Havza Haber Ajansı’nın bildirdiğine göre Ayetullah Ali Rıza Ârafi, Kum’daki Masumiyye Medresesi Konferans Salonu’nda düzenlenen Ülke Genelindeki Talebe ve Âlimleri Temsilcilerinin Yıllık Toplantısı’nda konuşarak, havzanın tarihî ve medeniyetî konumunu açıklayıp şöyle dedi: “Havza, özünde İslami düşünceye dayalı medeniyet niteliğine sahip bir kurumdur ve bu nitelik bin yılı aşkın bir süredir devam etmektedir.”
İmam Humeynî (r.a.), İslam’ın medeniyet teorisini kapsamlı ve cesur bir yaklaşımla sahaya taşıdı
İlim Havzaları Müdürü, İslam’ın medeniyet boyutunu anlamaya yönelik üç yaklaşımı açıklayarak şu noktaya vurgu yaptı: “İmam Humeynî (r.a), kapsamlı, sistematik ve bilimsel-sosyal değişimleri kabul eden bir yorum ortaya koyarak, İslami düşünce tarihinde bir dönüm noktası oluşturdu ve İslam’ın fikrî ve medeniyetî hayatında yeni bir aşama başlattı.”
Yanlış yorumlara karşı bütüncül bir anlayış: Medeniyetçi İslam
Ayetullah Ârafi, “medeniyetçi İslam” kavramına dair yanlış yaklaşımlara işaret ederek şöyle dedi: “Bazı gruplar İslam’ı öyle yorumlamışlardır ki sanki dinî kaynaklar, insanın tüm bilimsel düşünme ve çabasının yerine geçmelidir ve bilimsel gayretlerin yolu kapatılmalıdır. Bu bakış —ki bazı mutaassıp akımlarda görülmüştür— ne kabul edilebilir ne de İslam’ın hakikatiyle uyumludur.”
İlim Havzaları Yüksek Konseyi Üyesi ekledi: “Buna karşılık İmam Humeynî’nin (r.a) sunduğu İslam yorumu, bütüncül, toplum merkezli ve medeniyet eksenli bir yaklaşım olup insan hayatının tüm boyutlarını kuşatır. Aynı zamanda bilimsel gelişim ve dönüşümü kabul eden, yeni ihtiyaçlara cevap verebilen dinamik bir yorumdur.”
Üçüncü Teorinin Şekillenmesi: İslam İnkılabı’nın Başında İslam’ın Yeniden İnşa Edilmesi
İlim Havzaları Müdürü, İslami hareketin ilk yıllarına işaret ederek şöyle hatırlattı: “Eğer bugün biri, İmam’ın 1961–1963 yıllarındaki düşüncelerini gözden geçirirse, o dönemin yedi–sekiz konuşması, mesajı ve kısa bildirilerini incelerse İmam’ın havzanın merkezinde, İslam’ı bilgi, kültür, toplum ve siyaset alanlarında derin bir şekilde yeniden inşa ettiğini açıkça görür.”
Ayetullah Ârafi ayrıca şu noktayı da vurguladı: “Birçok âlim bu yaklaşımı anlıyor, fakat onu takip etmeye ya cesaret edemiyor ya da buna imkân bulamıyordu. İmam’ı diğerlerinden ayıran şey İslam’a dair derin ve yöntemli bir anlayışla birlikte, onu açıklamada ve bir söylem hâline getirmede eşsiz bir cesarete sahip olmasıydı. Bu iki özellik İmam Humeynî’de (r.a.) birleşti ve işte bu, üçüncü teoriyi yani ‘medeniyetçi İslam’ı sahneye çıkardı.”
Medeniyetçi Yaklaşımın Büyük Mütefekkirlerin Eserlerindeki İzleri
Ayetullah Ârafi, büyük Şiî düşünürlerin eserlerinde bu medeniyetçi bakışın izlerine dikkat çekerek şöyle ekledi: “Bu yaklaşımın kökleri, İslam düşüncesinin birçok büyüğünün eserlerinde görülür. Fakihlerimizin, kelamcılarımızın, müfessirlerimizin, hikmet ve felsefe âlimlerimizin çalışmalarında bu yönelim mevcuttur. Allâme Tabatabaî’nin gerek felsefî araştırmalarında gerekse el-Mîzân tefsirinde İslam’a kapsamlı ve medeniyet boyutlu bir bakış çok açık biçimde yansımaktadır.”
İlim Havzaları Yüksek Konseyi üyesi şöyle devam etti: “Bununla birlikte tüm bu yönleri geniş ve bütüncül bir çerçevede bir araya getiren ve yeni bir hareketin temelini atan şahsiyet, İmam Humeynî (r.a.) olmuştur.”
İslam Düşüncesinin Gelişiminde Bir Dönüm Noktası: İmam Humeynî (r.a.)
İlim Havzaları Müdürü, yakın zamanda Necefli âlimlerle yapılan oturumda havzanın tarihsel dönüşümlerini gözden geçirdiklerini belirterek şöyle dedi:
“Son 1200 yıl içinde, havza tarihinde on ila yirmi büyük dönüşüm dönemi yaşanmıştır. Bu dönemlerde Allâme Hillî, Hâce Nasîrüddîn Tûsî ve diğer büyük âlimler başat rol oynamış, her biri kendi döneminde bir dönüm noktası oluşturmuştur.”
Ayetullah Ârafi devam etti: “Ancak İmam Humeynî (r.a.), tarihi ölçekte farklı bir mertebeye sahipti; adeta tarihte büyük bir virajı döndürdü. Geçmiş mirasın tamamından faydalandı fakat bambaşka bir hareket ortaya koydu; birkaç yüzyıllık bir dönüşümü gerçekleştirdi ve İslam’ı yeni bir aşamaya taşıdı.”
Dönüşümün Temeli: İmam’ın İslam’a Medeniyet Perspektifi
İlim Havzaları Müdürü, düşmanlıkların merkezinde de bu medeniyetçi yaklaşımın bulunduğunu vurgulayarak şöyle dedi: “İmam Humeynî’nin (r.a.) dönüşüm oluşturan ruhu ve özü, İslam’a dair geniş, derin ve medeniyet boyutlu bakışıydı. Bu yaklaşım, İslam düşüncesinin temel ilkelerinden biridir; İmam bunu yeniden canlandırdı ve sosyal-politik alana taşıdı.”
Havza’nın Tarihî Kapasitesi: Büyük Şahsiyetler Yetiştirme Gücü
Ayetullah Ârafi, havzaların tarihsel birikim ve kapasitesine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Havza, yokluk, zorluk, baskı ve türlü sıkıntılar içinde bile İmam Humeynî (r.a.) gibi büyük şahsiyetleri yetiştirmeyi başarmış ve büyük dönüşümlerin kaynağı olmuştur. Bu durum, bu dinî söylemin içinde büyük bir potansiyel ve kabiliyetin gizli olduğunu gösteriyor.”
Ayetullah Ârafi şöyle devam etti: “Bugün de her şeyden önce kendimize inanmalı, sorumluluğumuzun büyüklüğünü kavramalı ve aynı zamanda eksikliklerimizi doğru şekilde görmeliyiz. Hareketimiz korku ve umut arasında dengeden çıkarsa ya gurura kapılırız ya da umutsuzluğa düşeriz. Dengeli bir hareket; imkânlarımızın ve günün sınırsız ihtiyaçlarının doğru tanınmasıyla birleştiğinde, motivasyon, gayret, cihadî ve devrimci bir hareketin zeminini oluşturur.”
İslam İnkılabı'na Yönelik En Şiddetli Saldırı Dalgaları
İlim Havzaları Genel Müdürü, mevcut duruma işaret ederek şöyle dedi: “Bugün en zorlu dönemlerden birindeyiz ve İslâm İnkılabı, geçmiş hiçbir dönemde görülmemiş türden saldırı dalgalarıyla karşı karşıya; kapsamlı ve tamamen hücum niteliği taşıyan dalgalarla.”
Kum Havzası Müderrisler Cemiyeti üyesi vurguladı: “Bu şartlarda, havzanın toplumun fikrî yapısında ve ülkenin sistemlerinde etkin rol üstlenmesi inkâr edilemez bir zorunluluktur. Her ne kadar havza birçok alan ve ihtiyaçta sistem içinde yer almış olsa da ülkenin belgeler, projeler ve yasalar bütününde güçlü, örgütlü ve etkili bir varlığın hâlâ eksikliği hissedilmektedir; bu da ciddi ve programlı bir çalışmayı gerektirmektedir.”
Yasama Sisteminde Havzanın Rolünün Güçlendirilmesi Gereği
Ayetullah Ârafi, havza âlimlerinin ülkenin yasaları ve düzenlemelerinde daha etkin olması gerektiğini belirterek şöyle dedi:
“Anayasa Koruma Konseyi (Şûrâ-yı Negâhban) esas itibarıyla yasaların şer’î olup olmadığına bakmaktadır; ancak İslam’ın düşünce sisteminin kanun ve düzenlemelere aktarılması, son derece önemli ve stratejik bir meseledir ve bu alanda yapılması gereken çok şey vardır.”
Ayetullah Ârafi ardından şöyle devam etti: “Bu yaklaşımın gerçekleşmesi için havzalarda yaklaşık 30 yönlendirme ve koordinasyon kurulu oluşturulmuştur. Bunlardan bazıları çok iyi, bazıları iyi, bazıları ise orta düzeyde performans göstermiştir; ancak genel olarak yeni ve değerli adımlar atılmıştır.”
İlim Havzalarının Yedinci Kalkınma Programındaki Bilimsel Varlığı
İlim Havzaları Müdürü, havza elitlerinin yasama süreçlerindeki rolüne işaret ederek şöyle dedi:
“Nüfus gibi bazı konularda havza başarılı bir performans sergilemiş ve havzanın âlimleri ile hocaları bu süreçlere aktif şekilde katılmışlardır. Yedinci Kalkınma Programı’nın incelenmesinde de önemli birkaç komisyonda havza âlimlerinin temsilcileri yer almış ve uzman görüşleri sunmuştur.”
Ayetullah Ârafi şu ifadeleri ekledi: “Anayasa Koruma Konseyi (Şûrâ-yı Negâhban) ile ilgili toplantılarda, görüşmelerde ve diğer programlarda da bulunduk. Defalarca vurguladım ki havza kesinlikle resmî ve kurumsal bir şekilde görüş bildirmeli ve ülkenin belgelerini ve sistemlerini şekillendirmede rol sahibi olmalıdır.”
İslami Düşüncenin Yasalar ve Üst Politika Belgelerindeki Yeri Güçlendi
Ayetullah Ârafi, İslami düşüncenin ve temel ilkelerin kanunlar ile ülkenin makro politikalarında yansımasının gerekliliğine dikkat çekerek şöyle dedi:
“Görevimiz, İslami düşünce ve yönelimlerin bu yasalar içine yerleşmesini sağlamaktı ve bu alanda onlarca çalışma yapıldı. Bugün ise daha derin ve kapsamlı cevaplar üretmek için tedbirler alınmış durumda ve bu konu belgelerimizde defalarca vurgulanmıştır.”
Ayetullah Ârafi şöyle devam etti: “Yüksek Kültür İnkılabı Konseyi’nin bazı kararları, değerlendirilmek ve görüş bildirilmek üzere havzanın araştırma merkezlerine gönderildi. Bu incelemelerin etkisi, politika taslaklarının metinlerinde açıkça görülmektedir.”
İlim Havzaları Müdürü ekledi: “Havza tarafından hazırlanan bazı düzeltme ve iyileştirme önerileri birkaç defa Maslahat Teşhisi Konseyi’ne sunulmuş, bazı alanlarda ise uzman görüşleri doğrudan İslam İnkılabı Rehberi’ne iletilmiştir.”
Ayetullah Ârafi şu vurguyu yaptı: “Sistem oluşturma ve büyük ölçekli tasarımlar uzun ve hassas bir süreç gerektirir. Her ne kadar eğitim programlarımızda ve bilimsel tasarımlarımızda sosyal sistemlere ve ülke düzenlemelerine etki edecek kapasite öngörülmüş olsa da bu süreç hâlâ başlangıç aşamalarındadır.”
Havza İletişim Merkezi'nin Güçlendirilmesi ve Kurumlarla İş Birliğinin Genişletilmesi
İlim Havzaları Müdürü, Havza İletişim Merkezi'nin yeni yapısına değinerek şöyle dedi:
“İletişim Merkezi, Uluslararası İlişkiler Başkanlığından bağımsız bir şekilde yeniden oluşturuldu ve sorumluluğu Hüccetü’l-İslâm ve’l-Müslimîn Recâî’ye verildi. Talebe temsilcileri ile havza âlimlerinin bu merkezin faaliyetlerini tanımaları gerekir; çünkü bu merkez havza ile devlet kurumları arasındaki iletişim sürecini kolaylaştırabilir ve geniş çaplı iş birliklerinin zeminini hazırlayabilir.”
Ayrıca Uzmanlar Meclisi Başkanlık Heyeti üyesi olarak, mevcut katılımcıların bir kısmını fâzıl, yetkin ve tecrübeli kişiler olarak tanıdığını belirterek “Bu kapasiteden ortak programları ilerletmek için yararlanılabilir.” dedi.
Havza ile Millî Eğitim Bakanlığı Arasındaki Ortak Programların İlerlemesi
Ayetullah Ârafi, çeşitli kurumlarla —özellikle de Millî Eğitim Bakanlığı ile— yapılan ortak anlaşmalara değinerek şöyle konuştu:
“İlk beş yıllık program sona erdi ve ikinci beş yıllık program da birkaç ay önce imzalandı. Bu programları sadece bir mutabakat zaptı düzeyinde bırakmamalı, gerçek uygulamaya dönüştürmeliyiz.”
Ayetullah Ârafi ayrıca şunu duyurdu: “Havza ile farklı kurumlar arasında yaklaşık 50 iş birliği ve protokol bulunuyor. İncelenmekte olan 100 proje arasından 10 proje, operasyonel planlama aşamasına geçmiş durumda.”
Sorunların Takibi ve Yeni Bir Tebliğ Planının Hazırlanması
İlim Havzaları Müdürü, havzanın yeni tebliğ ortamına işaret ederek şöyle dedi:
“Bazı projelerde sorunlar tespit edildi ve şu anda Hüccetü’l-İslâm Refîî ve ekibi, süreçleri düzeltmek ve yeni bir tebliğ planı hazırlamak için çalışıyorlar. Amaç, aktif tebliğ kadroları ile havza arasındaki bağlantının korunması ve geleceğe yönelik gerekli taahhütlerin belirlenmesidir.”
Ayetullah Ârafi son olarak şöyle ekledi: “Bugün okullarda ‘Emîn’ tebliğ projelerinde 13 ila 15 bin kişi görev yapıyor. Son üç yılda, ilahî lütufla ve imkânların genişlemesiyle tebliğ faaliyetlerinde dikkate değer bir gelişme sağlanmıştır.”
yorumunuz