “Sanal ortamlar ve sosyal ağların israfı teşvik eden platformlar olduğu bir yana, televizyon reklamlarına yüzeysel bir bakış bile ticari reklamlarda ve tanıtım filmlerinde hâkim olan ruhun, daha fazla tüketimi özendirmek üzerine kurulduğunu göstermektedir. Oysa televizyon reklamcılığıyla ilgili 24. maddeye göre ‘Reklamlar, insanların ihtiyaçlarının ötesinde tüketime ve imkânların israfına teşvik edici şekilde tasarlanıp hazırlanamaz.’” 

Hüccet-ül İslam Babaî ayrıca şunu vurguladı: "Yüce Rehber’in sözleri ve öğretilerine göre, tüketimcilik israf boyutuna vardığında her millet için tehlikeli bir hastalık hâline gelir. Rehber'e göre İslamî yaşam tarzının en önemli ölçütlerinden biri doğru tüketimdir. Yani gayri İslamî biçimde tüketimci bir ruha yönelmemektir. Nitekim doğru, ölçülü tüketim ve nimetlere şükür ve berekete dikkat etmek Rehber'in bakışına göre İslam medeniyetinin en önemli yazılımsal bileşenlerindendir." 

Hüccet-ül İslam Babaî şöyle devam etti: “Tüketimcilik ruhunun güçlenmesi, ulusal ekonominin kaderi üzerinde olumsuz etki yapar. Çünkü hem ekonomiye ve toplum kültürüne zarar verir, hem de bireyler açısından psikolojik ve ahlaki kayıplarla birlikte gelir.” 

Hazırlayan: Seyyid Muhammed Mehdi Musevî

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha